Lösemili Çocuklar Haftası
Eklenme Tarihi: 12 Kasım 2017, 10:40
Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2020, 10:12

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, Kan ve Kemik İliği Dokusunda Bulunan ve Kan Yapımından Sorumlu Hücrelerin Kanserleşmesi, Yani Kontrolsüz Çoğalması Sonucunda Ortaya Çıkan ve Bir Tür Kan Hastalığı Olan ‘’Kan Kanseri” Diğer Adı ile Lösemi’nin, Çoğunlukla Beyaz Kan Hücrelerinin Kanseri İken, Nadiren Diğer Kan Hücrelerinin de Kontrolsüz Çoğalması ile de Oluşabileceğini ve Tüm Çocukluk Yaş Grubu Kanserlerinin %25 veya 30’unu Oluşturduğunu İfade Etti.

Çocukluk Kanserlerinin %25-30’u Lösemi

Kanserleşen ilik hücrelerinin sağlıklı kan üretemedikleri gibi, kemik iliğini istila ederek, sağlıklı kan üretebilecek hücrelere de yer bırakmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, löseminin en sık 2-5 yaşlarında görüldüğünü, klinik seyrine göre kabaca akut ve kronik olmak üzere iki gruba ayrıldığını, çocukluk çağı lösemilerinin %97’sinin akut yani hızlı gelişen lösemilerden oluştuğunu ve tüm çocukluk yaş grubu kanserinin %25- 30 oranında olduğunu belirtti.

Lösemiye Yakalanmayı Önlemek Mümkün Değil!

Erişkin çağdaki kanserlerden farklı olarak, çevresel faktörlerin daha az etkisi bulunan lösemiyi önlemeye çalışmanın pek mümkün olmadığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, lösemiyi erken tanımak için yapılabilecek önerilen herhangi bir tarama testinin bulunmadığını da belirtti.  Genetik olarak kanser riski taşıyan sendromların varlığında ya da başka bir kanser nedeniyle tedavi görmüş veya immun supresyon tedavisi alan hastaların daha dikkatli izlenmesi gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, bu kişilerin ayni zamanda bilinen risk faktörlerinden de uzak tutulması gerektiğini ifade etti.

Tedavi Yöntemi Lösemi Tipine Göre Belirlenmektedir

Lösemi tanısının kan testleri, kemik iliği aspirasyon veya biyopsisi ve ardından da hücre tipini belirleme ile genetik tetkikler sonucu konularak kesinleşebildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, tanıdaki ayrıntılı testlerin genellikle lösemi tiplerinin tedavi prensiplerini belirlemede yardımcı olacağını belirtti.  Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan şöyle devam etti: “Tedavi öncelikle genel durumun düzeltilmesi, ek sıkıntıların giderilmesi ve enfeksiyonların tedavisi ile başlar.  Böbreklerin, karaciğer ve kalbin kemoterapi ilaçlarının yan etkilerinden korunması için önlemlerin alınması çok önemlidir.  Löseminin primer tedavisi kemoterapi olup, hastanın yaşı ve diğer tüm risk faktörleri ile hücre tipi belirlenerek hastaya uygun kemoterapi protokolleri düzenlenir.  Yüksek doz kemoterapi ihtiyacı olan hastalarda kemik iliği transplantasyonu ya da löseminin tipine göre radyoterapiler de tedaviye eklenir.”

Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan;  “Lösemide Artan Sağ Kalım Oranları Yüz Güldürücü Oranlara Ulaşmıştır”

Çocukluk çağı kanserlerinde 1975’ten 2010 yılına kadarki dönemde ölümlerin en az %50 oranında azaldığını ve artan sağ kalım oranlarının yüz güldürücü rakamlara ulaştığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, hastalar için hem kısa süreli hem de uzun dönem izlem planlarının düzenlenmesi gerektiği ile ilgili açıklamalarda bulundu:  “Bunun için izlem rehberleri hazırlanmıştır.  Uzun dönemdeki risk faktörleri ve izlemde dikkat edilmesi gereken noktalar ikincil kanserler, kalp ve akciğer problemleri, psikolojik ya da alınan beyin ışınlamasına ya da bazı kemoterapilere bağlı öğrenme güçlükleri, büyüme gelişmede duraksama, gecikmiş ya da erken ergenlik, hipofiz hormon eksiklikleri, tiroid hormonu ya da kortizol hormonu bozuklukları, testis ya da over yetmezlikleri ve infertilite sorunları, osteoporoz başlıcaları olarak sayılabilir.  Bu nedenle uzun süreli izlemde multidisipliner yaklaşım önem arz etmektedir.  Sosyal ve duygusal destek ise tanı anından itibaren uzun süreli izlemin her aşamasında gerekli en önemli basamaklardan birini oluşturmaktadır.  Bu noktada profesyonel psikiyatrik desteğin yanı sıra, hastalara ve ailelerine verilecek sosyal destek de ayrıca önemlidir.  Bu nedenle çeşitli sosyal destek kuruluşları yapılandırılmakta ve faaliyet göstermektedir.”

Lösemili Çocuklar ve Aileleri için Destek Olun!

Minik, cesur ama ürkek yüreklerin bu zorlu yolculukta aşmaları gereken birçok engel olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Neşe Akcan, ailelerin ise bu zorlu süreçte çoğu zaman yenik düşebileceğini, kendilerini çaresiz ve çıkmazda hissedebileceklerini ve bu zorlu yolculukta hastaların yalnız kalmadıkları sürece korkularını yenebileceklerini belirterek şöyle devam etti:  “Lösemili çocukların ve ailelerinin sıkıntılarını topluma aktarmak, onlara hem hastalığı hem de verilecek desteğin önemini anlatmak ve toplumu bilinçlendirmek amacıyla her yıl 2 - 8 Kasım Lösemili Çocuklar Haftası olarak kabul edilmiştir.  Bu nedenle Lösemi hastalığını daha iyi tanımak, böylelikle tanının atlanmasını engellemek, lösemiden korkmak yerine onunla baş edebilmeyi ve onu yönetmeyi kavramak adına çeşitli farkındalık projeleri tasarlanmaktadır.”