YDÜ “Uluslararası Türk Masal Dünyası ve Doğumunun 100. Yılında Oğuz Tansel” Sempozyumu’nda Temsil Edildi
Eklenme Tarihi: 24 Ekim 2016, 14:25
Son Güncelleme Tarihi: 26 Kasım 2020, 14:16

Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (YDÜ-KAM) Başkanı Doç. Dr. Şevket ÖZNUR’un Uluslararası Türk Masal Dünyası ve Doğumunun 100. Yılında Oğuz Tansel ”Sempozyumu’nda temsil edildi.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, “Türkiye’nin yetiştirdiği değerli şair ve halkbilimcilerden Oğuz Tansel’in doğumunun 100. yılı anısına 20-21 Ekim 2016 tarihlerinde Ankara Üniversitesi Çocuk ve Gençlik Edebiyatı Uygulama ve Araştırma Merkezi (ÇOGEM) tarafından yalnızca çağrılı konuşmacıların bildiri sunduğu “Uluslararası Türk Masal Dünyası ve Doğumunun 100. Yılında Oğuz Tansel Sempozyumu” ODTÜ Kültür ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi.”

Sempozyuma farklı üniversitelerden katılan araştırmacılar 2 gün boyunca Türk masal dünyasının özellikleri ve Oğuz Tansel’in çeşitli yönleriyle ilgili bildirilerini sundu. Uluslararası sempozyumda konu uzmanlarınca konferanslar verildi.

Sempozyum konuları şöyle idi:


  • “Türk Masal Dünyası ve Özellikleri
  • Oğuz Tansel’in Yaşamı
  • Oğuz Tansel’in Yazınsal Anlayışı ve Dili
  • Oğuz Tansel’in Çocuk ve Gençlik Edebiyatındaki Yeri
  • Oğuz Tansel’in Halkbilime Katkıları
  • Oğuz Tansel ile İlgili Yayın ve Çalışmalar
  • Oğuz Tansel’in Şiirlerinin İncelenmesi
  • Oğuz Tansel’in Derleyip Yazdığı Masalların İncelenmesi
  • Oğuz Tansel’de Doğa, Özgürlük ve İnsan
  • 1940 Kuşağı İçerisinde Benzemezlikleri ile Oğuz Tansel
  • Oğuz Tansel ve İkinci Yeni”

Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi öğretim üyesi ve Kıbrıs Araştırmaları Merkezi (YDÜ-KAM) Başkanı Doç. Dr. Şevket ÖZNUR, sempozyumun hem bilim kurulunda yer aldı hem de “Kıbrıs Masallarının Özellikleri” adlı bir bildiri sundu. ÖZNUR, konuşmasında şunları dile getirdi:

“Masallar, ülke insanlarının ortak yaratısının ürünüdür. O kadar çok sevilmektedirler ki, çoğu zaman değişik coğrafyaların birbirleri ile kaynaşmasını sağlayarak insanlığın ortak mirası haline gelirler. Ağızdan ağıza, kuşaktan kuşağa aktarılan, ancak aktarılırken yaşanan çağın gereksinimlerine, beklentilerine, özlemlerine göre yeniden şekillenen, doğa dışı varlıkların zaman dışı mekanlarda insanlarla yaşadıkları olağanüstü olayları dile getiren bir anlatı türüdür, masallar. Hani, televizyonun veya daha yakın zamanda bilgisayarın tüm zamanımızı çalmadığı günlerde, annelerimizin bizi erken erken uyutmak için yatağımızın başında veya ninelerimizin, dedelerimizin torunları bir araya geldiğinde sükûneti sağlamak için ballandıra ballandıra anlattığı bir edebi türdür, masallar. Kıbrıs’a ait olmasa da daha ilk okumaya yazmaya başladığımız günlerde, sık sık karşılaştığımız bir öğretim aracıdır, masallar. Bazen öğreticidir, ama çoğu kez eğlendirici. Biz farkında olmasak da çok küçük yaşlarda onlarla başlayan arkadaşlığımız, tüm yaşamımız boyunca kimliğimizle kaynaşarak sürer ve gider. Onlar hep benliğimizin bir köşesindedir; çocukluğumuza olan özlemimizin ya da gerçekçi olup da imkânsızı istememizi sağlar içimizdeki çocukluğun bir parçasıdır.

Günümüzde çocuklar için masal kahramanlarının yerini, giderek çizgi film kahramanları almaktadır. Diğer taraftan, ne yazık ki, otantik Kıbrıs masallarını bilen kişilerin sayısı da gün geçtikçe azalmaktadır. Okullarımızda çocuklarımızı eğitmek için farklı ülkelerin öyküleri, masalları, fablları kullanılmaktadır.

Bir edebi tür olarak masalların başlıca kullanıcısı kuşkusuz çocuklardır. Demek ki, Kıbrıs masallarını unutulmaktan kurtarmanın başlıca yöntemi, doğrudan kullanıcısına, çocuklarımıza ulaştırmasıdır. Otantik masallarımız, psikolojik ve pedagojik değeri dikkate alınarak günümüz Türkçesi ile yeniden düzenlenir ve okullarımızda öğretmenlerimiz tarafından önerilirse, çocuklarımız bir yandan kendi masalları ile okuma-yazma öğrenme olanağına kavuşacak, bir yandan da masallar geleneksel işlevlerini yerine getirebilecektir.”