Sezaryen Operasyonlarında Genel ve Bölgesel Anestezi
Eklenme Tarihi: 12 Kasım 2015, 09:28
Son Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2020, 10:19

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Anesteziyoloji ve Reanimasyon Bölümü Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Saliha Feyza Yaycı, sezaryen operasyonlarında uygulanan anesteziyi anlattı.

Normal koşullarda, doğumun, normal vajinal yolla gerçekleşmesi tercih edilmekle birlikte, sezaryen operasyonunun gerektiği durumlar da oldukça sıktır. Günümüzde, sezaryen operasyonlarında genel anestezi ya da bölgesel anestezi uygulanmaktadır. Tüm anestezi yöntemlerinin hem avantaj hem de dezavantajları mevcuttur. Uygulanacak anestezinin tipi, operasyonun aciliyetine, gebenin özelliklerine, tercihine ve anestezistin becerisine göre değişebilmektedir. Ağır kanama, bebeğin sıkıntıda olması, kordon sarkması gibi acil durumlarda genel anestezi tercih edilir. Gebelerde anestezi riski, aynı yaş grubundaki gebe olmayan kadınlara oranla daha fazladır. Çünkü gebelikte gelişen fizyolojik değişiklikler, tüm organ sistemlerini etkiler. Ayrıca gebeye uygulanan birçok ilaç gibi anestezik ilaçlar da, plasentadan geçerek doğrudan ya da annede yarattıkları etkilerle, dolaylı olarak bebeği etkileyebilir.

Sezaryende Bölgesel Anestezi (Spinal Ve Epidural Anestezi)

İşlemden önce damar yolu açılarak serum verilir. Böylelikle damar yatağı önceden doldurularak tansiyonun düşmesine karşı önlem alınmış olur. Hasta monitorize edilir, tansiyon, kalp hızı, kanın oksijenlenmesi gibi parametreler takip edilir. Oturur ya da yan yatar pozisyonda hastanın bel omurları muayene edilir, iki omur arasından özel iğnelerle girilerek lokal anestezik verilir. Spinal anestezide ilacın verildiği aralık, beyin-omurilik sıvısının aktığı subaraknoid aralıktır. İşlemden sonra iğnenin girdiği yerden belli miktarda beyin-omurilik sıvısı kaybı olacağından hastada baş ağrısı gelişme olasılığı vardır. Spinal sonrası baş ağrısı, işlemden 24-48 saat sonra ortaya çıkar. Önlemek üzere hastalara 1 hafta süreyle ağızdan bol sıvı tüketimi ( kafeinli içecekler de dahil) ve yatak istirahati önerilir. Epidural anestezide ise ilacın verildiği aralığa, özel bir teknikle spinal aralıktan daha önce ulaşılır. Epidural iğnesi, içinden kateter geçebilecek şekilde daha kalındır. Bu iğnenin kazayla spinal mesafeye ilerletilmesi olasılık dahilindedir. Bu durumda hastada, şiddetli spinal sonrası başağrısı gelişebilir. Başarılı bir epidural anesteziden sonra ise baş ağrısı beklenmez.

Epidural iğnesi içinden, epidural aralığa yerleştirilen kateterden ilaç vermeye devam edilerek ameliyat sonrası ağrı önlenebilir. İşlemden sonra spinal anestezinin etkisi hızla başlar. Epidural anestezinin etkisi ise 15-20 dakika içinde başlar. Spinal anestezide bacaklar hareketsiz, karın tamamen gevşektir. Epidural anestezide ise bacaklar hareket edebilir.

Her iki teknikte de damarların genişlemesine bağlı olarak hastanın tansiyonu düşebilir. Bu etki spinal anestezide hızla gerçekleşirken, epidural anestezide daha geç ortaya çıkar. İşlem sırasında hastanın omurga etrafındaki kaslarını fazlaca kasması ile sırt ve bel ağrısı gelişebilir. Bu durum 1-2 gün içinde düzelir.

Spinal ve Epidural Anestezinin avantajlarını birleştiren, Kombine Spinal Epidural (KSE) tekniği de uygulanabilir.

Bölgesel Anestezinin Avantajları

Genel anestezide hastanın havayolunu güvenceye almak için ağızdan nefes borusuna uzanan bir tüp yerleştirilir (entübasyon işlemi). Gebelerde, ağız içi yapılarında gelişen ödem ve kilo artışı gibi nedenlerle, entübasyon güçlüğü söz konusu olabilir. Ayrıca gebelerde, midenin boşalması gecikir. Planlanmış vakalarda en az 6-8 saatlik açlık süresine uyulmalıdır. Buna rağmen mide boşalma süresi 18 saate kadar uzayabilir. Genel anestezi verilirken, mide içeriğinin akciğerlere kaçma olasılığı artmıştır. Ölümcül olabilecek bu riskler nedeniyle gebelerde bölgesel anestezi uygulaması, genel anestezinin önüne geçmiştir. Bölgesel anestezinin diğer avantajları arasında, bebeğin anestezik ilaçlara daha az maruz kalması, anne-bebek temasının erken başlaması ve ameliyat sonrası ağrının daha iyi kontrol altına alınabilmesi yer almaktadır.

Bölgesel Anestezinin Uygulanamayacağı Durumlar

Hastanın istememesi, girişim yerinde veya kanda enfeksiyon varlığı, pıhtılaşma bozukluğu, tansiyon düşüklüğü, kalp yetmezliği, nörolojik hastalıklar (örn.MultipleSkleroz).

Genel Anestezinin Avantajları

Genel anestezi, hızlı etki başlangıcına ve bölgesel anesteziye göre daha az tansiyon düşmesine neden olur. Genel anestezide kullanılan ilaçların plasenta yoluyla bebeğe geçmesi, bebeğin doğumdan hemen sonraki solunum eforunu, kalp hızını ve reflekslerini baskılayabilir. Ancak günümüzde uygulanan anestezi tekniği sayesinde, anestezik ilaçların verilmesinden itibaren 10 dk. içinde doğum gerçekleşirse, bu olumsuz etkilerin görülmesi engellenebilmektedir. Genel anestezide kullanılan ilaçların anne sütüne geçişi de yok denecek kadar az olduğu için operasyon sonrası emzirme güvenlidir. Uygun anestezi yönteminin belirlenmesi için sezaryen ile doğum yapması planlanan anne adaylarının, ameliyattan önce anestezi doktoru tarafından değerlendirilmesi gereklidir.