
Azerbaycanlı arkeolog ve kültürel miras araştırmacısı Prof. Dr. Qafar Jebiyev’in onuruna düzenlenen “19. Uluslararası Türk Kültürü, Sanatı ve Kültürel Mirası Koruma Sempozyumu” Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane’de düzenlendi.
Türk kültürünün, sanatının ve kültürel mirasının korunmasına yönelik önemli bir platform olan “Uluslararası Türk Kültürü, Sanatı ve Kültürel Mirası Koruma Sempozyumu”’nun 19’uncusu Yakın Doğu Üniversitesi ev sahipliğinde gerçekleştirildi. Türk dünyası arkeolojisi ve epigrafisi alanında özgün çalışmalarıyla tanınan Azerbaycanlı arkeolog ve kültürel miras araştırmacısı Prof. Dr. Qafar Jebiyev’in 75’inci doğum yılı onuruna düzenlenen sempozyum, Türk dünyasından ve dünyanın dört bir yanından gelen bilim insanlarını, sanatçıları, akademisyenleri ve kültürel miras uzmanlarını bir araya getirdi.
Sempozyum geniş bir iş birliği ağı ile gerçekleştirildi. İş birliği ağında Yakın Doğu Üniversitesi, Aydın Adnan Menderes Üniversitesi Türk Sanatı ve Kültürü Uygulama ve Araştırma Merkezi, Azerbaycan Milli İlimler Akademisi Mimarlık ve Güzel Sanatlar Enstitüsü, Selçuk Üniversitesi Türk El Sanatları Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanlığı gibi önde gelen akademik ve kültürel kurumlar yer aldı.
10’un üzerinde ülkeden temsilciler katıldı
Yoğun katılımla gerçekleşen sempozyumun ilk gününde; Türkiye ve KKTC’nin yanı sıra Azerbaycan, Özbekistan, Gagauzya, Moldova, Romanya, İran, Endonezya ve Amerika Birleşik Devletleri gibi pek çok ülkeden akademisyenler, sanatçılar ve araştırmacılar yer aldı. Türk kültür coğrafyasındaki kültürel ve sanatsal iş birliklerinin gelişmesine katkı sağlamayı hedefleyen sempozyumda ele alınan konular ise; sanat ve geleneksel sanatlar, tarih, edebiyat, müzik, kültür, sanat tarihi, arkeoloji, kültürel miras, restorasyon-konservasyon, antropoloji, folklor, halk bilimi, coğrafya, turizm ve eğitim bilimleri oldu.
Sempozyumun açılış konuşmalarını; Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Prof. Dr. Qafar Jebiyev, Doç. Dr.. Hülya Şanes Doğru, Prof. Dr. Artegin Salamzade, Yrd. Doç. Dr. Ahmet Aytaç ve Dr. Fariz Halilli yaptı.
Sempozyum sonunda ise “Uluslararası Plastik Sanatlar Sergisi” sanat severlerle buluştu. Küratörlüğünü Yrd. Doç. Dr. Ahmet Aytaç’ın üstlendiği sergide; Türkiye, Azerbaycan, Kuzey Kıbrıs, Romanya, Kosova, Endonezya ve ABD’den 30’a yakın sanatçının eserleri yer aldı. İki gün sürecek sempozyumda; toplamda; 13 oturum ve 100’e yakın bildiri sunuldu.

Cumhurbaşkanı Ersin Tatar: “Daha güçlü, daha mutlu bir Türk dünyası için hep birlikte çalışacağız.”
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, sempozyumun düzenlenmesine emeği geçenlere teşekkür ederek başladığı konuşmasında bilim insanlarının yapacağı değerli katkıların önemine vurgu yaptı. Türk Dünyasından gelen misafirlerle kucaklaşmak, öğrencilere seslenmek için sempozyuma katıldığını belirten Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, davetten duyduğu mutluluğu ifade etti.
Türk Devletleri Teşkilatında var olan dayanışmanın altını çizen Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, bunun bilinci içerisinde devam ettiklerini ifade ederek, içerisinde bulunduğumuz iletişim çağında işbirliğinin ve temasların artmasının önemine ve gerekliliğine değindi. Türk Dünyasının 5 bin yıllık bir kültürü ve geçmişi olduğunu vurgulayan Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, dayanışma içerisinde Türk Devletlerinin ilerlediğini, kurum ve kuruluşlarla iş birliği içerisinde devam ettiğini ifade etti.
Cumhurbaşkanı Ersin Tatar, “Birtakım mücadelelerden sonra, Orta Asya’da kendi dilimizle, dinimizle, kültürümüzle, sanatımızla, edebiyat ve müziğimizle bizi birbirimize bağlayan kültür altyapımızla gelecekte daha da güçlü olacağız. Bu büyük zenginlikle, geleceğe daha güçlü adımlar atacağız,” dedi. Dilin senkronize edilip, alfabe birliğinin sağlanması durumuna da değinen Cumhurbaşkanı Tatar, Türk Dünyasında bu sayede iş birliğinin artarak devam edeceğini vurguladı. Ticaret, iş birliği, kültürel ve ekonomik alanda daha güçlü bağların kurulacağına inanç belirten Cumhurbaşkanı Tatar, bu bağlamda çalışmaların devam ettiğini kaydetti ve bağların daha güçlenmesi temennisinde bulundu.

Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Hep birlikte, geçmişin izlerini bugüne taşıyarak, yarının kültürel mirasını şekillendireceğiz.”
Bu değerli sempozyuma ev sahipliği yapmaktan duydukları mutluluğu paylaşan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ise Kıbrıs’ın tarih boyunca 19 medeniyete ev sahipliğini yaptığını ve kültürünün zengin miras çeşitliliğiyle şekillendiğini belirtti. “Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde yükseköğretimin lokomotifi olan Yakın Doğu Üniversitesi de bu tarihi miras üzerinde yükselerek bilim, eğitim, kültür ve sanat alanında önemli katkılar sunmaya devam ediyor” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “Yakın Doğu Üniversitesi, bugün 21 fakültesi ve 143 ülkeden 20 binden fazla öğrencisiyle uluslararası bir üniversite kimliği taşımaktadır” dedi.
Yakın Doğu Üniversitesi’nin uluslararası başarılarına da değinen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, üniversitenin Times Higher Education’ın 2024 Dünya Üniversiteleri Etki Sıralaması’nda eğitim kalitesinde dünyada 6’ıncı sırada yer aldığını ve ‘Sürdürülebilir Şehirler ve Toplumlar’ kategorisinde ise 8’inci sırada bulunduğunu vurguladı. Kültür ve sanat alanında da öncü bir rol oynadıklarını belirten Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, kampüste bulunan Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin, 14 Türk toplumundan 3 bin sanatçının eserine ev sahipliği yaptığına, Kıbrıs Araba Müzesi’nin ise otomotiv tarihine ışık tuttuğuna dikkat çekti. Ayrıca, Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’nin ve Surlariçi Şehir Müzesi’nin de Kıbrıs’ın kültürel mirasını yaşatan önemli merkezler olduğunu ifade etti.
“Bu sempozyum ile bilimsel ve kültürel çıktıları ile kültürel mirasımızın korunmasına yönelik önemli adımlar atacağımıza ve Türk kültürünün gücünü daha geniş bir kitleye ulaştıracağımıza olan inancım tamdır” ifadelerini kullanan Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ “Hep birlikte, geçmişin izlerini bugüne taşıyarak, yarının kültürel mirasını şekillendireceğiz” dedi.

Prof. Dr. Qafar Jebiyev: “Bu sempozyum, bizlere geçmişi hatırlatırken geleceğe de ışık tutacaktır.”
Sempozyumun onuruna düzenlendiği Azerbaycan Milli İlimler Akademisi’nden Prof. Dr. Qafar Jebiyev ise konuşmasına, KKTC’nin Azerbaycan halkı için ikinci bir memleket olduğunu vurgulayarak başladı. Prof. Dr. Jebiyev, “Bizler burada kendimizi yabancı bir ülkede değil, kendi evimizde hissediyoruz. Bu sempozyum, ortak tarihimizin, kültürümüzün ve medeniyetimizin derinliklerine ışık tutarak bizleri daha da yakınlaştıracaktır” dedi.
Prof. Dr. Qafar Jebiyev arkeolog olduğunu hatırlatarak “Biz arkeologlar, kültür ve tarihe daha derin bir bakışla odaklanırız; geçmişin izlerini sürerek kimliğimizi ve köklerimizi gün yüzüne çıkarırız.Çünkü bizler, geçmişi anlamadan geleceğin inşa edilemeyeceğine inanırız. Bu sempozyum da aynı şekilde, Türk’ün düşüncesini, varlığını, medeniyetini ve coğrafyasını daha derinden anlamamıza vesile olacak. Unutmayın ki gelecek siz gençlerindir. Sizler, köklü geçmişimizin mirasçıları olarak, birliğimizi ve kültürümüzü daha ileriye taşıyacak nesillersiniz” dedi.

Doç. Dr. Hülya Şanes Doğru: “Kültürel miras; somut ve somut olmayan, taşınabilir ve taşınmaz değerler olarak nesilden nesile aktarılabilen bir hazine gibidir.”
Sempozyuma Türkiye’den katılan akademisyenler adına konuşan Doç. Dr. Hülya Şanes Doğru ise Türk kültürünün, tarihsel süreç içerisinde farklı medeniyetlerle etkileşimde bulunarak, insanlık tarihinin en zengin kültürlerinden biri haline geldiğini belirtti. Doç. Dr. Hülya Şanes Doğru, “Bu kültür, geleneksel Türk sanatları ve sanat üsluplarıyla şekillenmiştir” dedi. “Geleneksel sanatlar, sadece toplumların kimliğini oluşturmakla kalmaz, aynı zamanda kültürel mirası korur ve gelecek nesillere aktarılmasına olanak tanır” ifadelerini kullanan Doç. Dr. Doğru, “Geçmişten günümüze ulaşan gelenekler, sanatsal eserler ve tarihi yapılar, bu mirası oluşturan önemli unsurlar arasında yer alır. Kültürel miras; somut ve somut olmayan, taşınabilir ve taşınmaz değerler olarak nesilden nesile aktarılabilen bir hazine gibidir. Sempozyumda Türk kültürü, sanatı ve kültürel mirası hakkında sunulan bildirilerle, bu mirası geleceğe taşımayı ve yeni kaynaklar oluşturulmasına katkı sağlamayı sürdüreceğiz” dedi.

Dr. Fariz Halilli: “Kuzey Kıbrıs’ın kültürel mirasının korunmasına dair sahip olduğumuz tecrübeleri yerinde gözlemleme fırsatı bulurken, aynı zamanda geniş bir bilgi paylaşımında da bulunuyoruz.”
Geçmişte KKTC’ye geldiğini ve burada sualtı arkeolojisi alanında çalışmalar yaparak kültürel mirasın araştırılmasına katkı sağladıklarını beliren Dr. Fariz Halilli, “Şimdi ise değerli kültürel miras araştırmacısı Prof. Dr. Qafar Jebiyev’ın 75’inci doğum yılına ithafen düzenlenen sempozyumda Azerbaycan’dan geniş bir bilim heyetiyle birlikte yer alıyoruz. Bu sempozyum ile Kuzey Kıbrıs’ın kültürel mirasının korunmasına dair sahip olduğumuz tecrübeleri yerinde gözlemleme fırsatı bulurken, aynı zamanda geniş bir bilgi paylaşımında da bulunuyoruz” dedi. Bu tür etkinliklerin, kültürel mirasın korunması ve daha geniş bir iş birliği ağının kurulması açısından son derece önemli olduğunu belirten Fariz Halilli, “Azerbaycan Cumhuriyeti ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti arasındaki kültürel miras iş birliğini daha da güçlendirmek adına önemli adımlar atacağımıza inanıyorum” dedi.