Türkiyeli Sanatçı Hakan Daloğlu’nun Kıbrıs Modern Sanat Müzesi İçin Hazırladığı ve 273 Eskiz 2 Yağlı Boya Resimden Oluşan Kişisel Sergisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu Tarafından Açıldı…
Eklenme Tarihi: 30 Ekim 2019, 16:27
Son Güncelleme Tarihi: 23 Kasım 2020, 16:37

Türkiyeli sanatçı Hakan Daloğlu’nun Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için özel olarak hazırladığı desenlerden oluşan “Faust: Gelişmenin Trajedisi” adlı ve 275 eserden oluşan kişisel sergisi Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu tarafından açıldı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’ne bağlı Sanat Merkezi’nde gerçekleşen açılışa, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu, Kurucu Rektör Dr. Suat İ. Günsel, rektör yardımcıları, enstitü müdürleri, dekanlar, öğretim üyeleri, sanatçılar ve davetliler katıldı.

Sergi açılışında Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Sanatçı Hakan Daloğlu ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu birer konuşma yaptı.

Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “An itibariyle Yakın Doğu kampüsünde 8 ülkenin (Kazakistan, Kırgızistan, Azerbaycan, Türkiye, Belarus, Kosova, Almanya ve Litvanya) sanatçılarının eserlerinden oluşan 8 ayrı sergide, toplamda Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için üretilen 734 çalışmanın daha sanatseverlerle buluşuyor. Sanatçı Hakan Daloğlu’nun sergisi ile birlikte bir yıl içerisinde 166. serginin açılışını şu an gerçekleştiriyoruz” ifadelerini kullanarak konuşmasına başladı.

Yakın Doğulu bir araştırmacı CERN projesine dahil oldu
Prof. Dr. Şanlıdağ, daha önceki konuşmalarında Yakın Doğu Üniversitesi olarak CERN projesine dahil olunacağına dair çalışmalara başlandığından söz ettiğini, bu bağlamda CERN’de büyük Hadron Çarpıştırıcısı’nın en önemli parçasını 4 büyük dedektörün (ATLAS, CMS, ALICE ve LHCb) oluşturduğunu vurgulayarak, geçen hafta itibarıyla Yakın Doğulu bir araştırmacının, CMS grubunda, çarpışma sırasında CMS dedektörü tarafından dedekte edilen parçacıkların kaydedilmesi ve elde edilen verilerin işlenmesinde çalışmaya başladığını söyledi. Şanlıdağ, bu gruba 37 ülkeden, yaklaşık 2000 fizikçi ve mühendisin katılmakta olduğunu, 155 enstitünün katkı verdiğini vurguladı.

Şanlıdağ; “Üniversitelerin üreteceği bilimden, yenileşim ve teknolojiden lokal olarak toplumumuz, global olarak da uygarlığımız kazanacaktır”
“Üniversitemiz, belirlediği hedeflere ulaşmak için sanat, bilim ve yenileşim ekseninde çalışmaya ve üretmeye yılmadan devam edecektir” diyen Prof. Dr. Şanlıdağ; “Sonuç itibarıyla unutulmamalıdır ki, üniversitelerin üreteceği bilimden, yenileşim ve teknolojiden lokal olarak toplumumuz global olarak da uygarlığımız kazanacaktır. Bu uzun ve meşakkatli yolculuğu Günsel ailesinin her bir bireyinin desteği ve yol göstericiliği ile gerçekleştirmekteyiz. Bu yolda inanç var, azim var, üretim var, birliktelik var ve en önemlisi de büyük bir aile var. Onlara bir kez daha teşekkür ederken, bu hisleri hep birlikte paylaşmanın mutluluğu ile sizleri selamlar, en derin saygılarımı sunarım.” dedi.

Sanatçı Hakan Daloğlu eserlerinde ölüm-kalım’ı anlatıyor
Sanatçı Hakan Daloğlu ise eserlerinde ölüm-kalım’ı anlattığını, birçok eserinin 10 yıllık bir geçmişi olduğunu ve KKTC’ye gelerek, burada da yaptıklarıyla birlikte kişisel desen sergisini düzenlediklerini belirtti.

Sanatçı Daloğlu, ilk resim öğretmeninin yüksek mimar, resim ve heykeltıraş sanatçısı Mükremin Mungan’ın geçtiğimiz günlerde hayata gözlerini yumduğunu ve son yolculuğuna uğurlayamadığı için burukluk yaşadığını, bu sergisini de Mükremin Mungan’a ithaf ettiğini söyledi.

“Biyolojik yaşamımız bittiği zaman bizi yaşatacak olan Kıbrıs Modern Sanat Müzesi olacak”
Sanatçı Daloğlu, resim ve heykeltraş sanatçısı Mungan’ın “Sanatçının biyolojik yaşamı bittiğinde asıl sanat yaşamı başlar” sözüyle devam ettiği konuşmasına, “Çünkü büyük ölümsüzlük ve küçük ölümsüzlük vardır ki aileleriniz sizi tanıdıkça yaşarsınız ama hepsi yok olduğunda o küçük ölümsüzlüktür. Fakat Kundela derki;” Büyük ölümsüzlük siz doğmadan önce var olan ve sonrasında yaşamını yitirdiğinde bile hatırlanan Mozart, Beethoven, Picasso gibilerdir ki, 1973 yılında Picasso’nun son eserini gördüğümde henüz 3 yaşımdaydım. Onunla tanışma şansım yoktu kuşkusuz, ben yürümeye çalışan küçük bir çocukken o son eserini yapıyordu. Dolayısıyla onunla tanışmam 28 yaşında Metropolitan Müzesi’nde olduğunda bir şaşma ile birlikte hocamı hatırlatmıştı bu büyük ölümsüzlük. Elbette ki bir müzeyle bağlantılı. Çünkü biyolojik yaşamımız bittiği zaman bizi yaşatacak olan bu Kıbrıs Modern Sanat Müzesi olacak. Bugün var olduğumuz için yarına kalacak olan eserlerimiz ve yaptığımız bütün eserler ölüme karşı verilmiş bir zaferdir. Çünkü onları geleceğe bıraktığımız için biyolojik yaşamımızdan sonra sanat yaşamımız devam edecektir. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi ölümsüzlüğümüz için vardır. Bunun içinde çok şey hak eder ve koşulsuz,çıkarsızca ona her şeyimizi vermek, aslında kendi ölümsüzlüğümüzü ilan etmekten başka bir şey değildir.

Burada 275 çalışmamı sizlere sunuyorum ama devamı gelecek. Çalışmalarımda, Faust’u anlatıyorum, Gelibolu da var, Gelibolu’nun tahliyesi de, Truva da. Çünkü Faust ikinci eserinde, ölmeden önce bütün hayatı boyunca yazdığı eserinin ikinci bölümünde, Truva’yı anlatır.

“Almanların şöyle bir endişesi vardır zihinlerinde; Antik dünyayı, Ortaçağı ve modern dünyayı birleştirmek isterler. Bu modernitenin birinci koşuludur aslında. Dedeler, babalar ve oğullar birbirini tanımak zorundadır ve bunları tanıtacak olan da bu zihin yapısıdır. Dolayısıyla antik dünyayı, Ortaçağı ve modern dünyayı birbirine bağlamamız gerekir. Gothe bunu çok istemişti, bende istiyorum. Faust hiçbir zaman bitmez. Çünkü insan içindeki iyiyi ve kötüyü anlatır. Çünkü insan içinde hem iyi hem de kötü vardır. İyinin olduğu yerde iyilik ve kötülük birliktedir. İyiden bir kötülük, kötülükten de bir iyilik doğacaktır. Dolayısıyla bu her insan içinde olan bir durum olduğu için bu evrensellik modern yaşamında bir parçasıdır.”

“Yeniyi isterken eskiyi de korumaktır. Müzenin de birinci hedefi bu”
Sanatçı Daloğlu, “Yeniyi yapmak için eskinin yok edilmesi gerekir fakat eskiyi yok etmekten de üzüntü duyarız, onu da yaşatmak isteriz fakat omlet yapmak için yumurtayı kırmak gerekir, bu mecburiyet içerisinde ki trajik durum yeniyi isterken eskiyi de korumaktır. İşte bu müzenin de birinci hedefi bu, dolayısıyla hedefi yerine getirirken her ikisini de yapmak bir trajik durumdur zaten. Bu ikisi arasında gitmek bir dualitedir, ikiliktir. Gothe’nin renk kuramından Faust eserine kadar insan iyi ve kötü arasında ikilemdedir. Gelişmek istiyorsa muhakkak yıkmak zorundadır ve yıktığı kadar da üzüntü duyar.”

“Modern yaşamı ‘dedeler, babalar ve oğulları’ birlikte yaşatmak gerekir. Bunu Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin yapacağına eminim”
19. yüzyılın büyük üstadları Marx, Freud gibi büyük üstadlar bu üzüntüyü duyarlardı. Fakat 20-21. yüzyıllar radikal modellerle dolu geçmişi çok çabuk yıkıp, arkalarına bile bakmadıkları için bugün dedeler, babalar ve oğullar birbirini tanımamaktadır. Dolayısyla modern yaşam bunu gerektirir ve biz modern yaşamı ‘dedeler, babalar ve oğulları’ birlikte yaşatmak gerekir. Bunu Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin yapacağına eminim, emin olmasam bu kadar eser vermezdim. Bunun için Kurucu Rektör Dr. Suat İ. Günsel’e , ailesine, akademisyen ailesine,müzede görev alanlara çok teşekkür ediyorum” diyerek Gothe’nin “ Ey sanatçı yarat, konuşma..!” sözleriyle konuşmasını sonlandırdı.

Dr.Faiz Sucuoğlu; “Yakın Doğu Üniversitesi sanatın merkezi olmuştur”
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu ise, Hakan bey’in konuşmasını hayranlıkla dinlediklerini belirterek; “Sanatçı olmak kolay değil, böyle kaliteli, başarılı sanatçıları bulup buraya getirmekte kolay değil. Yakın Doğu Üniversitesi sanatın merkezi olmuş durumdadır. Birçok salonda aynı anda resim sergilerinin olduğu bana göre üniversitelere özellikle iddialı üniversitelere yakışan bir durum dolayısıyla sanatın bu kadar önde tutulması ve destek verilmesi gerekmektedir.

“Kıbrıs Modern Sanat Müzesi İçin Ülkemize Gelen Sanatçılar Kabul edilebilir Kalitenin Üzerinde”
Şunu mutlulukla ifade etmek istiyorum ki ülkemize Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için gelen ve burada eserlerini yapan sanatçıların kabul edilebilir bir kalitenin üzerinde olduğunu çok net fark ediyoruz. Her katıldığım sergi de bunu daha net görüyorum. İnanıyorum ki önümüzdeki süreçte de böyle seçkin sanatçıların eserlerini burada görmeyi ve sanatçıları da dinleme imkanımız olacaktır. Başta Kurucu rektör Suat Hoca ve katkı koyan herkese teşekkür ediyorum. Çünkü KKTC’ye kazandırılmış çok önemli bir olay. Sanat her zaman bir ülkenin, milletin olmazsa olmazıdır, öylede olmalıdır. Yakın Doğu Üniversitesi’nin o yönde katkıları zaten devam ediyor ve ilerleyen süreçte seçkin, kaliteli sanatçılarla bizleri buluşturmaya devam edecektir.” Dedi.

Uluslararası resim ustaları Uluğ Beg ödülü takdim edildi, sergi kurdelesi kesildi
Konuşmaların ardından Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Dr. Faiz Sucuoğlu tarafından Türkiyeli sanatçı Hakan Daloğlu’na, Uluslararası resim ustaları Uluğ Beg ödülü takdim edildi ve sergi kurdelesi kesildi. Sergi 08 Kasım 2019 tarihine kadar hafta içi 08.00-16.00 saatleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezine bağlı Sanat Merkezinde izlenebilecek.