Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi projesi olan “Dr. Dilara” filmi, önceki akşam YDÜ Atatürk Kongre ve Kültür Merkezi’nde düzenlenen gala gecesiyle izleyiciyle buluştu. İlk gösterimi Cannes Film Festivali’nde gerçekleştirilen filmin Kıbrıs’taki gala gecesine ilgi yoğundu.
Yakın Doğu Üniversite’sinin ikinci uzun metrajlı sinema filmi’nin yapımcılığını Tamer GARİP ve Metin ERDURAN üstlendi. Kıbrıs Türk sinema tarihinde beşinci film olarak yerini alan “Dr Dilara”nın, YDÜ İletişim Fakültesi’nin Film Yapımı ve Yayıncılık, Radyo TV Sinema, Görsel İletişim ve Tasarım, Gazetecilik, Halkla İlişkiler ve Tanıtım ile Birlikte Saç Bakımı ve Güzellik Bölümleri’nden öğretim elemanları ve öğrencileriyle birlikte alanlar arası ortak çalışma sonucu ortaya çıktığı bildirildi.
Yönetmen Tamer GARİP: “Dr. Dilara, Kıbrıslı Kadınlara Rol Modeli Olsun”
Dram ve gerilim türündeki filmin gösteriminin öncesinde basın mensuplarının sorularını yanıtlayan yönetmen Tamer GARİP, ilk filmi Kod Adı Venüs’ün ardından Dr. Dilara filmiyle de kadın temasını ele almaya devam ettiğini söyledi. Garip, “İlk filmde çaresiz bir kadın vardı. Bu filmdeyse karşımıza daha güçlü bir kadın çıkıyor. Filmdeki kadın vurgusunun Kıbrıslı kadınlarımıza bir rol model olması temennisi içindeyim” dedi. Amacının Kıbrıs’ta kalıcı bir sinema kültürü yerleştirmek olduğunu belirten Garip, sinemanın yalnızca Kıbrıs’ta değil, Türkiye’de ve dünyanın her yerinde çeşitli zorlukları olan bir sektör olduğunu ifade etti. Garip, “Biz bu filmde teşvik bakımından şanslıyız. Başta Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat GÜNSEL olmak üzere, Mütevelli Heyeti Başkanı Doç. Dr. İrfan GÜNSEL’e, İletişim Fakültesi Dekan Vekili’ne ve tüm Yakın Doğu ailesine çok teşekkür ediyorum” diye konuştu.
Filmde Dr. Dilara karakterini canlandıran başrol oyuncusu Ruhsan ANKAY ise, “Şu anda büyük bir heyecan içerisindeyim. Bu bizim ikinci galamız. İlki Cannes Film Festivali’ndeydi ama burada yaşadığım heyecan çok farklı. Ailem, sevdiklerim arkadaşlarım ile bu heyecanı ve gururu yaşayabilmek çok farklı” dedi. Film çekebilme konusunda Kıbrıs adasının imkânlarının ve potansiyelinin çok yüksek olduğunu ifade eden ANKAY, sinemaya daha fazla destek verilmesi halinde adanın yerleşmiş bir sinema kültürü olabileceğini belirtti.”Kıbrıs Türk halkını bize destek olmaları için sinema salonlarını doldurmaya davet ediyoruz” diye ekledi.
Türkiye’nin sevilen oyuncularından Cengiz BOZKURT da, filme çok emek verdiklerini söyleyerek, filmin izleyici tarafından beğenileceğini umduğunu ifade etti. Yakın Doğu Üniversitesi’ne de teşekkür eden BOZKURT, “Yakın Doğu Üniversitesi’nin Kod Adı Venüs ve Dr. Dilara filmlerine desteği ve İletişim Fakültesi’nin böylesine iki büyük filmin çıkmasına vesile olması bizim için gurur verici” dedi. Adada daha fazla film çekilmesi gerektiğini ifade eden Bozkurt, sinema sektörünün devlet tarafından da desteklenmesi gerektiğini belirtti. Genç iletişimcilere tavsiyelerde de bulunan Bozkurt,İletişim Fakültesi öğrencilerinin pratiğe önem vermeleri gerektiğini ve edindikleri bilgileri bulabildikleri her imkânda pratiğe dökmeleri gerektiğini söyledi.
Doç. Dr. Gökçe KEÇECİ: “Öğrencisinden Öğretim Elemanına, Sekreterinden Hizmetlisine Kadar Üniversite Bu Projenin İçindeydi”
Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Dekan Vekili Doç. Dr. Gökçe KEÇECİ ise şunları kaydetti: “Yakın Doğu Üniversitesi’nin öğrencisinden öğretim elemanına,sekreterinden, hizmetlisine kadar yer aldığı bu film projesi, Kıbrıs Türkü’nün de sinema sektöründe var olabileceğinin göstergesi oldu. Dünyada çok az üniversite öğrencisi derste teorisini dinlediği sinemanın uygulamalı bir film projesinde yer alma şansı yakalayabilmiştir. Bu şansı iyi değerlendirebilmek ve bir adım öne çıkabilmek için çalışmaya devam etmeliyiz. Kurucu Rektörümüz Dr. Suat Günsel’in dediği gibi ‘Adada kıtalı gibi yaşamak’ böyle bir şey.”
Dram ve gerilim türündeki film, Lefkoşa, Girne, Gazimağusa ve Güzelyurt’taki LemarCineplex sinemalarında gösterime girdi.
