Güçlü Kadın, Güçlü Toplum!
Eklenme Tarihi: 07 Mart 2025, 15:05

Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Uygulama ve Araştırma Merkezi’nin “Tüm Kadınlar ve Kız Çocukları için: Haklar, Eşitlik ve Güçlendirme” temasıyla düzenlediği 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü etkinliği yoğun katılımla gerçekleştirildi.

Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Uygulama ve Araştırma Merkezi tarafından düzenlenen ve pek çok meslek grubundan birçok katılımcıyı bir araya getiren “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü” etkinliği yoğun katılımla gerçekleştirildi.

“Tüm Kadınlar ve Kız Çocukları için: Haklar, Eşitlik ve Güçlendirme” temasıyla gerçekleşen etkinlik, İrfan Günsel Kongre Merkezi’nde yapıldı. Siyaset, yargı ve pek çok meslek grubundan birçok katılımcıyı bir araya getiren etkinliğin açılış konuşmalarını; Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, Emekli Yüksek Mahkeme Başkanı Narin Ferdi Şefik, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Anna Günsel ve Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. İzlem Kanlı yaptı.

Tam gün süren etkinliğin ardından, Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin akademisyen sanatçıları ve Kıbrıs Modern Sanat Müzesi sanatçıları tarafından özel olarak hazırlanan “8 Mart Dünya Kadınlar Günü Sergisi”, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar tarafından İrfan Günsel Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda açıldı.

Hukuktan siyasete, ekonomiden medyaya kadınların yeri konuşuldu!

Kadınların ekonomik, hukuki, siyasi ve eğitim alanlarındaki haklarının masaya yatırıldığı etkinlikliğin ilk oturumunda; kadın haklarının ekonomik boyutunu Prof. Dr. Fatma Güven Lisaniler ele alırken, Doç. Dr. Eylem Ümit Atılgan hukuki boyutunu, Prof. Dr. Nur Köprülü ise siyasi boyutunu, Doç. Dr. Süheyla Üçışık Erbilen ise eğitim boyutunu ele aldı.

Etkinliğin ikinci oturumu ise gazeteci Perihan Aziz anısına düzenlendi. (KÖDER) Kadın Öyküleri Derneği’nin hazırladığı “Perihan Aziz” belgeselinin gösteriminin ardından gazeteci-yazar Nezire Gürkan, Perihan Aziz hakkında bilgiler aktarırken kadınların medya dünyasındaki rolü üzerinde durdu. Etkinliğin son oturumunda ise “Gastronomide Kadının Rolü ve Önemi” paneli gerçekleştirildi. Turizm ve gastronomi sektöründe kadınların yerinin değerlendirildiği panelde, araştırmacı yazar Kıymet Alibey, girişimci Çiğdem Burhan ve demi şef Zehra Özcan konuşmacı olarak yer aldı.

Fazilet Özdenefe: “Cumhuriyet Meclis’inde 11 kadın var, dayanışma ile bu temsiliyetler artmalı!”

Konuşmasına, Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi’nin kadın çalışmalarını multidisipliner bir yaklaşımla sürdürmesinin çok kıymetli olduğunu vurgulayarak başlayan Cumhuriyet Meclisi Başkan Yardımcısı Fazilet Özdenefe, “Yakın Doğu Üniversitemizde yürütülen bu çalışmalar kadınların eğitimden, sağlığa kadar çok geniş bir alanda temsiliyetinin güçlendirilmesi açısından çok öenmli” ifadesini kullandı.

Kadının siyasetten ekonomiye kadar toplumsal hayattaki yerini değerlendirerek devam eden Özdenefe, “Kadın hakları ve temsiliyeti alanında geçmişe kıyasla önemli bir mesafe kat ettik. Ancak geldiğimiz nokta, hala kabul edilebilir bir nokta değildir” ifadesini kullandı. “Siyasette kadın temsiliyeti” konusuna da değinen Özdenefe, Cumhuriyet Meclisi’ndeki kadın Milletvekili sayısının geçmişe kıyasla arttığını ifade etti. “Bu temsiliyetin artması, kadın dayanışması ve bu tür etkinlikler sayesinde mümkün oldu” diyen Özdenefe, ülkede 1977 yılına kadar kadınların eşit işe eşit maaş alamadığını, 1960 yılına kadar ise seçme ve seçilme hakkına sahip olmadığını hatırlattı. Günümüzde Cumhuriyet Meclisi’ndeki kadın Milletvekili sayısının 11’e yükseldiğini belirten Özdenefe, bunun yeterli olmadığını vurgulayarak, “Bu ülkede Bakanlar Kurulu’nda kadın yok. İş dünyasında ise kadınlar hak ettikleri konumda değil” dedi. Kadın haklarına yönelik yasal düzenlemelerin temelinde de kadın dayanışmasının yattığını ifade eden Özdenefe, “Cinsiyet kotasının ve aile yasasındaki değişikliklerin önünü birlikte açtık. Ancak sadece mevzuatı değiştirmek yeterli değil, hayatın her alanında zihniyet dönüşümü sağlanmalı” dedi.

İzlem Gürçağ Altuğra: “Eğer kadın mutluysa, toplum da mutludur. Eğer kadın huzurluysa, ülke de huzurludur.”

Kadının toplum içindeki yerinin tarih boyunca büyük değişimler geçirdiğini ifade eden Lefkoşa Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, “Geçmiş çağlarda kadın, kimliksizlik ve değersizlikle mücadele ederken, günümüzde toplumun temel taşı olarak kabul edilmektedir” dedi. Kadınların sadece aile içinde değil, sosyal, ekonomik ve bilimsel alanlarda da etkin olması bir gerektiğini vurgulayan İzlem Gürçağ Altuğra, “Eğer kadın mutluysa, toplum da mutludur. Eğer kadın huzurluysa, ülke de huzurludur. Eğer kadın refah içindeyse, eğer kadın umut içindeyse toplum da o kadar refah içinde, gelecek için de o kadar umut içerisindedir” dedi.

Kadınların çalışması, üretmesi ve toplumun şekillenmesinde aktif rol alması gerektiğini belirten İzlem Gürçağ Altuğra, bunun bir ülkenin ilerlemesi için kritik olduğunu söyledi. Günümüzde tam anlamıyla kadın erkek eşitliğinin sağlanamadığna işaret eden İzlem Gürçağ Altuğra, “Kadınların hak ettikleri konuma ulaşmaları için toplumsal farkındalığın artırılması ve kadın-erkek eşitliğini güçlendirecek politikaların uygulanması büyük önem taşıyor. Kadınlarını dışlayan bir toplum bambaşka bir kalabalık haline gelmiş demektir” ifadelerini kullandı.

Narin Ferdi Şefik: “Güçlü kadınlar güçlü toplumlar yaratır.”

Yüksek Mahkeme Emekli Başkanı Narin Ferdi Şefik ise farkındalık yaratmanın, eşitsizlikleri konuşmanın ve çözüm yollarını irdelemenin önemine dikkat çekti. Konuşmasında, bu konulardaki hukuki eksikliklere değinen Şefik, 1998’de yürürlüğe giren Aile Yasası’nın kadınların evlilik sonrasında yaşadığı bazı mağduriyetleri giderdiğini belirtti. Günümüzde hala ele alınması gereken konular olduğuna vurgu yapan Şefik, özellikle “miras” konusunun yeniden değerlendirilmesi gerektiğini belirtti. Kadınların karşılaştığı sorunların çözümünde siyasi partilere, sivil toplum örgütlerine ve ilgili kuruluşlara büyük sorumluluk düştüğünü vurgulayan Şefik “Kadın adaylar yalnızca kimlik kartında ‘kadın’ yazdığı için değil, liyakat sahibi oldukları için tercih edilmelidir. Özellikle biz kadınlar, kadın adayları desteklemeye özen göstermeliyiz” dedi.

Anna Günsel: “Bir çocuğun hayali, cinsiyetine göre değil yeteneğine göre şekillenmeli.”

Toplumsal cinsiyet eşitliği ve kadın haklarını ileriye taşımak için bir araya geldiklerini vurgulayan Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Anna Günsel ise “Kadınların eğitimde, iş dünyasında, siyasette ve hayatın her alanında aktif ve etkin varlığı, geleceğimizin teminatıdır” diyerek, bu mücadelenin herkesin sorumluluğu olduğunu belirtti. Toplumsal cinsiyet eşitliğinin bir tercih değil, gelişmiş, kalkınmış ve barış içinde bir toplumun vazgeçilmez unsuru olduğunu ifade eden Anna Günsel, “Eğitimde fırsat eşitliği sağlanmadan toplumsal cinsiyet eşitliğine ulaşamayız. Bu yüzden daha küçük yaşlardan itibaren kız çocuklarını desteklemek zorundayız” dedi. Özay Günsel Çocuk Üniversitesi olarak bu bilinçle hareket ettiklerini belirten Anna Günsel, “Bir çocuğun hayali, cinsiyetine göre değil yeteneğine göre şekillenmeli. Kız çocuklarının bilime, sanata, teknolojiye, spora eşit katılımı için projeler üretiyoruz. Çocukların kendilerini ve yeteneklerini keşfetmeleri için onlara alan açıyoruz” ifadesini kullandı.

Doç. Dr. İzlem Kanlı: “Kadınların ve kız çocuklarının sesi duyulmadıkça toplumsal eşitlikten söz etmek mümkün değildir.”

8 Mart Dünya Kadınlar Günü’nün “bir kutlama günü değil, bir hak arama ve dayanışma günü” olduğunu vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi Başkanı Doç. Dr. İzlem Kanlı ise kadınların tarihsel mücadelesine dikkat çekti. Toplumsal Cinsiyet Araştırma ve Uygulama Merkezi olarak akademik çalışmaların yanında doğrudan topluma dokunmayı amaçladıklarını belirten Doç. Dr. Kanlı, “Kadın ve kız çocukları için haklar, eşitlik ve güçlendirme” temasına uygun olarak birçok projeyi hayata geçirdiklerini ifade etti. İş birlikleri ile geniş bir yelpazede toplumsal farkındalık çalışmaları yürüttüklerini belirten Doç. Dr. Kanlı, cezaevinde bulunan kadınların topluma kazandırılması için eğitimler vermeye gönüllü olduklarını söyledi. Çocuk evlilikleri ve zorla evlendirilme gibi konularda veri toplayarak çözüm odaklı projeler geliştirdiklerini de aktaran Doç. Dr. Kanlı, “Ayrıca disiplinlerarası çalışmalarını yürüten merkezimiz, toplumsal cinsiyet eşitsizliği sorunlarının sağlık alanındaki etkileri üzerine de projeler geliştirmeyi amaçlıyoruz. Çünkü biliyoruz ki, kadınların ve kız çocuklarının sesi duyulmadıkça toplumsal eşitlikten söz etmek mümkün değildir” dedi.