“Kıbrıs Türk Gazetecilerinde Otosansür Algısı” Konulu Araştırma Bilimsel İndekslerde Taranan Uluslararası Dergide Yayınlandı…
Eklenme Tarihi: 04 Ağustos 2018, 13:45
Son Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2020, 10:40

Medya, İktidara Gelmenin ve Sonrasında da İktidarda Kalmanın Bir Aracı Haline Dönüştü
Yakın Doğu Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Görevlisi Tijen Zeybek ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Gözde Koyuncu’nun “Kıbrıs Türk Gazetecilerinde Otosansür” algısını araştırdıkları makale International Journal of Organizational Leadership dergisinde yayımlandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü'nden verilen bilgiye göre, İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi öğretim Görevlisi Tijen Zeybek ve Yrd. Doç. Dr. Ayşe Gözde Koyuncu’nun bir yıldan fazla bir süredir üzerinde çalıştıkları “Basın Mensuplarında Habercilik ve Otosansür Algısı: Kıbrıs Türk Gazetecileri Örneği” adlı makale bilimsel indekslerde taranan International Journal of Organizational Leadership’in 7. sayısında yayımlandı. Araştırmanın, yarısının kamuda diğer yarısının ise özel sektörde çalışmakta olan on gazeteciyle derin görüşme tekniği uygulanarak yapılan röportajlar üzerinden yürütüldüğü belirtildi.

Araştırmayı yürüten öğretim Görevlisi Tijen Zeybek, ülkemizde ilk kez yapılan bu araştırma sonuçlarının basın örgütleri ve basın mensupları açısından değerlendirilmesi ve ifade özgürlüğünün gelişmesi açısından çalışmalar yapılmasına katkıda bulunmasını umut ettiğini dile getirdi.

Araştırma Sonuçları Kıbrıs Türk Basın Camiasını Yakından İlgilendiriyor...
Öğretim Görevlisi Tijen Zeybek, araştırma sonucu ortaya çıkan tespit ve bulguları genel olarak şöyle sıraladı; “Demokrasilerde seçilmiş hükümetlerin icraatlarının seçenler tarafından takip edilebileceği, açık, şeffaf ve doğru habere ulaşım; haberin, gazetenin ve giderek medyanın ya da medyaların sahibi olan çok çalışanlı devasa endüstriyel yatırımlar gerektiren işletmeler haline gelmesiyle neredeyse imkansız hale gelmiştir. Daha da ötesi medya bu haliyle, iktidara gelmenin ve sonrasında da iktidarda kalmanın bir aracı haline dönüşerek kendisiyle ilgili o naif beklentinin tam tersine hizmet eder bir pozisyona evirilmiştir.”

Yasalarda Yer Alan Basın Özgürlüğü Gazetecileri Korumayı Etkisiz Bırakıyor…
Araştırmada elde edilen sonuca göre, KKTC’nin çeşitli yasalarında ve anayasasında basının özgür olduğu, düşünceyi açıklamanın suç olmadığı belirtilmiş olmasına rağmen kişisel sorun yaşama veya gazetenin yayın politikasıyla ters düşme korkusu gibi sebeplerin bu yasal korumayı etkisiz bıraktığı görüldüğü ortaya çıktı.

Araştırma kapsamında görüşme yapılan gazetecilerin bir çeşit halkla ilişkiler memurluğundan ibaret bir tür gazetecilik yapan meslektaşlarının olduğunu ve hatta bunu açıkça “devlet gazeteciliği” olarak tanımladıklarını bildirildi. Görüşme yapılan gazetecilerin tamamı haberlerin doğru olarak yani en az hata ile ve manipüle edilmeksizin halka ulaştırılması konusunda kamu ya da özel sektör ayrımı olmaksızın ciddi sorunlar yaşandığını ifade ettiler. Gerçekleştirilen görüşmelerde, gazetecilerin sansürü içselleştirerek oto sansüre dönüştürdükleri ortaya çıkarken, bu anlamda sansürün basın mensupları için bir sorun olmaktan uzaklaştığını, bhir olayı haber yapıp yapmamak veya nasıl haber yapılacağı konusunda karar üretirken çalıştıkları kurumun muhtemel tepkilerini dikkate aldıkları gözlemlendi. Basın mensupları bunu oto sansür olarak algılayarak bir kurum için çalışmanın gereği olarak doğal karşılamaktadırlar.

Araştırmayı yürüten öğretim görevlisi Tijen Zeybek, “KKTC örneğinde yapılan çalışmada basın mensuplarında sansürün içselleştirilmekte ve yukarıdan doğrudan bir sansür baskısına gerek kalmaksızın gazetecilerin kendilerine oto sansür uygular hale geldikleri görüldü. Diğer bir deyişle süreç içinde sansür otosansüre dönüşüyor” dedi.