Çevre Güvenliği ve Afet Yönetiminde Felaket Sonrası Kriz Masası Yaklaşımından Önleyici Tedbirler Anlayışına Geçilmeli
Eklenme Tarihi: 26 Aralık 2016, 11:58
Son Güncelleme Tarihi: 25 Kasım 2020, 16:47
Çevre Güvenliği ve Afet Yönetiminde Felaket Sonrası Kriz Masası Yaklaşımından Önleyici Tedbirler Anlayışına Geçilmeli

Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU Yakın Doğu Enstitüsü Güvenlik Akademisi Sertifika Programında Konuştu

Yakın Doğu Üniversitesi, Yakın Doğu Enstitüsü tarafından düzenlenen Güvenlik Akademisi Sertifika Programı kapsamında İstanbul Teknik Üniversitesi Meteoroloji Mühendisliği ve Afet Yönetim Merkezi Öğretim Üyesi ve İstanbul Valiliği Afet ve Acil Durum Yönetimi Danışmanı Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU “Küresel Isınmanın Jeopolitik ve Jeostratejik Yansımaları” başlıklı bir seminer verdi.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre güvenlik kavramının ve uygulamalarının tüm boyutlarıyla irdelendiği Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü “Güvenlik Akademisi Sertifika Programı”nda alanlarında uzman akademisyenler, bürokratlar, karar alıcılar, politika yapıcılar, diplomatlar katılıyor. Program her Cumartesi Saat 10:00’da Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Salon-4’de gerçekleştiriliyor.

Çevre Güvenliği ve Afet Yönetiminde Felaket Sonrası Kriz Masası Yaklaşımından Önleyici Tedbirler Anlayışına Geçilmeli

KADIOĞLU: Çevre Güvenliği Ve Afet Yönetiminde Felaket Sonrası Kriz Masası Yaklaşımından Önleyici Tedbirler Anlayışına Geçilmeli.

Yakın Doğu Enstitüsü Güvenlik Akademisi kapsamında verdiği seminer çerçevesinde küresel iklim değişikliği ile güvenlik ve strateji ilişkisini irdeleyen Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU, “Bizde önleyici stratejiler zayıf. Türkiye ve KKTC’de daha çok kriz mantığı hakişm. Kriz masaları, kriz komiteleri uygulamaları bu mantığın bir ürünü. Birleşmiş Milletler son 20 yıl içinde Afrika’da kriz yönetiminden risk yönetimine geçiş kampanyaları, politikaları uyguluyor. Kriz yönetiminde de bilgi toplumu toplumu olmak, bilgiyi üretmek ve üretilen bilgiyi kullanmak gibi bir derdimiz ve alışkanlığımız olmalı. Eski usül gördüğümüz şeyleri sorgusuz sualsiz, devam etmemeliyiz. Sağlık konusunda iklim değişikliği ile beraber tropikal hastalıklarda patlama var. Türkiye’nin Güneydoğu Anadolu Bölgesini Dünya Sağlık Örgütü tropikal hastalıkların arttığı bölge olarak işaretlemiş durumda. Biz tropik bölgede değiliz ama tropikal hastalık polikliniklerine ihtiyacımız oluşmaya başladı. Önümüzdeki yıllarda daha fazla tropikal hastalık uzmanına ihtiyaç duyacağız. Bunlar küresel ısınma ve iklim değişikliğinin önemli sonuçları olarak halk güvenliği alanında da karşımıza çıkıyor.” dedi.

KADIOĞLU: İklim Göçünün Güvenlik Boyutları Dikkatle Ele Alınıp Bu Konuda Sürdürülebilir Politikalar Üretilmeli

İklim göçünün milli güvenlik açısından önemini vurgulayan Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU, “Göçmen problemini Suriye’den sonra Avrupa gördü. Avrupa’nın en büyük korkusu Magrip bölgesinden ve Türkiye üzerinden büyük bir iklim göçüydü. Bu göç farklı nedenlerden ötürü şimdi Suriye’den geldi. Avrupa Birliği Kyoto Protokolü’nün uygulanmasının iklim değişikliği konusunda atılan adımların çok büyük şampiyonudur, çünkü Avrupa’nın güneyinde de bu problemin artacağını bekliyorlardı. Kaynaklar azalacağı için Avrupa’nın bu kadar gerçek olan bir göç salgınını kaldıramayacağını düşünüyorlardı. Bu yüzden Avrupa Birliği ülkeleri Kyoto’yu çok önemsiyorlar. Bu iklim göçmenlerinin problemleri Avrupa’da iklime bağlı olarak artacak.” dedi.

Çevre Güvenliği ve Afet Yönetiminde Felaket Sonrası Kriz Masası Yaklaşımından Önleyici Tedbirler Anlayışına Geçilmeli

KADIOĞLU: İklim Değişikliğine Küresel Anlamda Etik Bir Problem Olarak Yaklaşılmalı

Sözlerine iklim değişikliğinin etik boyutunun altını çizerek devam eden Prof. Dr. KADIOĞLU, “İklim değişikliği ulusal güvenlik problemini arttırıyor, barışı tehdit ediyor, Güney- Kuzey arasındaki problemi büyütüyor. Çünkü küresel olarak iklim değişikliğine Kuzey sebep oluyor, Güney zarar görüyor. Bu durum adil değil, zarar verenle zarar görenler farklı. Burada etik çözüm aramamız lazım. Etik nedir? İnsanca ve yaşam için doğru. Burada ahlak ile etiği de birbirinden ayırt etmemiz lazım. Ahlak yerel olarak değişiyor. Etik ise uluslararası doğrular ve kabulleri ifade ediyor. Bizim de Türkiye ve KKTC olarak etik yaklaşımımız lazım. Bunun için Birleşmiş Milletler ‘de zarar için, ziyan ve sorumluluk gibi başlıklar var, ama bunu nasıl dağıtacağız bunların karar verilmesi gerekiyor. Çözümle ilgili olarak bilimsel belirsizliklerden mi başlayacağız, ulusal ekonomiye maliyetini mi düşüneceğiz ,bağımsız hareket etmeme durumunu nasıl yöneteceğiz, yeni teknoloji potansiyelini nasıl kullanacağız gibi soruları yanıtlamamız gerekiyor.” dedi.

Programın soru cevap bölümünden sonra Yakın Doğu Üniversitesi Yakın Doğu Enstitüsü Müdürü Doç. Dr. Umut KOLDAŞ, Prof. Dr. Mikdat KADIOĞLU’na teşekkür belgesi takdim etti.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre “Güvenlik Akademisi”‘ne ve diğer Yakın Doğu Enstitüsü kısa dönemli eğitim programlarına kayıt için daha detaylı bilgiye www.neu.edu.tr web sayfasından, [email protected] e-posta adresinden, Yakın Doğu Enstitüsü Facebook sayfasından, 223 64 64 (dahili 532) ve 0533 829 97 36 telefonlardan ulaşılabilir.