Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyelerinin Dede Korkut Hikâyelerindeki Sosyo-Kültürel Yaşamın Kıbrıs Türk Toplumundaki Yansımaları ile ilgili Çalışması Uluslararası Dergide Yayımlandı…
Eklenme Tarihi: 26 Ekim 2018, 16:27
Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2020, 11:50

Yakın Doğu Üniversitesi Öğretim Üyeleri Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ve Doç. Dr. Burak Gökbulut’un hazırladığı “Dede Korkut Hikâyelerindeki Sosyo-Kültürel Yaşamın Günümüz Kıbrıs Türk Toplumundaki Yansımaları” isimli çalışma Scientific World Index (SCIWIN), ISSUU Journal Listings, Social Science Research Network (SSRN), Eurasian Scientific Journal Index (ESJI), ResearchBible (Academic Resource Index) ve SOBİAD gibi ulusal ve uluslararası indeksler tarafından taranan Social Sciences Studies dergisinde yer aldı.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğünden verilen bilgiye göre, uluslararası dergide yayımlanan çalışmada, Dede Korkut Hikâyelerinde yer alan birçok unsurun Kıbrıs Türk sosyo-kültürel yaşamında ve edebiyatında geniş bir yansıması olduğu görüldü.

Atatürk Eğitim Fakültesi Türkçe Öğretmenliği Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Mustafa Yeniasır ve Fen-Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü öğretim üyesi Doç. Dr. Burak Gökbulut çalışmalarına ilişkin örnekler vererek benzerlikleri anlattı.

Monogami Aile Yapısı ve Misafirperverlik Benzerlikleri Ön Plana Çıkıyor…
“Dede Korkut Hikâyelerinde yer alan birçok unsurun Kıbrıs Türk sosyo-kültürel yaşamında ve edebiyatında çok çeşitli yansımalar görülmektedir. Örneğin; ailenin yapısıyla ilgili olarak hem Dede Korkut’ta hem de Kıbrıs Türklerinde ortak olan en önemli unsur her iki tarafta da evliliklerde tek eşliliğin (monogami) söz konusu olmasıdır. Yine ataerkil bir aile yapısının olması da diğer bir benzer noktadır. Dede Korkut’ta yer alan yiğit, güçlü, sözü dinlenen, eşine ve evine bağlı, çalışkan kadınlar ve kızlar Kıbrıs Türklerinde de şekil ve kabuk değiştirerek devam ediyor. Şöyle ki, Kıbrıs Türklerinde ailede ve toplumda kendine bir yer edinmiş, ayakları üzerinde durabilen, çalışan ve aynı zamanda evini çekip çeviren, ailesini ayakta tutan güçlü kendine güvenen, sözü dinlenen kadınlar çoğunluktadır. Kıbrıs Türk sosyal yaşamında misafirperverliğin de büyük bir yer tutuğu söylenebilir. Bir misafir geldiği zaman en güzel şekilde ağırlanmakta, evde ne var ne yok misafire en iyi şekilde ikram ediliyor.

Zeytin Yaprağı ile Tütsülenmek Gibi Eski Türk İnançlarının İzleri Kıbrıs Türkleri Arasında da Var…
Çalışmada, Dede Korkut’ta var olan eski Türk inançlarının izlerinin Kıbrıs Türkleri arasında da var olduğunu görüldü. Özellikle zeytin yaprağıyla tütsülenip nazardan korunmak, nazar boncuğu, üç kez tahtayı tıklatmak, davul çalmak, kurşun dökmek, ölü için kırk yemeği yapmak, al basmasından (kötü ruhlar) korunmak için loğusanın başına kırmızı (bazen kırmızı-sarı) başlık veya kurdele koymak, yeni doğan bebeği kötülükten korumak için beşiğine sarı ve kırmızı tül kumaş bağlamak ve demir makas koymak, gidenin arkasından su dökmek, vb. inançların tümünün Kıbrıs Türkleri arasında bugün de var olduğu söylenebilir.

Kıbrıs Türklerinin Yaşamıyla Dede Korkut Hikâyelerindeki Yaşam Benzerlikler Gösteriyor…
Gelenekler ve sosyal normlar bakımından dikkat çeken unsurlar ise Dede Korkut’ta olduğu gibi Kıbrıs Türklerinde de kına yakma, kız isteme, kurban kesme ve gerdeğe girme (geçmişte) geleneklerinin bulunması, el öpme ve yaşlılara saygının da devam etmesidir. Bütün bunların yanında avcılık, çocuk oyunu (aşık-veziro vasilo-vezir paşa oyunu), yiyecek-içecek ve mutfak kültürü, çalgı aletleri, destan anlatma geleneği, formel sayılar vb. birçok unsur bakımından da Kıbrıs Türklerinin yaşamıyla Dede Korkut Hikâyelerindeki yaşam benzerlikler gösteriyor.