Ülkemizde Her 10 Bebekten 1’i Prematüre Doğuyor. Prematüre Bebekler Tam Donanımlı Ünitelerin Yer Aldığı Merkezlerde Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanları İle Hayata Bağlanıyor.
Eklenme Tarihi: 19 Kasım 2020, 16:33

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı ve Yenidoğan Yoğun Bakım Uzmanı Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, 17 Kasım’ın “Dünya Prematüre Günü” dolayısıyla, 38 gebelik haftasının altında doğan prematüre bebeklerin doğum sırasında ve sonrasında yaşayabilecekleri sorunlarla ilgili açıklamalarda bulundu. Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, prematüre doğan bebeklerin sağlıklarını korumak için doğumun tam donanımlı, yenidoğan yoğun bakım servisi bulunan bir merkezde gerçekleşmesi gerektiğini ve bunun bebeklerinin tüm hayatını etkileyebilecek bir karar olduğunu belirtti.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; “Prematüre Doğumlar Mutlaka Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi’nin Olduğu Tam Donanımlı Bir Hastanede Yapılmalı.”
Dünyaya bir insan getirmek çok ciddi bir karar ve sorumluluktur. Bu karar kadar ciddiyet gerektiren diğer bir konu ise bebeğin sağlıklı bir şekilde dünyaya gelmesini sağlamak amacıyla sağlık merkezinin seçimidir. Yaşama tutunma oranları her ne kadar yüksek olsa da özellikle prematüre doğan bebekleri, daha sağlıklı ve sorunsuz bir şekilde taburcu edebilmek için çok daha fazla mücadele etmek gerekiyor. Her geçen gün, yenidoğan tedavileri konusundaki yenilikler sayesinde, bu bebeklerin daha sağlıklı ve sekelsiz hayatta kalma oranları artıyor. Prematüre bebeklerin sağlığı için en güncel tedavilerin takip edilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, ülkemizde yüzde 10-12 civarında bebeğin prematüre olarak doğduğuna dikkat çekti.

Ülkemizde Tam Donanımlı Yoğun Bakım Üniteleri Sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi ve Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde Bulunuyor.
Genellikle çok ciddi sağlık sorunları ile doğan prematüre bebeklerin, özellikle kendi vücut ısılarını koruyamama ve enfeksiyona açık olma gibi önemli riskler nedeniyle küvöz içerisinde sabit ısıda takip edilmesi gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, akciğerlerin gelişmediği durumlarda ise solunum desteği ve akciğer geliştirici ilaç tedavisinin şart olabileceğine dikkat çekti. Beslenme, kalp ve diğer kan değerlerinin yakından takip ve tedavisinin önemine de değinen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, dengeli oksijen desteğinin hassasiyet ve uzmanlık gerektiren bir konu olduğunu, fazla ya da eksik oksijenin beyinde hasara ve kalıcı sakatlığa yol açabileceğini söyledi.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, özellikle prematüre doğumların mutlaka Yenidoğan Yoğun Bakım Ünitesi bulunan tam donanımlı bir hastanede yapılmasının hayati derecede önem taşıdığını kaydetti. Doç. Dr. Ceyhun Dalkan ayrıca, ülkemizde kadın hastalıkları ve doğum alanında hizmet veren hastane ve kliniklerde yenidoğan yoğun bakım ünitesi bulunmadığını, sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi, Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi ile Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesi’nde tam donanımlı yenidoğan yoğun bakım ünitelerinin olduğunu hatırlattı.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; “KKTC’de Sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Bulunan Terapötik Hipotermi Cihazı ile Anne Karnında veya Doğum Sırasında Oksijensiz Kalan Bebekleri Tedavi Ediyoruz.”
Anne karnında veya doğum sırasında oksijensiz kalan bebekleri sağlığına kavuşturmada kullanılan ve dünyada kabul görmüş tek cihaz olma özelliğini taşıyan Terapötik Hipotermi cihazının, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Yenidoğan Yoğun Bakım Servisinde kullanımda olduğunu ifade eden Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, ileri teknoloji bu cihazın ülkemizde sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yer aldığını kaydetti.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; “Tüm Vücut Soğutmadaki Amaç Beynin Su Toplamasını Önlemek ve Sinir Hücrelerinin Ölümünü En Aza İndirgemektir.”
Oksijensiz kalma durumunun yenidoğan bebeklerde sık karşılaşılan bir sorun olduğunu kaydeden Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, bu durumun zihinsel veya bedensel engelli olarak hayatına devam etme, hatta ölüm gibi sonuçları olabileceğini ifade etti.

Terapötik Hipotermi ile tedavi sürecinde oksijensiz kalan bebeklerin tüm vücudunun bu özel cihazla 33.5 dereceye kadar soğutularak, beynin oksijen düzeyinin ve elektrik aktivitelerinin yenidoğan ve çocuk nöroloji ekipleri tarafından yakından takip edildiğini belirten Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, tüm vücut soğutma işlemi ile önceliğin beyin olmak üzere tüm vücut metabolizma hızı ve enerji kullanımının azaltılarak, beynin su toplamasını önlemek ve sinir hücrelerinin ölümünü en aza indirgemek olduğunu ifade etti.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan böylece, anne karnında veya doğum sırasında oksijensiz kaldıkları için ölüm, zihinsel veya bedensel engelli olma riski yüksek olan bebeklerin, vücut soğutma yöntemi ile artık daha sağlıklı ve daha az engelli olma şansına kavuştuğunu söyledi.

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan: “İlk 6 Saat İçinde Başlanan Tedaviler Çok Daha Başarılı Sonuçlar Sağlamaktadır.”
Oksijensiz kalan bebeğin tüm vücudunun soğutulmasının, kalp, böbrek gibi diğer organlarının da benzer zararlardan korunmasını sağlamak olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ceyhun Dalkan, yenidoğan ölümlerinin ve engelliliğinin en önemli nedenlerinden biri olan oksijensiz kalmanın getireceği olumsuz etkilerin tüm vücudu soğutmakla önlenebileceğini belirtti. Doç Dr. Ceyhun Dalkan şöyle devam etti: “Ünitemizde uygulanan bu tedavinin başarısı tedavinin başlama zamanı ile yakından ilgilidir. Özellikle ilk 6 saat içinde başlanan tedavilerin sonucu çok daha başarılı olmaktadır. Doğum öncesi ve doğum sırasında gerekli önlemler alınmalı, deneyimli ekipler tarafından, etkin ve yeni canlandırma prensipleri uygulanmalıdır. Günümüzde, hayati riski bulunan veya sakat kalma ihtimali yüksek olan yani hayata şanssız başlayan bu bebeklerin tüm yaşamlarını etkileyecek ilk günlerinde, özellikle ilk 6 saat içerisinde uygulanacak tüm vücut soğutma tedavisi ile daha normal bir yaşam sürmeleri sağlanabilmektedir. Tüm dünyada yaygın olarak kullanılan bu tedavi yöntemi artık Kuzey Kıbrıs’ta ilk kez Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi yendioğan yoğun bakım ünitesinde de uygulanmaya başlanmıştır. Bu yeni tedavi ile oksijensiz kalmaya bağlı ölümler ile zihinsel ve bedensel engelli olma oranı azaltılabilecektir.”

Doç. Dr. Ceyhun Dalkan; “Erken Doğan Bebeğinizi Doğru Merkezde, Doğru Ellere Teslim Edin.”
Doç. Dr. Ceyhun Dalkan açıklamalarının sonunda özellikle prematüre doğumlarda yaşanan bu sorunlar nedeniyle, hayata erken başlayan bebekleri doğru yerde, doğru ellere teslim etmenin, yaşama daha sağlıklı bir başlangıç yapma aşamasında verilebilecek en büyük armağan olacağını söyledi.