Prof. Dr. Aydın: Güvenlik Kavramının Muğlaklığı Devletlere Güvenliği Araçsallaştırarak Başka Alanlara da Müdahil Olma Olanağı Sağlıyor
Eklenme Tarihi: 13 Kasım 2017, 16:31
Son Güncelleme Tarihi: 03 Aralık 2020, 08:51


Yakın Doğu Enstitüsü Güvenlik Akademisi’nde Güvenliğin Kuramsal Ve Kavramsal Temelleri Tartışıldı

Yakın Doğu Üniversitesi, Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı kapsamında Kadir Has Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mustafa Aydın “Güvenliğin Teorik Temelleri" başlıklı bir seminer verdi.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre güvenlik kavramının ve uygulamalarının tüm boyutlarıyla irdelenmekte olduğu ve toplamda 6 hafta sürecek Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü “Güvenlik Akademisi Sertifika Programı’nda alanlarında uzman akademisyenler, karar alıcılar, politika yapıcılar, diplomatlar katılıyorlar. Program Cumartesi Saat 10.00’da Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi B-101 No’lu seminer salonunda gerçekleştiriliyor.

Prof. Dr. Mustafa Aydın: Güvenlik tanımının muğlaklığıdevlete müdahil olma ve güvenliği kullanarak başka alanları etkileme olanağı sağlıyor.
Yakın Doğu Enstitüsü Güvenlik Akademisi kapsamında verdiği seminer çerçevesinde güvenlik kavramının farklı tanımlamalarına atıfla kuramsal ve edimsel analizini yapan Prof. Dr. Mustafa Aydın “Güvenliğin olması için negatif bir şeyin olmaması gerekir, tanımlama da genelde bunun üzerine olur; tehlikenin olmaması, tehdidin olmaması gibi. Türkiye’den baktığınızda güvenlik genel olarak kişilerin korkusuzca yaşayabilmeleri durumu ve zarar yada tehlikeye karşı emniyet hali şeklinde tanımlanır. Bu çok geniş bir tanımlama, fakat bu tür bir tanımlama İngilizce konuşan dillerde de bu şekildedir. Niye böyle olduğuna akademik taraftan baktığınızda böyle bir tanımlamada kasıt aranır.Bir şeyin tanımlamasını muğlak bıraktığınız ölçüde onun içine müdahil olma, onu kullanarak başka şeyleri kullanabilme ve etkileme imkanı ortaya çıkar. Özellikle devlet organları tarafından kullanılır ve devlet bu kavramı kullanarak hayatın her alanınamüdahale eder. Burada tanımın muğlaklığı güvenliğisağlayan kurumlar lehine,güvenliğisağlanan bireyler aleyhine çok paradoksal sorunlar çıkarır. Tanımı muğlak bırakmak büyükölçüde devletlerin işine yarar. ” dedi.


Prof. Dr. Aydın: Devleti merkeze alan güvenlik anlayışında devletin bütüncül güvenliği esastır.
Sözlerine uluslararası ilişkiler disiplininde oldukça büyük öneme sahip olan ve özellikle Soğuk Savaş dönemine yoğun şekilde yansıyan teorik yaklaşımlardan Realizm perspektifi ile devlet ilişkisini açıklayarak devam eden Prof. Dr. Aydın“Uluslararası İlişkiler literatüründe Realist Yaklaşım dediğimiz bir teorik yaklaşım var, onun iki temel varsayımları içerisinde birincisi Realizm, devleti uluslararası politikanın temel aktörü olarak görür. Uluslararası politika devletler arasında yapılır diye düşünür ve analizleri bunun üzerine bina eder, dolayısıyla güvenliğinöznesi devlettir. Kimin güvenliği sorusuna verilen cevap devletin güvenliğidir. İkinciönemli soru da kim güvenliğisağlayacaksorusudur, yine Realist perspektiften bakınca politikaları yapan devlettir ve devlet bir bütündür, içindeki farklı etnik, dini kimliklere bakmaz. Halbuki devlet abstrakt bir varlık olarak kendi adına konuşan bir unsur değildir, devlet adına konuşan birtakım insanlar vardır. Devlet olarak iktidarı elinde tutan ve bunun meşruolduğunuhalka kabul ettirmiş olan bir grup insan devlet adına konuşur ve onun dışındakibütün devlet içitartışmalar Realist perspektifte göz ardı edilir. Realist perspektiften meseleye bakınca devlet için,devletin sağladığıgüvenlik noktasına gelinirçünkü devlet kendi güvenliğinisağlayınca onun içindeki bireylerin de güvenliğinisağlamış gibi oluyor ama bu süreçiçerisinde birey önemsizleşiyor ve devlet kurumu devletin güvenliğinisağlayan yapıya dönüşüyor” dedi.

Prof. Dr. Aydın: Herhangi bir mesele devleti yönetenler tarafından güvenlikleştirilirse güvenlik meselesi haline gelir
Prof.Dr. Aydın 90’lı yıllarda yeni bağımsız devletlerin ortaya çıkışıyla değişen güvenlik çalışmalarına değinerek “Bu devletlerin bir kısmıhiç yönetim tecrübesiyasamamış insanların devletleriydi. Güvenlik nedir özünebaktığınızda bireyin güvenliğidir. O zaman tehditler farklılaştı daha önce tehdit olarak görülmeyen şeyler tehdit olarak algılanmaya başlandı. Tehdit nedir sorusunun cevabı çeşitlenince, kimin güvenliği sorusunun cevabı da çeşitlendi. O zaman tek perspektiften bakmanın anlamsızlığı ve imkânsızlığı ortaya çıktı. Kopenhag Okulu bu dönemde“güvenlikleştirme” kavramını üretti. Meseleye insanlar ve yöneticilerden bağımsız bir güvenlik araştırması yapılamayacağını, esas meselenin karar vericiler olduğunu ve onları çalışmak gerektiğini vurgulayan Kopenhag Okulu kuramcıları bunun siyasi bir karar sonucu ortaya çıktığını söylediler. Bu açıdan bakıldığında güvenlikleştirme, devletleri yönetenler, politika yapıcılar, karar vericiler bir konuyu güvenlik konusu haline getirirlerse yani güvenlikleştirirlerse o bir güvenlik sorununa dönüşür, bunu yapmadıkları sürece o bir güvenlikmeselesi ve sorunu değildir sonucuna ulaşılır.” dedi.


Konuşmasının sonunda Prof. Dr. Mustafa Aydın’a Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Şenol Bektaş ve Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut Koldaş tarafından teşekkür belgesi takdim edildi.

“Güvenlik Akademisi” sertifika programına ve diğer Yakın Doğu Enstitüsü kısa dönemli eğitim programlarına kayıt için daha detaylı bilgiye www.neu.edu.tr web sayfasından,[email protected] e-posta adresinden, Yakın Doğu Enstitüsü facebook sayfasından, 223 64 64 (dahili 5532) ve 0533 829 97 36 telefonlardan ulaşılabilir.