Bedensel Belirtiler Fiziksel Mi, Psikolojik Mi?
Eklenme Tarihi: 20 Kasım 2025, 15:42

Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin düzenlediği ‘Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili Bozukluklar’ etkinliğinde multidisipliner tedavi yaklaşımının önemi vurgulandı.
Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi tarafından düzenlenen “Bedensel Belirti Bozuklukları ve İlişkili Bozukluklar” etkinliği, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirildi. Psikiyatrik süreçlerin bedensel belirtiler üzerindeki etkisinin bilimsel bir bakış açısıyla ele alındığı etkinlikte, katılımcılar güncel tanı yaklaşımları ve tedavi yöntemleri hakkında kapsamlı bilgiler edindi.

Öğrenciler ve akademisyenlerin yoğun katılımıyla gerçekleşen etkinliğin moderatörlüğünü; Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gamze Mocan ve Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Sürekli Tıp Eğitimi Koordinatörü Prof. Dr. Emrah Ruh üstlendi. Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı’ndan Asist. Dr. Gizem Tel konuşmacı olarak yer alırken, Uzm. Dr. Mehmet Levent Soylu etkinliğe danışman olarak katkı sundu.

Etkinlikte, Psikiyatrik süreçlerin bedensel sağlığa etkisi çok yönlü olarak ele alındı. Bedensel belirti bozukluklarının nedenleri, ruhsal stresin fiziksel belirtiler üzerindeki yansımaları, psikosomatik süreçler ve uygulanabilecek doğru tedavi yaklaşımları detaylı biçimde incelendi. Katılımcılar ayrıca, hasta-hekim iletişiminin önemi ve psikolojik farkındalığın tıbbi süreçlerdeki rolü üzerine örnek vakalar üzerinden bilgilendirildi.

Tek bir uzmanlık alanı çoğu zaman yeterli olmaz!
Sunumunda “Bedensel Belirti ve İlişkili Bozukluklar” konusunu ele alan Asistan Dr. Gizem Tel, multidisipliner yaklaşımın önemini özellikle vurguladı. Bu tür bozuklukların yalnızca tek bir uzmanlık alanının sınırlarında değerlendirilemeyeceğini belirten Dr. Tel, “Somatik şikayetler çok branşlı başvuruların ortak paydasıdır. Tek bir uzmanlık alanı çoğu zaman yeterli olmaz” ifadelerini kullandı. Beden, zihin ve sosyal çevre etkileşimini temel alan biyopsikososyal modelin altını çizen Dr. Tel, bu yaklaşımın sadece kuramsal değil, klinik olarak da etkin sonuçlar verdiğini söyledi. Multidisipliner çalışmanın gereksiz tetkikleri azaltarak sağlık sistemindeki yükü de hafiflettiğini vurgulayan Dr. Tel, “Bu yaklaşım hastaların memnuniyetini artırır, tedaviye uyumu güçlendirir ve uzun vadede sağlık harcamalarını azaltır” dedi. Sunumun devamında Dr. Gizem Tel, multidisipliner anlayışın tıpta artık bir seçenek değil, etik bir zorunluluk haline geldiğini de dile getirdi.

İyileşme, bedenin sessizleşmesi değil, zihnin onu dinlemeyi öğrenmesidir!
Hastanın yalnızca semptomlarının değil, yaşam biçiminin, duygusal durumunun ve sosyal çevresinin de tedavi sürecine dahil edilmesi gerektiğini belirteyen Dr. Gizem Tel, “Hiçbir belirti yalnızca beyinde ya da bedende başlamaz; insan bir bütündür” dedi. Dr. Tel, bu nedenle psikiyatri, nöroloji, aile hekimliği ve fizyoterapi gibi farklı disiplinlerin iş birliği içinde çalışmasının önemine dikkat çekti. “Her uzman kendi alanından bir parçayı görür; ancak iyileşme, bu parçaların bir araya gelmesiyle mümkün olur” diyen Dr. Tel, tedavinin yalnızca bedeni onarmak değil, zihni anlamak ve duygusal dengede bir bütünlük kurmak olduğunu vurguladı. “İyileşme, bedenin sessizleşmesi değil, zihnin onu dinlemeyi öğrenmesidir” diyen Dr. Tel, bütüncül bakış açısının tedavi sürecindeki yerini etkileyici biçimde özetledi.