Yakın Doğu Üniversitesinin de Katılacağı “II. Uluslararası Su ile Yaşamda Tasarım Sempozyumu”nda Suyun Mimari ve Tasarım Üzerindeki Etkileri ve Geleceği Konuşulacak.
Eklenme Tarihi: 04 Kasım 2020, 14:50

Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Zihni Turkan, 18-19 Kasım’da çevirimci gerçekleştirilecek olan "II. Uluslararası Su ile Yaşamda Tasarım Sempozyumu" Bilim Kurulu'na seçildi.

Sempozyumda, su ile yaşam ana başlığı altında; sürdürülebilirlik, sosyal faktörler, iklim değişikliği, deniz mühendisliği, kültür ve miras, yüzer mimarlık, fütüristik yaklaşımlar, kentsel dönüşümler temalarında bildiriler sunulacak.

Genel Koordinatörlüğünü Beykent Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. İnanç Işıl Yıldırım'ın yürüteceği sempozyumda, dünyaca ünlü vizyoner mimar, akademisyen Jacques Rougerie, Prof. Carlo Coppola, Prof. Dr. Şengül Öymen Gür, Yrd. Doç. Dr. Roberto Rocco, Yrd. Doç. Nermina Zagora ve Dr. Haris Piplas konuşmacı olarak yer alacak. Sempozyum sonunda bir kitapta toplanacak bildiriler, mimarlık hakkında önemli bir kaynak olacak.

Doç. Dr. Zihni Turkan: “Su ile Birlikte Düşünülmüş Tasarım ve Uygulama Biçimleri Tartışılacak...”
Sempozyumun bilim kurulunda yer alan Yakın Doğu Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Öğretim üyesi Doç. Dr. Zihni Turkan, sempozyuma ilişkin olarak su ile entegre edilmiş mekanlardan, yüzer yapı modellerine kadar su ile birlikte düşünülmüş tasarım ve uygulama biçimlerinin tartışılacağını söyledi.

Suyun insanların yaşam fonksiyonlarının sürdürülebilirliği için biyolojik ve ekolojik olarak önemli bir ihtiyaç olduğuna vurgu yapan Doç. Dr. Turkan, “Tasarımcılar, mimarlar, mühendisler, sosyologlar, öğrenciler ve iklim değişikliğine duyarlı çözüm üretme ihtiyacı duyan herkes smepozyumda bir araya gelerek çözümler arayacak” dedi.

Doç. Dr. Zihni Turkan şunları dile getirdi: “İnsanlık tarihinde, gerek göçebelikte, gerekse yerleşik düzende su ile buluşmak, suya yakın olmak, yaşamın sürdürülebilirliği için çok önemli bir etken olduğu ve insanların hep suya yöneldiği biliniyor. Günümüze ulaşan ve tarihi kent dokuları bulunan yerleşimler, deniz veya göl kıyılarında, ya da akarsu boylarında konumlandılar. Bu yerleşimlerin suyun doğal çevreye sağladığı katkılarla da sürdürülebilir kentsel gelişim ile zengin bir peyzaja sahipler. Gelecekte de suyun varlığı kent mimarilerinde önemli olmaya devam edecek.”