Türk ve Avustralyalı Bilim İnsanlarının Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsündeki Doğal Göletten İzole Ettiği Bakteriyofajlar Antibiyotiğe Dirençli Hastane Enfeksiyonlarına Karşı Umut Yarattı
Eklenme Tarihi: 22 Mart 2024, 13:37

Yakın Doğu Üniversitesi ve La Trobe Üniversitesi araştırmacıları, iş birliğinde yürüttükleri uluslararası proje ile en önemli hastane enfeksiyonu kaynağı olan çoklu ilaca dirençli Pseudomonas aeruginosa’ya karşı üç bakteriyofaj izole etti.

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Ferdiye Taner ve Avustralya’nın La Trobe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Steve Petrovski’nin birlikte yürüttüğü uluslararası proje ile Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsünde yer alan doğal göletin sularından izole edilen üç bakteriyofaj, en yaygın hastane enfeksiyon kaynağı olan çoklu ilaca dirençli Pseudomonas aeruginosa ile mücadelede umut yarattı.

Bakterilerin antibiyotiklere karşı direncinin artması, pek çok bakteriyel enfeksiyonun tedavisini zorlaştıran ve Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) tarafından küresel bir halk sağlığı tehdidi olarak kabul edilen bir durum. Bakteriyofajlar ise bakteriyel enfeksiyonların tedavisinde antibiyotiklere alternatif olabilecek en etkili yöntem. Yakın Doğu Üniversitesi’nin uluslararası iş birlikleri ile yürüttüğü çalışmalar sonucunda izole edilen yeni bakteriyofajlar bütün dünyada insan sağlığını tehdit eden antibiyotik dirençli bakterilere karşı güçlü bir alternatif yaratıyor.

Türk ve Avustralyalı bilim insanlarının iş birliği bakterilerle mücadelede çığır açacak

Yakın Doğu Üniversitesi ve Avustralya’daki La Trobe Üniversitesi iş birliğinde yürütülen “Pseudomonas aeruginosa Suşlarında Antibiyotik Direncinin Yayılmasının Moleküler Mekanizması ve Yeni Bakteriyofajların Alternatif Tedavi Yaklaşımı Olarak Araştırılması” projesinin de merkezinde yer alan bakteriyofajlar bakterilere karşı etkili bir biyolojik mücadele yöntemi. “Bakterio” (bakteri) ve “faj” (yemek) kelimelerinden türetilen bir terimle isimlendirilen bakteriyofajlar, bakteriyel hücrelerin içine girerek kendi genetik materyallerini enjekte ediyor ve hücre içerisinde çoğalıyor. Bu süreç sonucunda bakteriyel hücre patlatılarak yok ediliyor ve bakteriyofajlar serbest kalarak sonraki hedef bakteri hücreyi enfekte edebiliyor.

Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacılarından Dr. Ferdiye Taner ve La Trobe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Steve Petrovski’nin yürüttüğü projede, Başkent Üniversitesi’nden Prof. Dr. Ahmet Başustaoğlu ve Doç. Dr. Aylin Üsküdar Güçlü de yer alıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Tamer Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi Kit Üretim Laboratuvarı sorumlularından Dr. Gökçe Akan, Dr. Gülten Tuncel ve DESAM Araştırma Enstitüsü araştırmacıları Prof. Dr. Murat Sayan ve Doruk Kaynarca da proje ekibinde yer alıyor. Ayrıca La Trobe Üniversitesi’nden Vaheesan Rajabal de projeye katkı sağlayan bilim insanları arasında yer alıyor.

Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: “Bu önemli adım, bilimsel ilerlemede uluslararası iş birliklerinin gücünü bir kez daha ortaya koydu.”

Türk ve Avustralyalı bilim insanlarının birlikte yürüttüğü uluslararası projenin, küresel olarak insan sağlığını tehdit eden antibiyotik direnci konusunda umut veren bir sonuç ortaya çıkardığını söyleyen Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Bu önemli adım, bilimsel ilerlemede uluslararası iş birliklerinin gücünü bir kez daha ortaya koydu” ifadesini kullandı. Yakın Doğu Üniversitesi’nin dünya genelinde 150’nin üzerinde üniversite ve kurumla iş birliği yaptığını hatırlatan Prof. Dr. Günsel, “Bilimin ve iş birliğinin gücüyle, insanlığın karşı karşıya olduğu sağlık tehditlerine karşı yürütülen mücadeleye kararlı bir şekilde katkı vermeye devam edeceğiz” dedi.

Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Bilimsel çalışmalara her zaman destek vermeye devam edeceğiz.”

Kendisi de bir mikrobiyolog olan ve yürütülen projede de görev alan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise küresel bir sağlık tehdidi haline gelen antibiyotik direncine karşı La Trobe Üniversitesi ile yaptıkları iş birliğinin ilk meyvelerini vermesinden duyduğu mutluluğu dile getirdi.

Yapılan çalışmaları daha da ileriye taşımak için DESAM Araştırma Enstitüsü’nün bir parçası olarak, bakteriyofajlar üzerine araştırmaların yürütülmesine olanak sağlamak amacıyla bir “Bakteriyofaj Araştırma Merkezi” kuracaklarını da açıklayan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Bilgi ve becerilerin paylaşımıyla bizlere umut veren bilimsel çalışmalara her zaman destek vermeye devam edeceğiz” dedi. Prof. Dr. Şanlıdağ, “Başta araştırmacımız Dr. Ferdiye Taner ve La Trobe Üniversitesi’nden Doç. Dr. Steve Petrovski olmak üzere, insanlık adına çok önemli bir adım atan tüm meslektaşlarımı gönülden kutluyorum” dedi.

Dr. Ferdiye Taner: “Elde ettiğimiz üç yeni bakteriyofaj, antibiyotik direncine karşı verdiğimiz mücadelede büyük bir umut yarattı.”

Projenin yürütücülerinden Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Araştırma Merkezi araştırmacısı Dr. Ferdiye Taner ise üç yeni bakteriyofaj ürettikleri projenin antibiyotik direncine karşı mücadelede büyük bir umut yarattığını vurguladı. Bakteriyofajların genetik yapılarının detaylı incelenmesi ve enfeksiyon mekanizmaları üzerine yoğun araştırmalar sürdürdüklerini söyleyen Dr. Ferdiye Taner, “Çalışmalarımız, bakteriyofajların hedef alabileceği bakteri türlerini daha iyi anlamayı ve daha etkin tedavi yöntemleri geliştirmeyi amaçlıyor. Bu sayede, bakteriyofaj terapisinin potansiyelini yükselterek, dirençli bakteri enfeksiyonlarına karşı daha güçlü bir mücadele yürütülebilir” dedi.

Antibiyotik direnci kazanan bakterilerin neden olduğu ölümlerin küresel olarak artan bir kamu sağlığı endişesi haline geldiğini ifade eden Dr. Taner, “Yeni bakteriyofajlar keşfederek, alternatif bir tedavi yaklaşımı olarak kullanılabilecek ve antibiyotik direncinin gelişimini engellemek için kullanılabilecek güçlü bir çözüm üretme hedefiyle çalışmaya devam edeceğiz” dedi.