Yakın Doğu Üniversitesi Türkçe Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mehmet Çakıcı’nın Çoklu Kişilik Bozukluğu ile İlgili Yaptığı Araştırma Ödül Aldı…
Eklenme Tarihi: 16 Ekim 2018, 16:04
Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2020, 13:19


- "KKTC, Dünya Sıralamasında Disosiyatif Belirtiler ile 3'üncü Sırada"

Yakın Doğu Üniversitesi Türkçe Psikoloji Bölüm Başkanı, Psikiyatrist Prof. Dr. Mehmet Çakıcı’nın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde erişkin bireylerde çoklu kişilik bozukluğu ile ilgili yaptığı araştırma 54. Türkiye Psikiyatri Kongresi’nde ilk üçe girerek ödüllendirildi.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, İzmir Swiss Hotel’de gerçekleşen, 1260 psikiyatrist ile psikoloğun katıldığı ve toplamda 286 bilimsel araştırmanın sunulduğu 54. Türkiye Psikiyatri Kongresi’nde, Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, Prof. Dr. Ebru Çakıcı, Yrd. Doç. Meryem Karaaziz, Uz. Psk. Ayşe Buran’ın sunduğu "KKTC'de Erişkin Bireylerde Disosiyatif Belirtilerin yaygınlığı, risk faktörleri ve Akültürasyon ile ilişkisi" isimli araştırma Türkiye üçüncüsü ödülünü aldı.

Yirmi araştırmanın ödüle aday gösterildiği kongrede finale kalarak üçüncülük ödülünü alan çalışmada, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde erişkin bireylerinde disosiyatif belirtilerin yaygınlığının %9,7 olarak bulunduğu belirlendi. Bu oranın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti'ni dünya genelinde yapılan çalışmalar arasında Kanada ve Türkiye’den sonra en yüksek disosiyatif belirtilere sahip 3 ülke arasına koyduğu tespit edildi.

Çalışma, 2018 yılında 955 kişi arasında tüm Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti genelinden seçilen örneklem ile 40 anketörle Mayıs 2018 tarihinde yapıldı. Çalışma bir ev çalışması olup Kotalı randomize çok tabakalı örneklem ile katılımcılar seçildi. Özellikle uyuşturucu bağımlılığı tedavisi üzerine çalışmalar yürüten ve bir çok uluslararası başarıya sahip olan Prof. Dr. Mehmet Çakıcı ve ekibinin yürüttüğü çalışma ülkemizde yürütülen bilimsel çalışmaların başarısını da ortaya koydu.


Genç Olmak, Çalışmamak Düşü Ücret Kazanmak, Göçmen Olmak ve Travmatik Yaşantılara Sahip Olmak Hastalık Riskini Artırıyor…
Disosiyatif belirtilerin, kişinin çevreyi algılamasında, hafızasında ya da kimliğinde olan çözülmeler olarak tanımlandığını belirten Prof. Dr. Mehmet Çakıcı, çoğul kişiliğin bu hastalığın en yaygın görülen bozukluklarından olduğunu söyledi.

Disosiyatif belirtilerin yaygınlığının Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde erişkin bireylerde %9,7 olarak bulunduğunu aktaran Prof. Dr. Çakıcı, “Bu oran KKTC'yi dünya genelinde yapılan çalışmalar arasında en yüksek disosiyatif belirtilere sahip 3 ülke arasına koyuyor” dedi. Kanada ve Türkiye’de de yapılan çalışmalar var. Yapılan çalışmada disosiyatif belirtilerin oluşumunda risk faktörü olarak daha genç olmak, çalışmıyor ya da asgari ücretin altında çalışıyor olmak, göçmen olmak, travmatik yaşantılara sahip olmak gibi sosyo-demografik değişkenler yer aldığını aktaran Prof. Dr. Çakıcı, bireyin kültür tutumlarındaki farklılıkların da bu disosiyatif belirtilerin oluşumunda etkili olabileceği ortaya çıktığını kaydetti.

Prof. Dr. Mehmet Çakıcı çalışmaya ilişkin olarak şunları söyledi: “Savaş, göç, ekonomik zorluklar, kolonizasyon geçmişi yaşayan Kıbrıslı Türklerde de belirtiler yoğun iken Türkiyeli göçmenlerde de yaygın belirtiler görülmüştür. Bunun yanında Asimilasyon kültür özelliklerine sahip Türkiye'li göçmenler disosiyatif belirtilere daha çok sahipken, her iki kültürle bütünleşmiş hem KKTC uyruklu hem de TC uyruklu bireylerin disosiyatif belirtilerinin daha düşük olduğu görülmüştür. Kısacası kültürel tutum farklılıklarının ruh sağlığında önemli bir yere sahip olduğu bir kez daha ortaya çıkmıştır. Kültürel çatışma hastalığı alevlerken kültürlerin uyumu hastalıkları azalttığı görülmüştür."