KKTC’nin Tek Veteriner Fakültesi Olan ve Bu Alanda Otorite Kabul Edilen YDÜ Veteriner Fakültesi Mavi Dil Hastalığı Konusunda Açıklama Yaptı
Eklenme Tarihi: 15 Ekim 2016, 14:21
Son Güncelleme Tarihi: 26 Kasım 2020, 14:44
KKTC’nin Tek Veteriner Fakültesi Olan ve Bu Alanda Otorite Kabul Edilen YDÜ Veteriner Fakültesi Mavi Dil Hastalığı Konusunda Açıklama Yaptı

Mavi Dil Hastalığına Yakalanmış Hayvanların Etlerini Yiyen İnsanlara Hastalığın Bulaştığına Dair Herhangi Bir Kayıt ve Kanıt Yok...

Hastalık Hayvandan Hayvana ya da Hayvandan İnsana Geçmez...

Son günlerde Güney Avrupa ve Balkanlar’la birlikte ada gündemini oldukça meşgul eden ve bazı tartışmalara neden olan Mavi dil hastalığı sokucu sinekler vasıtasıyla bulaşan sığır, koyun ve keçilerde görülebilen ama en çok koyunlarda ortaya çıkan viral bir hastalıktır.

Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'ne açıklamalarda bulunan YDÜ Veteriner Fakültesi Viroloji Anabilim Dalı Öğrt. Üy. Dr. Ayfer FINDIK; "Sokucu sinekler hastalığı taşırlar ve kan emdikleri hayvana virüsü bulaştırırlar. Hastalık hayvandan hayvana ya da hayvandan insana geçmez. Bulaşma sinekler yoluyla olduğu için hastalık odakları çok farklı noktalarda görülebilir. Sineklerin nerede, ne zaman hastalığı aldıkları ve taşıdıkları bilenen bir durum değildir" dedi.

Dr. Ayfer FINDIK açıklamalarına şöyle devam etti; Hastalık belirtileri, sineklerin ısırmasını takiben yani kan yoluyla bulaşma gerçekleştikten sonra koyunlarda 1-8 gün, sığırlarda 5-12 gün içinde görülür. Genellikle yüksek ateşle başlayan hastalık göz, kulak ve ağız çevresinde kızarıklıkla seyreder. Bunu ağız, burun ve gözden akıntı ile beraber baş, boyun ve gırtlak bölgesindeki şişlikler takip eder. Özellikle koyunlarda gözde katarakt oluşur, dil şişer ve kansız kaldığı için rengi maviye döner, hastalık da adını buradan almaktadır. Hastalığı ağır geçiren hayvanlarda ağızda, burunda ve meme başlarında yaralar oluşur, özellikle koyunlar boyun bölgesinde oluşan yaralar sonucu boyun ve başlarını dik tutamazlar. Bütün bu belirtiler hayvanın yem yemesini zorlaştırmakta ve hayvan güçsüz düşmektedir. Gebe hayvanlarda düşüğe neden olabilmekte ya da anomalili kuzular doğabilmektedir.

Hastalık 125 yıldır bilinen ve zaman zaman farklı ülke ve bölgelerde ortaya çıkan bir hastalıktır. İlk olarak Afrika'da görülmüş ve şimdiye kadar dünyada hastalık yapan 24 farklı tipi tespit edilmiştir. 10.10.2016 tarihi itibariyle Güney Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından yapılan bildirime göre hastalı BTV8 tarafından oluşturulmuştur.

Hastalıkta sokucu sinekler rol oynadığı için ki sadece bu hastalıkta değil birçok hayvan hastalığının bulaşmasında sinekler rol oynamaktadır, bu yüzden önemli olan sinek mücadelesi ve mücadelenin zamanıdır. Bu mücadelede, ergin sineklerle olan mücadele çok da işe yaramaz. Asıl olan sineklerin yumurta bıraktıkları özellikle kış aylarında sinek yumurtaları ve larvaları ile yapılan mücadeledir. Çiftliklerde biyogüvenlik önlemleri arasında sinek, kene, pire mücadelesi hastalıklarla mücadele kadar ciddiye alınması gereken çok önemli bir mücadeledir. Diğer çoğu viral hastalıklarda olduğu gibi hayvanlarda Mavi dil hastalığının da tedavisi yoktur. Hastalıktan korunma ancak canlı aşı uygulaması ile olmakta burada da tip tespinin yapılıp aşının ona göre seçilmesi gerekmektedir.

Yukarıda da belirtildiği gibi bulaşma asıl sinekler aracılığıyla olmakta, ancak viremi dönemindeki boğa spermleri ve çoklu kullanılan enjektörlerle de bulaşma olduğu bildirilmiştir. Hastalık gıda ya da direkt temasla insanlara bulaşan bir hastalık değildir. Şimdiye kadar bu hastalığa yakalanmış hayvanların etlerini yiyen insanlarda hastalığın bulaşmasına ilişkin bir bildirim yoktur. Hastalık belirtisi görülen hayvanların hiç vakit kaybetmeden sürüden çıkartılması gerekir.

Dr. Fındık son olarak, Mavi Dil Hastalığı'nın Dünya Hayvan Sağlık Örgütü tarafından (OİE) ihbari mecburi hastalıklar listesinde yer almakta olduğunu, belirtilerin görüldüğü, hastalıktan şüphelenilen hayvanların hiç vakit kaybetmeden Devlet Veteriner Dairesine bildirilmesi gerektiğini vurguladı