Bir Akciğer Hastalığı: Zatürre
Eklenme Tarihi: 14 Aralık 2016, 09:44
Son Güncelleme Tarihi: 08 Aralık 2020, 10:01

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Göğüs Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, Bugüne Kadar Bilindiğinin Aksine, Akciğerlerin Kendi Bakteri ve Virüs Tabakasından Oluşan Mikroorganizmaları Olduğunu, Akciğerleri ve Bağırsakları Yüzeysel Olarak Kapsayarak Orada Sürekli Koloniler Halinde Yaşadıklarını, Normal Floraların, Bakteri, Virüs ya da Mantarların Agresif Şekilde Yer Değiştirmesi ve Bağışıklık Sisteminin Akciğerlerdeki bu Mikropları Temizleyememesi Durumunda ise Zatürrenin Gelişebileceğini İfade Etti.

Zatürre, Bağışıklık Sisteminin Mikropları Temizleyememesi Durumunda Gelişir

Zatürre olan bir hastada normal floraların, bakteri, virüs ya da mantar ile agresif şekilde yer değiştirdiğini, eş zamanlı olarak, bağışıklık sisteminin mikropları temizleyememesi durumunda zatürrenin gelişebileceğini söyleyen Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, zatürrenin yetişkinlerdeki en yaygın nedeninin bakteriler, 2 yaşından küçük çocuklarda ise genellikle grip ve solunum sinsisyal virüsleri (RSV) olduğunu, tüberküloz ve Mycoplasma zatürresi dışında, bakteriyel ve viral zatürrenin çoğu türünün bulaşıcılığının az olduğunu belirtti. Vücut, bağışıklık sistemi ve mikroplar arasındaki reaksiyonun, akciğerlerdeki havayollarında iltihaba neden olduğunu da söyleyen Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, bu reaksiyonların vücuttaki semptomların az ya da çok yaşamasına neden olduğunu ifade etti.

Zatürrenin En Yaygın Semptomları;

  • Öksürük (Bazı zatürrelerde yeşilimsi ya da sarı, hatta bazen kanlı mukus çıkarılabilir)
  • Ateş (Hafif ya da yüksek ateş görülebilir)
  • Titreme
  • Nefes darlığı (Sadece merdiven çıkarken kendini belli edebilir)

Yaşlılığa bağlı olarak bağışıklık sisteminin zayıflamasıyla hastalıkla ilgili semptomlar daha zor anlaşılabilir hale gelmektedir.

  • Akıl karışıklığı
  • Özellikle yaşlı kişilerde aşırı terleme ve nemli cilt
  • Baş ağrısı
  • İştah kaybı, enerji düşüklüğü ve bitkinlik
  • Keyifsizlik (İyi hissetmeme)
  • Keskin göğüs ağrısı ya da batma, derin nefes alırken ya da öksürürken hissedilen ağrı şiddetinde artış

Zatürre, Bebekler, Küçük Çocuklar ve Yaşlılar için Daha Tehlikeli

Zatürrenin risk oluşturduğu yaş gruplarına da değinen Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, hafif bir nezle ya da boğaz enfeksiyonunun 5 yaş üstü çocuklarda ve yetişkinlerde tedavi gerektirmeyebilirken, bebeklerde, küçük çocuklarda ya da yaşlılarda hayati tehlike taşıyabileceğini, bu nedenle zatürrenin 5 yaş altı çocuklar için önde gelen öldürücü bir enfeksiyon olduğunu söyledi. Diyabet, siroz, astım, KOAH, kalp, böbrek hastalıkları gibi kronik hastalığı olan yetişkinlerle, kemoterapi, radyoterapi gibi bağışıklık sistemini baskılayan tedaviler alan kişilerde de ağır semptomlar gelişme riskinin yüksek olduğunu ifade eden Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, sadece sigara içen ya da fazla miktarda alkol tüketen kişilerin bile ağır zatürre için yüksek risk grubuna girdiğini söyledi.

Hassas Çocuklar ve Yetişkinlerin Aşı Yaptırması Önemli

Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, zatürreye neden olabilecek yaygın birçok organizmaya karşı aşıların bulunduğunu, temel olarak aşıların bağışıklık sistemini enfeksiyona karşı hazırladığını, aşı yaptırdıktan sonra bağışıklığın gelişip hastalığa cevap verdiğini ifade ederek, çocuklar ve yetişkinlere mutlaka aşılarının yapılmasını önerdi. Aşıyı yaptıran kişilerin bakteri ya da virüse maruz kaldığı durumlarda vücutlarının hastalık için hazır olmasına rağmen, hastalığın yine de geçirebileceğinin akılda bulundurulması gerektiğinin de altını çizen Prof. Dr. Finn RASMUSSEN , hiçbir aşının %100 koruma ihtimalinin olmadığını da belirtti.

Zatürreden Korunmaya Yardımcı Olmak için Alınması Gereken Basit Önlemler;

Hastalıktan korunmada özellikle el yıkamanın önemine dikkat çeken Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, yemek hazırlamadan ve yemekten önce, tuvaletten, çocuk bezi değişiminden, hasta kişilerle temastan ve burun temizliğinden sonra ellerin yıkanmasının ihmal edilmemesi gerektiğini belirtti. Tütünün akciğerlerin enfeksiyonla savaşabilme yetisine zarar verdiğini de belirten Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, kullanıcılara, tütün ürünlerinden uzak durmalarını önerdi.

Evde Tedavi Edilebilen Zatürrede Bol Sıvı Tüketmeyi İhmal Etmeyin

Zatürre semptomlarını taşıyan kişilerin mutlaka doktora başvurmalarını tavsiye eden Prof. Dr. Finn RASMUSSEN konuşmasına şöyle devam etti; “Eğer zatürre şüphesi varsa, doktorunuz sizden akciğer grafisi ve balgam kültürü isteyecek, sonrasında hastaneye yatışın gerekli olup olmadığına karar verecektir. Zatürre bakterisinin tespit edilmesi durumunda, antibiyotik tedavisine başlanması önemlidir. Viral zatürre türünde ise antibiyotiğin virüsleri öldürmemesi nedeniyle antibiyotik önerilmemektedir. Evde tedavinin mümkün olduğu durumlarda su, meyve suyu, açık çay ve en az 1.5 – 2.5 litre su (6-10 bardak) gibi sıvı tüketimi önem arzetmektedir. Kesinlikle alkol tüketilmemelidir. Evde bol bol dinlenilmesine, geceleri uyku sıkıntısı yaşanıyorsa, gün içinde uyunmasına dikkat edilmelidir. Zatürre hastalarının %20’sinin tedavisinin, hastanede müşahade altında gerçekleşmesi gerekmektedir. Hastanedeki tedavilerde sıvı alımı ve antibiyotikler damar yolu ile gerçekleştirilmekte, bunlara ek olarak oksijen tedavisi ve solunum fizyoterapisi uygulanmaktadır”.

Zatürre Çeşitleri

Enfeksiyonun bulaşma şekline bağlı olarak zatürrenin, doktorlar tarafından toplum kökenli (hastane dışında gelişenler) ya da hastane kökenli olarak ikiye ayrıldığını ifade eden Prof. Dr. Finn RASMUSSEN, daha yaygın olarak gözlemlenen hastane kökenli zatürrelerin, hastanın başka bir şikayetle hastanede bulunduğu sırada bulaştığı, hasta kişiler üzerinde meydana gelmesi ve hastane bakterilerinin hali hazırda tedaviye daha dirençli olması nedeniyle de daha ciddi olduğu, hastanın solunum desteği için ventilasyona bağlı olduğu durumlarda hastane kökenli zatürre bulaşma riskinin arttığını anlattı.

Zatürreden Korunmak, Zatürreyi Önlemek ve Tedavi Olmak Önemli

Prof. Dr. Finn RASMUSSEN son olarak şunları söyledi, “Günümüzde zatürreye dikkat çekmek için dünya zatürre günü kutlanmakta, zatürreden korunmak, zatürreyi önlemek ve tedavi olmak üzerinde durulmaktadır. Korunmak için yenidoğan bebeklerin ilk 6 ay anne sütü ile beslenmesi, yeterli gıda alımı ve A vitamini desteği önem taşımaktadır. Zatürreyi önlemek için ise çocuklara, 65 yaş üstü yetişkinlere ve kronik hastalığı olan kişilere aşı yapılmalı, el yıkama, temiz hava alımı ve bol su tüketimi unutulmamalıdır. Tedavi için ise doktorun gerekli görmesi durumunda antibiyotik tedavisi uygulanmalıdır.”