Kardeş Kıskançlığını Önlemek Mümkün!
Eklenme Tarihi: 09 Temmuz 2018, 19:35
Son Güncelleme Tarihi: 01 Aralık 2020, 08:51

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Uzman Psikoloğu Damla Alkan Saygılı, Ailede İkinci Çocuğun Doğumuyla Birlikte, Büyük Çocuğun Doğal Bir Tepki Olan Kıskançlık Duygusunu Yaşabileceğini, Bu Durumda da Ebeveynlere Büyük Görevler Düştüğünü Söyledi. Ebeveynlerin Mutlaka Çocuklarına Gebelik Olduğu Bilgisini Vermesi Gerektiğini İfade Eden Damla Alkan Saygılı, Çocukların Doğum Öncesi, Sürece Alıştırılması ve İki Kardeş Arasında Kıyaslama Yapılmaması Gerektiğini Hatırlattı.

Kardeşler Arası Kıskançlık Derecesi Ebeveynlerin Tutumuna Göre Değişiklik Gösteriyor
İkinci çocuğunu dünyaya getiren annelerin kardeş kıskançlığı ile ilgili psikologlara sıkça danıştığını ifade eden Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, kardeş kıskançlığının her çocukta gözlemlenebilen doğal bir tepki olduğunu belirtti.

Kardeşler arasındaki kıskanma derecesinin ebeveynlerin tutumlarına göre değişiklik gösterdiğini ifade eden Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı, yeni bir kardeşin doğumunun büyük çocuk için kimi zaman istenen kimi zaman ise istenmeyen bir durum olabildiğini, yeni bir kardeşin dünyaya gelmesiyle, tüm ilgi ve sevginin odak noktası olan çocuğun, kendine gösterilen bu ilgi ve sevgiyi kardeşiyle paylaşmak zorunda olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Tüm bunlar çocuğun kendini terk edilmiş ve güvensiz hissetmesine neden olmanın yanı sıra, çocuğun bebeğe karşı kızgınlık, kırgınlık gibi duygular geliştirmesine ve kardeşini kıskanmasına yol açabilmektedir. Çocuklarda kardeş kıskançlığına ilişkin belirtiler, yeni bir kardeşin doğumundan hemen sonra olabileceği gibi yeni kardeş dünyaya geldikten uzun bir süre sonra da ortaya çıkabilmektedir. Kardeş kıskançlığı yaşayan çocukların bazıları bunu direk sözel olarak ifade edebilirken, bazıları ise davranışsal sorunlarla bunu göstermektedir.”


Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı; “Kardeşini Kıskanan Çocuklar Kazandığı Gelişim Becerilerinde Gerileme Yaşayabilirler.”
“Bebeği geri gönderin.”, “Hep bebekle ilgileniyorsun.", "Beni artık sevmiyorsun.", "Keşke hiç doğmasaydı." gibi sözlerle duygularını ifade eden çocukların, o güne kadar kazanmış olduğu gelişim becerilerinde gerilemeler gözlenebileceğini, örneğin yürüyen bir çocuğun emeklemeye, bezden kesilen bir çocuğun altını ıslatmaya, bardaktan süt içen bir çocuğun ise kardeşi doğduktan sonra biberondan süt içmeye başlayabileceğini ifade eden Damla Alkan Saygılı açıklamalarına şöyle devam etti: “kardeş kıskançlığı olan çocuklar, sevilmediklerini düşünerek anneden uzaklaşabilirler, içine kapanabilirler. Tuvaletlerini tutmaya ya da altına kaçırmaya başlayabilirler. Kardeşlerine ya da başkalarına ilişkin vurma, ısırma gibi fiziksel yönden zarar verici davranışlar gösterebilirler ya da duygularını bastırıp kardeşlerine yönelik aşırı sevgi gösterisinde bulunabilirler. Gün içerisinde öfkeli, inatçı ve hırçın görünebilirler. Uyku ve beslenme problemleri yaşayabilirler. Fiziksel bir rahatsızlıkları olmadığı halde karın ağrısı, mide bulantısı gibi bedensel yakınmalar gösterebilir, özellikle anne ve baba, kardeşle ilgilenirken, ilgiyi kendi üstlerinde toplamak için anne ve babalarının sevmediği işleri yapabilirler.”

Kıskançlık Doğal Bir Tepki
“Kıskançlık doğal bir tepki olmakla birlikte, kardeşler arası kıskançlık derecesi, çocuğun doğum öncesi, doğum sonrası sürece hazırlanması ve ebeveynlerin, yeni kardeşin doğduktan sonra çocuklarına ilişkin tutumlarına göre değişim göstermektedir.” diyen Damla Alkan Saygılı, ebeveynlerin çocuklarını doğum sonrası sürece hazırlamamaları, büyük çocukla doğum sonrası yeterince ilgilenmemeleri, kardeşler arası cinsiyet ayrımı yapmaları, kardeşlerin kavgalarında taraf tutmaları, kardeşler arasındaki anlaşmazlıklarda, kendilerine yakın gördükleri çocukla iyi ilişkiler geliştirmeleri ve çocuklar arasında kıyaslama yapmaları gibi tutumlara bağlı etkenlerin kardeş kıskançlığının yaşanmasına neden olabileceğini belirtti.

Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı: “Gebeliğin Yakınlarla Paylaşıldığı gibi Çocukla da Paylaşılması İhmal Edilmemelidir.”
Büyük çocuğun kardeşi doğduktan sonraki yaşantısına daha kolay uyum sağlayabilmesi için doğum öncesi bu sürece hazırlanmasının önemini vurgulayan Damla Alkan Saygılı, bu bağlamda gebeliğin yakınlarla paylaşıldığı gibi çocukla da paylaşılması gerektiğini belirtti. Uzm. Psikolog Damla Alkan Saygılı şöyle devam etti: “Çocuğun henüz kardeşi yokken her istediğinin yerine getirilmemesi, büyük çocukla, kendi doğumundan önceki ve sonraki dönemler hakkında konuşulması, çocuğun doğacak kardeşi için yapılan hazırlıkta, gerek onun fikri alınarak, gerekse de yardımıyla katılımının sağlanması, doğacak kardeşe yönelik alınan eşyalar dışında, zaman zaman çocuk için de hediyeler alınması, çocukla, yaşına uygun olarak doğum sonrası evde, aile içi ilişkilerde ne gibi değişikliklerin olabileceğinin konuşulması, ona bebeğin cinsiyetinin ne olabileceği, bebeğin nasıl olabileceği ve ihtiyaçlarının neler olabileceği gibi bebeğe ilişkin bilgiler verilmesi gibi yaklaşımlar onun doğum sonrası sürece daha kolay alışmasına yardımcı olacaktır. Ayrıca büyük çocuk için, bebeğin gelişine bağlı olarak yapılacak değişikliklerin mümkün olduğunca bebek doğmadan önce yapılmasına da özen gösterilmesi çocuğun doğum sonrasında yaşantısına daha kolay uyum sağlamasına destek olacaktır.”