Radyasyon Tedavisi Alacak Olan Kanser Hastalarının Tedavi Cihazı Seçiminde Dikkat Etmesi Gereken Faktörler
Eklenme Tarihi: 10 Ekim 2016, 11:54
Son Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2020, 13:26

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, Multidisipliner Bir Yaklaşım Gerektiren Kanser Hastalıklarının Tedavisinde Kullanılan Radyoterapinin, Son Yıllarda Hızla Gelişen Teknolojiden Fazlasıyla Etkilendiğini Belirterek, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Kanser Hastalıkları Tedavisinde Kullanılmakta Olan RapidArc Cihazının Sahip Olduğu Görüntü Kılavuzluğunda (IGRT) Uygulanan Yoğunluk Ayarlı (IMRT) ve Solunum Kontrollü Tekniklerin, Diğer Cihazlara Göre Tümöre Daha Etkili, Çevredeki Normal Dokuların Korunmasına ise Daha Duyarlı Oluşuyla Ciddi Anlamda Üstünlük Sağladığını İfade Etti.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’ne açıklamalarda bulunan Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, IMRT, diğer adıyla Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi’nin, büyük bir hassasiyet ile radyasyon dozunu sadece tümörü kaplayacak şekilde 3-boyutlu olarak verdiğini söyledi.Bu teknik kullanıldığı zaman, çevredeki sağlıklı dokuları korumak için oldukça dar tutulan tedavi hacminin sınırlarındaki dozun çok yüksek olduğunu, yaklaşık 1-1.5 ay süren tedavi uygulamaları boyunca hergün tedavi alan hastalarda bu yüksek dozlu tedavi hacminin hasta üzerinde doğru yerleştirilememesinin çok ciddi hatalara neden olabileceğini ifade etti. Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU sözlerine şöyle devam etti; “Bazen birkaç milimetrelik kaymalar nedeni ile tümör dokusu istenenden düşük doz alırken, hemen yanındaki hayati öneme sahip normal bir doku çok yüksek doz alabilir. Bu hataları önlemek için geliştirilen Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi (IGRT) tekniğinde, önceden hazırlanan tedavi planı ile hastaya uygulanan tedavi, üst üste çakıştırılarak karşılaştırılır. Bu karşılaştırma, tedavi cihazı üzerine yerleştirilen radyografi ve tomografi donanımları ile alınan görüntüler üzerinde hasta pozisyonu ve tedavi volümü kontrol edilerek yapılır ve gerektiğinde hasta yatağı otomatik olarak kaydırılarak tam çakışma sağlanır. Böylece hastanın pozisyonundan ya da organların doluluğu ve hareketlerinden kaynaklanabilecek hatalar önlenir. Özellikle prostat kanseri ve rahim ağzı kanserleri gibi bağırsak ya da mesane doluluklarının tedavi bölgesinde günlük değişikliklere neden olduğu alt karın bölgesi tümörlerinde, Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi gibi çok keskin sınırlı tedaviler uygulanırsa bu Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi (IGRT) tekniklerinin kullanılması hem tedavi başarısı hem de geç yan etkiler açısından çok ciddi önem taşır.”

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Radyoterapi Tedavisi Kişi Anatomisine Uygun Şekilde Gerçekleştiriyor
Solunum kontrollü radyoterapide (RPM) ise tedavi sırasındaki solunum hareketleri hesaba katılarak ışın verildiğini ve böylece tedavi şartlarının hasta anatomisi ile uyumlu hale getirildiğini ifade eden Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, sözlerini şöyle sürdürdü; “Örneğin, tedavi boyunca solunum hareketleri bir monitör aracılığı ile izlenerek hasta derin nefes alıp tuttuğu zaman göğüs duvarı ve meme ışınlanmaktadır. Hasta nefesini bıraktığında ise bunu algılayan cihaz ışınlamayı otomatik olarak kesmekte ve tekrar nefes alma ile birlikte tedavi devam etmektedir. Böylece ışınlanan hedef volüm alttaki akciğer ve kalpten uzaklaşacağı için bu normal dokuların aldıkları doz ciddi anlamda düşecektir.Özellikle sol göğüs duvarı ve meme ışınlamalarında, kalbin sol ventrikülünü besleyen koroner damarların düşük dozda bile olsa radyasyon alması, bu damarlarda tıkanıklık riskini artıracağından, tedaviden 10-15 yıl sonra bu hastalarda kalp krizi geçirme oranları ciddi şekilde artmaktadır. Sahip olduğumuz teknolojik olanaklar kullanılmaz ise erken evre meme kanserinden başarılı bir tedavi ile kurtulan genç bir hastanın geç damar komplikasyonuna bağlı kalp krizi nedeniyle kaybedilmesi kabul edilemez bir durum olarak karşımıza çıkar.”

Tüm Kanser Türlerinde Güvenle Kullanılabilen RapidArc Kıbrıs’ta Sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde!
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ni, Radyasyon Onkolojisi alanında, Güney’deki merkezler de dahil olmak üzere Kıbrıs’taki diğer sağlık kurumlarından farklı kılan ve son teknolojiye sahip RapidArc cihazında radyasyon tedavisinin sonuçlarını iyileştiren bu iki önemli donanımın da (IGRT ve RPM) mevcut olduğunu belirten Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, Hacimsel Yoğunluk Ayarlı Ark Tedavisi olarak adlandırılan RapidArc’ın, tüm kanser türlerinde kullanılabilen bir kanser tedavi cihazı olduğunu ifade etti. RapidArc’ın, hasta etrafında dönerek, hastanın hareket etmesine fırsat vermeden ışınlama işlemini yapabildiğini, bugün uygulanmakta olan en hızlı dinamik IMRT radyoterapi tekniklerinden bile sekiz kata kadar daha hızlı bir tedavi sağlamakta olduğunu da belirten Prof. Dr. ANDRIEU, yaklaşık 20-35 dakika süren Yoğunluk Ayarlı Radyoterapi (IMRT) uygulamalarının 2-4 dakikaya inmesi ile tedavi boyunca hastanın ağrısı, rahatsız hissetmesi veya organ hareketleri gibi nedenlerle tedavi volümünde oluşan belirsizliklerin azaldığını söyledi. RapidArc’ın tümörün tedavi volümü dışına çıkması veya normal dokuların yüksek doz bölgesine girmesi olasılığını düşürdüğünü, hastanın konforunu büyük ölçüde artırdığını, ayrıca normal dokuların aldığı dozun üçte bir oranında düşük olması sebebiyle, radyasyona bağlı ikincil kanserlerin oluşma riskini azalttığını da sözlerine ekledi.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Radyoterapi Tedavileri, Son Teknoloji Cihazlar ile Uzman Ekipler Tarafından Gerçekleştiriliyor
Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU ileri teknoloji ile planlanan tedavilerde kalite kontrolünün daha çok önem kazandığını, bu amaçla uygulanan teknolojik yöntemlerin yanısıra tedaviyi planlayan ve uygulayan ekibin bilgi, deneyim ve titizliğinin de çok önemli olduğunu belirtti. Özellikle geç dönemdeki ciddi yan etkilerin azaltılmasında büyük önemi olan radyoterapi planlarının her hasta için uzun süren bir çalışma sonrasında ortaya çıktığını belirten Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, hastalarla kurulan iyi iletişimin hastaların tedaviye uyumunu, bu uyumun ise tedavi etkinliğini arttırdığına ve erken dönem yan etkilerle başa çıkmayı kolaylaştırdığına dikkat çekti.

“Radyasyon Tedavisi Alacak Hastalar Tedavi Alacakları Merkezlerdeki Cihaz Özelliklerini Araştırmalı”
Kıbrıs’ta sadece Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Radyasyon Onkolojisi Anabilim Dalı’nda bulunan RapidArc cihazının tüm bu gelişmiş radyoterapi yöntemlerini adada uygulayabilen tek cihaz olduğunu ifade eden Prof. Dr. Meltem NALÇA ANDRIEU, sözlerini şöyle tamamladı; “RapidArc’ın sağladığı tüm bu avantajlar deneyimli ve titiz çalışan bir tedavi ekibinin de katkıları ile doğru kullanıldığı zaman kanser tedavisinde ciddi başarılar ile sonuçlanmaktadır. Radyasyon tedavisi alacak kanser hastalarının ve radyoterapiye hasta yollayan diğer branşlardaki hekimlerin radyoterapiye başlanmadan önce merkezlerdeki cihazların özelliklerini araştırmaları ve özellikle küratif tedaviler için Görüntü Kılavuzluğunda Radyoterapi ve Solunum Kontrollü Radyoterapi tekniklerine sahip olan merkezleri tercih etmeleri etik açıdan da uygun olacaktır.”