Erken Tanı ve Yeni Tedavi Yöntemleri ile Aids’li Hastalar Sağlıklı Bireylerden Farksız Şekilde Yaşamlarını Sürdürebilir
Eklenme Tarihi: 02 Aralık 2016, 15:28
Son Güncelleme Tarihi: 10 Aralık 2020, 16:25

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi İnfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Anabilim Dalı Uzmanı Doç. Dr. Hüseyin Kaya SÜER, Yıllar İçinde Ürkütücü Olarak Tanımlanan, Yıllar İlerledikçe Değişiklikler Gözlemlenen AIDS Hastalığının İlk Kez 1981 Yılında Tanımlandığını, Hastalığın Etkeni Olan HIV’in 1984 Yılında İzole Edildiğini, HIV ile Enfekte Olan Kişilerin Günümüzde de Halen Saptandığını, Tanı ve Tedavi İmkanlarına Ulaşabilen Hastaların Sağlıklı Bireylerden Farksız Yaşamlarını Sürdürmekte Olduğunu Söyledi.

KKTC Sağlık Bakanlığı kayıtlarına göre ülkede 54 HIV vakası olduğunu ifade eden Doç. Dr. H. Kaya SÜER, toplumu tehdit eden infeksiyonlarda bilinen vakaların yanında bilinmeyen vakalar da olacağının unutulmaması gerektiğini söyledi. Doç. Dr. H. Kaya SÜER sözlerine şöyle devam etti; “Değişik ülkelerde yapılan bilimsel araştırmalarda, kişinin kendisinin HIV pozitif olup olmadığı konusundaki bilgi düzeyi en fazla %75 olarak ortaya konulmuştur.”

HIV’in Bulaşma Yolları

HIV’in bulaşma yolları hakkında bilgiler de veren Doç. Dr. H. Kaya SÜER, heteroseksüel ve homoseksüel korunmasız cinsel ilişki, çok eşlilik, kan transfüzyonu, hijyen kriterleri uygun olmayan yerlerde dövme ve piercing uygulamaları ve damar içi uyuşturucu kullanımının başlıca bulaşma yolları olabileceğini söyledi.

Doç. Dr. Hüseyin Kaya SÜER: “Erken tanı ve tedavi uygulanan kişilerde hastalığa bağlı ölüm oranları ciddi boyutta Azalma Gösterdi.”
Doç. Dr. H. Kaya SÜER, HIV tanı ve tedavisinde günümüzde uygulanabilen yeni yöntemler ve ilaçlar ile hastalığın erken zamanda tanınması ve tedaviye başlanması sonucunda birçok vakanın, AIDS hastalık tablosuna ulaşmadan, sağlıklı bir bireyden farksız olarak yaşamını sürdürebildiğini söyledi. Doç. Dr. H. Kaya SÜER sözlerine şöyle devam etti; “Hastalığın tedavisin de kullanılan yeni ilaç kombinasyonları ve ilaçlara direnci belirleyen moleküler mikrobiyolojik yöntemler ile gelişen direnç saptanabilmekte ve tedavi değişiklikleri yapılabilmektedir. Tanı ve tedavi olanaklarına ulaşamayan toplumlarda AIDS ile ilgili dramatik tablolar halen görülmeye devam ederken, yapılan birçok bilimsel araştırmada, erken tanı ve tedavi uygulanan kişilerde hastalığa bağlı ölüm oranlarının ciddi boyutta azaldığı da gözler önüne serilmiştir”.