Kanserde Erken Tanı Hayat Kurtarır
Eklenme Tarihi: 07 Aralık 2018, 16:16
Son Güncelleme Tarihi: 27 Kasım 2020, 09:21
KKTC Sağlık Bakanlığı YDÜ Hastanesi ve Kanser Hastalarına Yardım Derneği İşbirliği Onkoloji Hastalarına Umut Oldu


Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Medikal Onkoloji Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Ömer Diker, Kanser Hastalığında Erken Teşhis Konulmasının Hemen Hemen Her Kanser Tipinde Hayat Kurtarıcı Olabildiğini, Ülkemiz de de Bu Açıdan Farkındalığı Artırmanın Önem Arz Ettiğini Belirtti ve Kanser Hastalığının Teşhisini Koymada ki Dönemin Önemli Olduğu Vurguladı.

Kanser Hastalığı Bulaşıcı Değildir!
Kanser hastalığının hiçbir bulaşıcı özelliği olmadığını söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, kişilerin çevresindeki insanların bazı bakteriyel ve viral enfeksiyonlarda olduğu gibi, yakın temas, kan yolu, dokunma, cinsel yollarla kanserin bulaşmadığını belirtti. Kanserde erken teşhis koyulmasının hayat kurtarıcı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, Dünya’da yaygın olarak kullanılan kanser tarama programlarını irdelendiği zaman Kalın Bağırsak Kanserleri, Rahim Ağzı Kanserleri, Meme Kanserleri, Akciğer Kanserleri, Prostat Kanserleri ve Cilt Melanomlarının tarama programları hakkında bilinmesi gerekler olduğunu belirtti.

Yapılacak Kanser Taramaları Önemli
Kalın Bağırsak Kanserleri taramasının 50 yaş ve üzeri bireylerde yapılmasının uygun olduğu bir Kanser Tipi olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, taramanın farklı biçimlerde kullanılabileceğini belirtti. Buna göre dışkıda gizli kan, DNA bazlı dışkı testlerinin yılda bir veya üç yılda bir kullanımı, 5 yılda bir kalın bağırsak sol alt ucunu kamera bazlı yöntemlerle incelemek veya 10 yılda bir tüm kalın bağırsağın kamera bazlı incelenmesi(kolonoskopi) benzer etkinliklere sahip biçimler olduğunu belirtti. Meme Kanserleri’nde taramanın başlangıç yaşının ve tarama aralıklarının açısından farklı klavuzlarda farklı yaklaşımların olduğunu, klavuzların bir kısmında 50 yaş itibariyle taramaya başlanması önerilmekteyken bir kısmının taramaya 40 yaşından itibaren başlanmasının önerildiğini söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, yine bir kısım kılavuzda yıllık mamografinin önerilirken bir kısmının iki yılda bir tarama yapılmasının önerildiğini belirtti. Uzm. Dr. Ömer Diker şöyle devam etti: “Rahim Ağzı Kanserleri’nde Taramaya en erken yaşta başlanan kanser tipidir. 21 yaş itibariyle 3 yıla bir rahim ağzı sitolojisi(smear) alınması uygundur. 30 yaş ve üzeri bireylerde ise bu yönteme aynı şekilde devam edilmesi kabul edilebilir. Prostat Kanserleri’nde Taramanın bir miktar tartışmalı olduğu bir kanser türü olduğundan bahsetmek uygun olacaktır. Farklı kılavuzlarda farklı öneriler yer almaktadır. Amerikan Ulusal Kapsamlı Kanser Ağı kılavuzlarında 45 yaş itibariyle taramaya başlanması ve tarama için elle muayene ve PSA testinin baz alınması önerilmekteyken, Amerika Birleşik Devletleri Prevensiyon Hizmetleri Görev Gücü kılavuzlarında tarama önerilmemektedir. Akciğer Kanserleri’nde Tarama Son yıllarda çalışmaları yayınlanan ve belki de en az bilinen tarama kapsamında olan kanserdir. Farklı birliklerin kılavuzlarına girmeyi başarmıştır. Temelde 55-74 yaş arası bireylerde tarama önerilmektedir. Cilt Melanomları’nda Tarama Dünya’da sıklığı giderek artan ve çok agresif bir kanser tipi olan Cilt Melanomları’nda tıp dünyası geçmişe göre fersah fersah yol katetmiş durumdadır. Hedefe yönelik tedaviler ve immünoterapiler sayesinde 2008 sonrasındaki dönemde çok ciddi tedavi başarılarından bahsetmek gerekmektedir. Tarama açısından bakıldığında ise ozon tabakasında oluşan değişimler sonrasında global manada son 10 yılda, yıllık tanı sıklıkları 3-4 kat artış göstermektedir.”

Kanserden Korun Yolları
Kanserden korunma yolları hakkında da bilgi veren Uzm. Dr. Ömer Diker, şekerli yemeklerin kanseri tetiklediğini belirtti. Şeker molekülünün insan vücudundaki tüm hücreleri hatta kanser hücrelerinin temel enerji kaynağı olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, vücudumuza şeker alınması durumunda yağlar ve proteinlerin şekere dönüştürerek kullanıldığını belirtti. Kanser hastalarının kemoterapi aldıkları dönemde kan değerlerinde düşüklük olması ile mutlaka maske kullanması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Ömer Diker, tedavi alan kanser hastalarında herhangi bir sosyal kısıtlama yapılmaması gerektiğini belirtti.