Telefon: +90 (392) 223 64 64 | [email protected]

Pek Çok Dizi ve Sinema Filminde Canlandırdığı Karakterlerle Adından Söz Ettiren Ünlü Oyuncu Hazar Ergüçlü, Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane’de Sevenleriyle Buluştu

Kuzey Kıbrıslı Türk oyuncu Hazar Ergüçlü, bugüne kadar rol aldığı pek çok dizi ve filmde canlandırdığı karakterlerle büyük bir üne ve başarıya kavuştu. Nuri Bilge Ceylan’ın Cannes Film Festivali’nde ses getiren “Ahlat Ağacı” filminde de rol alan Ergüçlü, kariyer yolculuğunu Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Prof. Dr. Ümit Hassan Cumhuriyet Salonu’nda sevenleriyle paylaştı. 59’uncu Kütüphane Haftası Etkinlikleri kapsamında düzenlenen söyleşiye, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ başta olmak üzere pek çok akademisyen takip etti. Etkinliğe, öğrenciler de yoğun ilgi gösterdi. Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane Müdürü Doç Dr. Ayhan Dolunay, etkinliğin açılışında yaptığı konuşmasında Yakın Doğu Oluşumu Kütüphanelerinin 4 milyon basılı kitap ve 850 milyon dijital kaynakla dünyanın sayılı kütüphaneleri arasında olduğuna vurgu yaptı. Kütüphanelerin bilgiye erişim sağlarken aynı zamanda başta sanat sergileri olmak üzere pek çok kültürel etkinliğe de ev sahipliği yaparak önemli bir toplumsal görev üstlendiğini vurgulayan Doç Dr. Dolunay, “Ülkemizin yetiştirdiği önemli oyunculardan Hazar Ergüçlü’yü Büyük Kütüphanemizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz. Sayın Ergüçlü’ye teşekkür ediyorum” ifadelerini kullandı. Doç Dr. Ayhan Dolunay’ın konuşmasının ardından Hazar Ergüçlü, Girne Üniversitesi Büyük Kütüphane Müdürü Ahmet Can Temel moderatörlüğünde kariyer yolculuğunu paylaşarak sevenlerinin sorularını yanıtladı. Hazar Ergüçlü: “Derviş Zaim ve Nuri Bilgi Ceylan filmleri, kariyerimin en önemli dönemeçleri.” 1992 doğumlu olan genç oyuncu, Lefkoşa Belediye Tiyatrosu’nda oyunculukla tanışmasının ardından ilk profesyonel deneyimini Derviş Zaim’in “Gölgeler ve Suretler” isimli sinema filmi ile yaşadı. Profesyonel oyunculuğa Derviş Zaim gibi önemli bir yönetmenin filmi ile başlamasının kendisi için çok önemli olduğunu söyleyen Hazar Ergüçlü, sonrasında Türkiye televizyonlarında ve Netflix gibi global platformlarda yayınlanan dizilerinden söz ederek yaşadığı oyunculuk serüvenini dinleyicilerle paylaştı. Ergüçlü, sinema ve dizi sektöründe çalışmanın zor bir iş olduğunun altını çizerek, haftanın altı günü günde 16 saat mesai yapmak durumunda kaldıklarını ve bunun da zor bir iş olduğunu belirtti. Ergüçlü, ileride oyunculukla hayatını idame etmeyi planlayan öğrencilerin bu alanla ilgili sorduğu soruları da içtenlikle yanıtladı. Ergüçlü, Nuri Bilge Ceylan’la çalışma şansını yakalamasından da bahsederek, birçok insanın gıpta ile baktığı bir yönetmenle çalışmanın çok önemli bir tecrübe olduğunu söyledi. Kendisinin de rol aldığı ve Cannes Film Festivali’nde büyük bir beğeni toplayan “Ahlat Ağacı”nın, kariyerinin en önemli dönemeçlerinden biri olduğunu söyleyen Ergüçlü, kariyerinde dizi ve sinema oyunculuğunun yanı sıra tiyatroya da ağırlık vermek istediğini söyledi. Söyleşinin ardından Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ’ın teşekkür ederek çiçek verdiği Ergüçlü, Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane önünde sevdikleriyle birlikte fotoğraf çekildi.

Özbek Sanatçı Khasan Aminov’un 25 Eserini Bir Araya Getiren Kişisel Sergisi, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Halil Günsel Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda Ziyarete Açıldı

Sanatı, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin her köşesinde halkla buluşturan Kıbrıs Modern Sanat Müzesi yeni sergiler açmaya devam ediyor. Daha önce Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Sergi Salonu ve Girne Üniversitesi Büyük Kütüphane Sergi Salonunda açılışı yapılan kişisel sergileri ücretsiz olarak ziyarete açık olan Özbek sanatçı Khasan Aminov’un 25 eserini bir araya getiren üçüncü kişisel sergisi, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Halil Günsel Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda ziyarete açıldı. Timur ve torunu Uluğ Bey Yeniboğaziçi’nde! Açılan sergide sanatçının, “Akşam”, “Fırın”, “Serseriler”, “Torunu ile Hükümdar” ve “Karamsar Balık” isimli eserleri ön plana çıkıyor. Sanatçı, “Torunu ile Hükümdar” isimli eserinde tarihin önemli hükümdarlarından Timur’u, torunu Uluğ Bey ile birlikte birlikte resmediyor. Babası, Timur’un küçük oğlu Şâhruh olan Uluğ Bey döneminin en önemli alim ve devlet adamlarından biri olarak öne çıkıyor. Timur İmparatorluğu’nun dördüncü hükümdarı olan Uluğ Bey aynı zamanda Türk tarihinin en önemli matematik ve astronomi bilginlerinden biri olarak biliniyor. Pek çok toplumda olduğu gibi ekmek, Özbek kültüründe de oldukça önemli bir yere sahip. Sanatçı, “Fırın” isimli eserinde de iyiliğin ve refahın sembolü olan Özbek Pidelerinin yapım sürecini tasvir ediyor. “Akşam” adlı eserinde ise kırsal köy yaşamı anlatıyor. “Serseriler” adlı eser ise göçebe bir adamın iki köpekle arkadaşlığını tasvir ediyor. Sanatçı, “Karamsar-Balık” eserinde ise insanların olumlu anlara daha fazla odaklanmaları gerektiği mesajını veriyor. Khasan Aminov Kimdir? 2 Şubat 1962’de Özbekistan’ın Taşkent şehrinde doğan Khasan Aminov, 1993-1995 yıllarında Cumhuriyet Sanat Koleji’nde Eğitim Bölüm Başkanı; 2005-2010 yıllarında ise aynı kurumda müdür olarak görev yaptı. 2010-2019 yıllarında Kamoliddin Behzod Ulusal Sanat ve Tasarım Enstitüsü’nün rektörlüğünü yürüttü. 2019 ve 2022 yıllarında Kıbrıs Modern Sanat Müzesi kapsamında iki kişisel sergisi açıldı. Sanat alanında yaptığı çalışmalardan dolayı kendisine Gümüş Anahtar Onur Ödülü takdim edildi.

İlkokuldan Liseye KKTC’de Eğitim Veren 10 Okuldan 500 Öğrenci, Yakın Doğu Oluşumu Müzelerini Ziyaret Ederek Sanatla Dolu Bir Hafta Geçirdi. Nisan Ayında da Devam Edecek Etkinlikte Müzeleri Ziyaret Eden Öğrenci Sayısı 1,000’E Ulaşacak

Mağaralara çizilen hayvan figürlerinden bugüne hayatın bir parçası olan sanat, insanların ve toplumların gelişiminde her zaman büyük bir rol oynadı. Sanatla iç içe büyüyen çocuklar ise mutlu, ruhsal olarak güçlü, hayal gücü zengin ve soyut düşünme yetileri gelişmiş bireylere dönüşüyor. Bu felsefeyle sanatı, Kuzey Kıbrıs’ın günlük yaşamının önemli bir parçası haline getirmeyi amaçlayan Yakın Doğu Oluşumu Müzeleri, kapılarını, KKTC’de eğitim veren ilkokul, ortaokul ve liselerin öğrencilerine açarak çocukları sanatla buluşturmaya devam ediyor. Şubat ve Mart ayında gerçekleştirilen kültür turlarında; Değirmenlik İlkokulu, Haspolat İlkokulu, Şehit Tuncer İlkokulu, Alayköy İlkokulu, Gelibolu İlkokulu, Güzelyurt Kurtuluş Lisesi, Güzelyurt Kurtuluş Ortaokulu, Meral Vedat Ertüngü Ortaokulu, Sedat Simavi Endüstri Meslek Lisesi ve Esin Leman Lisesi’nden yaklaşık 500 öğrenci Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, Kıbrıs Araba Müzesi, Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi, Surlariçi Şehir Müzesi, Günsel Sanat Müzesi ve Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane’yi ziyaret etti. Nisan ayında da devam edecek olan etkinlikte, Hamitköy Dr. Fazıl Küçük İlkokulu, Canbulat İlkokulu, Atatürk İlkokulu, Alayköy İlkokulu ve Bekirpaşa Lisesi’nden 500 öğrenci daha Yakın Doğu Oluşumu Müzelerini ziyaret edecek. Böylece KKTC’deki okullarda eğitim gören bin öğrenci sanatın ilham veren gücüyle daha yakından tanışacak. Öğrenciler, sanat, kültür ve bilim dolu saatler geçirdi! 50 binin üzerindeki sanat eseriyle sadece Kıbrıs’ın değil bölgenin en büyük çağdaş sanat müzesi olan Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’ni ziyaret eden öğrenciler, 14 Türk topluluğuna mensup sanatçıların eserlerinden oluşan zengin bir resim ve heykel koleksiyonunu yakından inceledi. Ayrıca gemi maketlerinden cam eşya ve kılıç koleksiyonuna kadar pek çok koleksiyon da büyük bir kısmı ilkokul öğrencisi olan ziyaretçilere eğlenceli anlar yaşattı. Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde yer alan Kıbrıs Araba Müzesi ise sahip olduğu zengin otomobil koleksiyonunun yanı sıra çeşitli makina parçalarından yapılan oyuncaklar, maket araba koleksiyonu, pedallı arabalar, Batman ve transformers figürleri ve daha pek çok eseriyle çocukların en fazla zaman geçirdiği müzelerden oldu. Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’nde ise öğrenciler, 11 bin farklı çeşit bitki örneği, mantar çeşitleri, böcek türleri, çeşitli sürüngen türleri, deniz canlıları, fosil ve kayaçlar ile Kıbrıs’ın dağa tarihini tek çatı altında inceleme olanağı yakaladı. Surlariçi Şehir Müzesi’ni de ziyaret eden çocuklar, Kıbrıs’ın kültürel kimliğini ve tarihini yansıtan pek çok koleksiyonun yanı sıra müze tavanlarında resmedilen Osmanlı İmparatorluğu’nun Lefkoşa’yı fethi, İngilizlerin Larnaka’ya gelişi gibi çeşitli tarihi olayları da hayranlıkla incelediler. Dereboyu’nda yer alan GÜNSEL Sanat Müzesi’ni de gezen öğrenciler, bir yandan 14 Türk Topluluğuna mensup sanatçıların eserlerinden oluşan zengin bir resim ve heykel koleksiyonunu gezerken diğer yandan KKTC’nin milli otomobili GÜNSEL’i de incelediler. Yüz binlerce kitabın yer aldığı Yakın Doğu Üniversitesi Büyük Kütüphane’yi de gezen öğrenciler, Çanakkale Deniz Savaşı Gemileri koleksiyonunu da ilgiyle inceleme fırsatı yakalamış oldular. Prof. Dr. Ali Efdal Özkul: “Çocuklarımızın gözlerinde gördüğümüz heyecan ve mutluluk, müzelerimizde yer alan koleksiyonları zenginleştirirken bizlerin en büyük ilhamı olacak.” Yakın Doğu Oluşumu’nun kuruculuğunu yaptığı müzelerle kültür ve sanatı, günlük hayatın vazgeçilmez bir parçası haline getirmeyi amaçladığını vurgulayan Yakın Doğu Oluşumu Müzeler Daire Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, “Ülkemizin farklı okullarında eğitim gören çocuklarımızı müzelerimizde ağırlayarak onları sanatın büyüsüyle tanıştırmak bizim için çok büyük bir mutluluk ve deneyim oldu” ifadesini kullandı. Düzenledikleri kültür turuna katılan okulların idarecileri ve öğretmenlerine teşekkür eden Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, “Çocuklarımızın gözlerinde gördüğümüz heyecan ve mutluluk, müzelerimizde yer alan koleksiyonları zenginleştirirken bizlerin en büyük ilhamı olacak” ifadesini kullandı. KKTC vatandaşlarının Yakın Doğu Oluşumu Müzelerini ücretsiz olarak ziyaret edebileceğini hatırlatan Prof. Dr. Özkul, “Yakın Doğu Oluşumu okullarında eğitim alan tüm öğrenciler ve Oluşum kurumlarında çalışanlar da Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, Kıbrıs Araba Müzesi, Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarih Müzesi ve Surlariçi Şehir Müzesi’ni ücretsiz olarak ziyaret edebiliyor. Ayrıca KKTC’de eğitim gören öğrenciler ile KKTC’de turist olarak bulunan 18 yaş altındakiler de tüm müzeleri yüzde 50 indirimli gezebiliyor” ifadesini kullandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Öğrencileri Yaşlılar Haftası’nda Lapta Huzurevi’ni Ziyaret Ederek Moral Etkinliği Düzenledi

Yakın Doğu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü öğrencileri Yaşlılar Haftası’nda Lapta Huzurevi’ni ziyaret ederek moral etkinliği düzenledi. Düzenlenen etkinlikte, huzurevi sakinlerine saç kesimi, boya, el ve ayak bakımı gibi güzellik uygulamaları ücretsiz olarak gerçekleştirildi. Yakın Doğu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölümü öğrencileri, daha önce de sosyal sorumluluk kapsamında pek çok kesime yönelik etkinlikler düzenlemişti. Yrd. Doç. Dr. Yeşim Üstün Aksoy: “Büyüklerimize huzurlu bir ortam sunmak ve onları mutlu etmek her şeyden önce vefa borcumuzdur.” Yakın Doğu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Saç Bakımı ve Güzellik Hizmetleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yeşim Üstün Aksoy öğrencileri ile birlikte Lapta Huzurevi’ni ziyaret ederek, huzurevi sakinleriyle zaman geçirmekten duydukları mutluluğu dile getirerek, “Büyüklerimize huzurlu bir ortam sunmak ve onları mutlu etmek her şeyden önce vefa borcumuzdur” dedi.

Ormanlara Zarar Veren Çam Kese Böceklerinin Düşmanları Olan Predatör Böcekler, Lapta’da Ormanlık Alanlara Bırakıldı

Predatör böceklerin ormanlık alana salınımı ile çam kese böceklerine karşı, Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin bilimsel danışmanlığında yürütülen entegre mücadelenin önemli aşamalarından biri daha hayata geçirildi. Artan yoğunlukları ile çam ağaçlarına ve orman alanlarına büyük zararlar veren çam kese böcekleri ile mücadele devam ediyor. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi’nin bilimsel danışmanlığında Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanlığı Orman Müdürlüğü tarafından yürütülen entegre mücadeleye, Lapta-Alsancak-Çamlıbel Belediyesi ve Taşkent Doğa Parkı gibi pek çok kurum da destek veriyor. Orman zararlılarından çam kese böcekleri ile mücadelede bu hafta önemli bir adım daha atıldı. Türkiye Orman Genel Müdürlüğü’nden temin edilen ve çam kese böceklerinin doğal düşmanları olan predatör böcekler, Lapta ve Çatalköy-Karaağaç bölgelerindeki ormanlık alanlara bırakıldı. Her gün 2-3 çam kese böceği ile beslenen, ek olarak 4-5 tane de öldürüp bırakan predatör böceklerin çam kese böceği pupaları ile de beslendiği biliniyor. Türkiye Orman Genel Müdürlüğünden getirilen predatör böceklerin Lapta’da ormanlık alana bırakılmasını Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, Lapta-Alsancak-Çamlıbel Belediyesi Başkanı Fırat Ataser, Türkiye Cumhuriyeti Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Şaban Bıyıklı, Orman Dairesi Müdürü Salih Güneş, Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Kurucu Dekanı Özge Özden ve Taşkent Doğa Parkı Direktörü Kemal Basat de yerinde takip etti. Böcek salımına, Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi Müdürü Prof. Dr. Salih Gücel de Hollanda’dan gelen ziyaretçi yüksek lisans ōğrencileri ile birlikte katıldı. Dursun Oğuz: “Biyolojik ilaç mücadelesini en son çare olarak kullanacağız. Zarar gören çam ağaçları, haziran ayında yeniden yeşerecek.” Predatör böceklerin Lapta’da ormanlık alanlara salınması işlemini yerinde takip eden Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, çam kese böcekleriyle mücadelenin uzun soluklu bir çalışma olduğuna vurgu yaparak Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi ve Taşkent Doğa Parkı’nın desteği ile bilimsel temelli bir mücadele yürüttüklerini söyledi. Çam kese böceği popülasyonunun 2023’te zirve yaptığını söyleyen Bakan Oğuz, havadan ilaçlama yapılmamasına dair eleştirilere de cevap verdi. Ormandan sorumlu bakan olduğu bir önceki dönemde havadan ilaçlama yöntemini uyguladıklarını hatırlatan Oğuz, yapılan gözlemlerde 5 yıl ilaçlama yapılan alanlarda da çam kese böceğinin çoğaldığını tespit ettiklerini söyledi. Çam kese böcekleriyle yürütülen entegre mücadele ile doğadaki dengenin yeniden kurulmasını amaçladıklarını söyleyen Tarım ve Doğal Kaynaklar Bakanı Dursun Oğuz, “İlaçlar ve diğer çevresel etkenler maalesef doğal dengeyi bozmuş durumda. Bu nedenle biyolojik ilaç mücadelesini en son çare olarak kullanacağız, birilerinin beklediği gibi direkt havadan yapmayacağız, açık ve net” ifadesini kullandı. Çam kese böceklerinin ağaçları tamamen kuruttuğu yönde yanlış bir algının da bulunduğunu söyleyen Oğuz, çam kese böceğinden ciddi hasar gören çam ağaçlarını bu dönemde tomurcuk açma aşamasına geldiğini haziranda ağaçların yeşil dokusuna tekrar kavuşacağını anlattı. Çam kese böceği ile yürütülen mücadele, ormanlarda doğal dengeyi kurmayı hedefliyor Lapta-Alsancak-Çamlıbel Belediye Başkanı Fırat Ataser ise çam kese böceği ile mücadelede ormanlarda doğal dengeyi bozmayan yöntemlerin kullanılmasını tercih ettiklerini ifade etti. Her yıl çam kese böceklerinin sorun olduğunu kaydeden Ataser, entegre mücadele başlatılan yerlerde çam kese böceğini sorun olmaktan çıkarmayı umduklarını söyledi. Orman Dairesi Müdürü Salih Güneş de çam kese böceğine karşı başlattıkları mücadelenin kapsamlı ve uzun soluklu bir mücadele olduğunu vurgulayarak diğer belediyelerle de iş birliği için görüşmeler yaptıklarını ifade etti. Türkiye Cumhuriyeti Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Şaban Bıyıklı da sağlıklı bir ormanın oluşmasının ormanların kendi iç dengesini korumakla mümkün olduğunu vurgulayarak gelişmiş ülkelerin de bunu yaptığını ifade etti. Kimyasalı çok mecbur kalmadıkça ve sadece küçük alanların dışında kullanmadıklarını kaydeden Bıyıklı, çalışmaların, doğanın kendisini tamir etmesine yardımcı olmaya yönelik yapılması gerektiğini söyledi. Doğal dengeyi korumak bilimsel mücadele ile mümkün! Çam kese böcekleriyle mücadele ederken doğal dengeyi korumanın yolunun bilimsel mücadeleden geçtiğini vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Dekanı Prof. Dr. Özge Özden ise predatör böcek salımının Entegre Mücadele Programının sadece bir parçası olduğunu vurgulayarak uyguladıkları programın çok kapsamlı bir mücadele yöntemi olduğunu belirtti. Prof. Dr. Özden, entegre mücadelede kapsamında, predatör böcekle biyolojik savaş, predatör kuşlara habitat oluşturarak biyolojik savaş, tuzak yöntemleri (adacık ve tel kafes), mekanik mücadele, biyolojik insektisit uygulamalarını da hayata geçirmeyi planladıklarını söyledi. Yakın Doğu Üniversitesi Ziraat Fakültesi olarak Çam Kese Böceği Entegre Mücadele Programı kapsamında KKTC Orman Dairesi’ne ve projeye katkı koyan tüm paydaşlara bilimsel danışmanlık ve destek sunduklarını hatırlatan Prof. Dr. Özden, zararlı böcek populasyonu, faydalı böcek ve kuş populasyonlarının takibi sonucunda toplanacak olan verileri analiz ederek, mücadele planlaması için her yıl ilgili kurumlarla bilgi paylaşımı yapacaklarını ekledi. Orman alanlarına salınan predatör böceklerin tedariki için destek veren Türkiye Cumhuriyeti Orman Zararlılarıyla Mücadele Dairesi Başkanı Şaban Bıyıklı’ya teşekkür eden Prof. Dr. Özge Özden, çam kese böceklerine karşı yürütülen mücadelenin ancak pek çok kurumun iş birliği ile başarıya ulaşabileceğini vurgulayarak proje paydaşlarına da teşekkür etti. Taşkent Doğa Parkı Direktörü Kemal Basat de hedeflerinin insan eliyle bozulan doğal dengenin yeniden tesis edilmesi olduğunu belirtti. Predatör böcek ile kuşların Kıbrıs’ın doğasında bulunduğunu ancak sayılarının azaldığını belirten Basat, ilaç kullanarak sorunun çözülemeyeceğini, farklı yöntemlerin bir arada kullanıldığı entegre mücadele ile 5 yıl sonra çam kese böceklerini kontrol altına almayı hedeflediklerini söyledi.

Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 50 Eserden Oluşan “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in Katılımıyla Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda Sanatseverlerle Buluştu

Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nden 21 sanatçı akademisyenin 50 eserini bir araya getiren “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in katılımıyla Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonu’nda açıldı. 15 Nisan’a kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek olan sergi; resim, heykel, seramik, vitray ve baskı resimlerinden oluşan 50 eseri sanatseverlerle buluşturuyor. “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”nin açılışı, Türkiye’de 6 Şubat’ta meydana gelen depremler nedeniyle 23 Mart’a ertelenmişti. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 438’inci sergisi olan serginin açılışında İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç birer konuşma yaptı. Ziya Öztürkler: “Depreme karşı güvenli yapıların ana gündemimiz olduğu bu günlerde, Dr. Suat Günsel Devlet İlkokullarının önemi bir kez daha anlaşıldı.” Güzel Sanatlar Şubat Sergisi’nin açılışında konuşan İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler, Yakın Doğu Üniversitesi’nin kapısından ilk kez 1995’te öğrenci olarak girdiğini söyleyerek, o günden beri Yakın Doğu Üniversitesi’ni ve ülke için yaptıklarını her zaman yakından takip ettiğini söyledi. Türkiye’de yaşanan depreme değinen Bakan Öztürkler, “Depremde, pek çok vatandaşımızı ve çocuklarımızı kaybettik. Yaşanan depremlerden sonra ülkemizin yapı stokunun depreme karşı dayanıklılığı da en önemli gündemimiz haline geldi” dedi. Özellikle okul binalarının depreme karşı dayanıklı olmasının önemine değinen Öztürkler, “Yakın Doğu Oluşumu ve Dr. Suat Günsel’in adeta geleceği öngören vizyoner bakışı ile yatırımını tamamlayarak devletimize devrettiği Dr. Suat Günsel Devlet İlkokullarının önemi de bugünlerde bir kez daha anlaşıldı” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi’nin her alanda yenilikçi bir yaklaşımla ilerlediğini belirten Ziya Öztürkler, “Yakın Doğu Üniversitesi’nin sağlık, teknoloji, eğitim, bilim ve sanat alanında kaydettiği tüm gelişmeler ülkemize olumlu ve güzel anlamda geri dönüyor” dedi. Yaşanılan depremin ardından sergi açılışlarına ara verildiğini hatırlatan Ziya Öztürkler, sanatın insan ruhunu beslediğini de vurguladı. Bakan Öztürkler, “Bugün Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin bizlerle buluşturduğu 438’inci sergide bulunuyoruz. Tüm bu değerli sanatçıları bir araya getirmek ve tüm bu eserleri sanatseverlerle buluşturmak büyük bir vizyonu simgeliyor. Bu vizyon, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’mizi ileri noktalara taşıyor” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Sanat; insanların zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlıklarına katkıda bulunarak yaşam kalitesini artırır.” Açılıştaki konuşmasına 6 Şubat tarihinde Türkiye’de yaşanan ve 11 kenti etkileyen depreme değinerek başlayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ “Büyük bir yıkıma şahit olduğumuz bu depremlerde, son yapılan resmi açıklamalara göre 50 bine yakın insanımız hayatını kaybetti. Kuzey Kıbrıs’ımızın şampiyon melekleri ve pek çok vatandaşımızı da kaybettik. Bu vesileyle bir kez daha başsağlığı dileklerimi paylaşmak istiyorum” dedi. “Yaşanılan tüm doğal afetler, insanlar ve toplumlar üzerinde önemli psikolojik ve sosyolojik etkilere neden olmaktadır” diyen Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ “Yaşanılan afetler sonrası insanların ruh sağlığının korunması ve iyileştirilmesi gerekiyor. Güvenli bir ortam ve yeterli desteklerinin sağlanması, psikolojik destekler ve olumlu aktivitelerin çoğaltılması bu konuda önemli yer tutuyor” dedi. Sanatın iyileştirici etkisi olduğunu belirten Prof. Dr. Şanlıdağ, “Sanat, insanların kendilerini ifade etmelerine, toplumsal bağların güçlendirmelerine, yaşadıkları dünyayı anlamlandırmalarına ve düşüncelerini ve duygularını başkalarıyla paylaşmalarına olanak sağlar. Böylece sanat; insanların zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlıklarına katkıda bulunarak yaşam kalitesini artırır. Van Gogh’un da dediği gibi; sanat, hayatın içindeki zorlu mücadelelerde bile güzelliği bulmamıza yardımcı olur” ifadesini kullandı. Türkiye’de meydana gelen deprem sonrasında ana vatanla tek yürek olduklarını da söyleyen Prof. Dr. Şanlıdağ, Yakın Doğu Oluşumu’nun hızlı bir şekilde uygulamaya koyduğu kararlardan söz etti. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, “AFAD’a 1 milyon liralık maddi destek sağlarken tıp fakültesi hastanemizde kan bağışı kampanyası başlattık. Depremden etkilenen insanlarımızın acil ihtiyaçlarını karşılamak üzere kışlık kıyafet, çadır ve battaniye yardım kampanyası başlatarak topladığımız kıyafet, çadır ve battaniyeleri deprem bölgesine ulaştırdık. Ayrıca üniversitemiz bünyesinde faaliyet gösteren Arama Kurtarma Derneği ile birlikte Spor Bilimleri Fakültesi öğretim üyelerinden oluşan arama kurtarma ekibimiz, bölgeye giderek depremin henüz 18’inci saatinde Adıyaman’da arama kurtarma faaliyetlerine katıldı. Tıp fakültesi hastanemizden doktorlar ve acil yardım uzmanlarından oluşan 10 kişilik tıbbi yardım ekibi de aynı gün deprem bölgesine yönlendirildi” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi’nde eğitim alan depremzede öğrencilerle ilgili aldıkları kararlara da değinen Prof. Dr. Şanlıdağ, “Yaşanan deprem felaketinden doğrudan etkilenen ve OHAL kapsamına alınan kentlerden kayıtlı 3,200 öğrencimizin 2022-2023 Bahar Dönemi borçlarını silerek, kampüsümüzde yer alan yurtlarımızda bulunan 470 yatak kapasitesini de barınma sorunu olan depremzede öğrencilerimize ücretsiz tahsis ettik. Ayrıca depremzede öğrencilerimize, sabah ve akşam olmak üzere ücretsiz olarak iki öğün yemek vermeye de devam ediyoruz” dedi. Prof. Dr. Erdal Aygenç: “Sanat yaşamın tozunu alır, karanlık noktalarını aydınlatır ve iyileştirir.” Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç ise konuşmasına “Şubat ayında meydana gelen deprem felaketi nedeni ile her ay açmakta olduğumuz sergiyi bugüne erteledik. Hepimiz büyük acı yaşadık. Milyonlarca acılı insanı ve Melekler Takımı’mızı unutabilmemiz mümkün değil. Topyekûn iyileşmeye ihtiyacımız var. Bu kürsüden çok kere ifade edilmiştir ama yine tekrar etmeliyim ki; sanat yaşamın tozunu alır, karanlık noktalarını aydınlatır ve iyileştirir” sözleri ile başladı. Sanatın her insanın hayatına dokunduğunu ancak her insanın sanatçı olamayacağını belirten Prof. Dr. Aygenç, “Bir takım sanatsal eylemlerde bulunmak, bizleri sanatçıya dönüştürmez. Sanat emek ve adanmışlığın bir sonucu olarak ortaya çıkar. Sanat için yetenek tek başına yeterli değildir. Başarılı bir sanat için önemli olan, titiz bir eğitim ve sistematik çalışmadır” dedi. Geçmiş zamanlardaki sanatçı kavramıyla günümüzdeki sanatçı kavramını karşılaştıran Prof. Dr. Aygenç, “Sanat tarihine baktığımızda görülür ki, hiçbir dönemde bu kadar sanatçı var olmamıştır. Oysa sanatçı vazgeçilmezdir, eserinin yeri herhangi bir şey ile doldurulamaz. Yani bir kişinin sanatçı olup olmadığını ancak yarattığı eserler söyler” ifadelerini kullandı.

Yakın Doğu Üniversitesi ve İran’ın Önemli Üniversitelerinden Şiraz Teknoloji Üniversitesi Akademik İş Birliği Protokolü İmzaladı

Yakın Doğu Üniversitesi ve İran’ın önemli üniversitelerinden Şiraz Teknoloji Üniversitesi ile imzaladığı akademik iş birliği protokolü ile uluslararası üniversite ve kurumlarla geliştirdiği iş birliklerine bir yenisini daha ekledi. Şiraz Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mohammad Mehdi Alavianmehr ve beraberindeki heyetin, Yakın Doğu Üniversitesi’ne gerçekleştirdiği ziyaretin ardından imzalanan akademik iş birliği protokol, iki üniversite arasında lisans ve lisansüstü öğrenci değişimi, öğretim üyesi değişimi, ortak çift diploma programlarının oluşturulması, ortak araştırma ve yayın, kütüphane kaynaklarının değişimi, uluslararası iş birliği konusunda bilgi paylaşımı ve ortak konferans ve seminerler düzenlenmesine kadar pek konuyu kapsıyor. Şiraz Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mohammad Mehdi Alavianmehr ve Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt’un imzalarıyla yürürlüğe giren protokolün ilk adımında iki üniversite arasında öncelikle öğrenci ve akademik personel değişimleri başlayacak. Ayrıca Şiraz Teknoloji Üniversitesi ve Yakın Doğu Üniversitesi iş birliğinde, Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde “Deprem Kontrolü” konulu uluslararası bir konferans düzenlenmesi konusunda da mutabık kaldı. 2004’te kurulan ve kısa sürede İran’ın en önemli üniversiteleri arasına giren Şiraz Teknoloji Üniversitesi, uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education tarafından yayımlanan “Dünya Üniversiteleri 2023” listesinde 501-600 bandında yer alıyor. Aynı kurumun “Genç Üniversiteler 2022” listesinde ise 140’ıncı sırada yer alıyor. Prof. Dr. Mohammad Mehdi Alavianmehr: “Yakın Doğu Üniversitesi’nin hayata geçirdiği projeler, sahip olduğu laboratuvar altyapısı, imza attıkları yayınların sayısı ve niteliği çok etkileyici.” Yakın Doğu Üniversitesi kampüsünde yaptıkları incelemelerden oldukça etkilendiklerini söyleyen Şiraz Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mohammad Mehdi Alavianmehr, “Yakın Doğu Üniversitesi’nin hayata geçirdiği projeler, sahip olduğu laboratuvar altyapısı, imza attıkları yayınların sayısı ve niteliği çok etkileyici” ifadesini kullandı. Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt ve üniversite yetkililerine misafirperverlikleri için teşekkür eden Prof. Dr. Alavianmehr, “İki kuruma da önemli bir katkı yapacağına inandığım bu iş birliğini hızlı bir şekilde hayata geçirerek, akademik alanda ve ortak proje geliştirme konusunda önemli adımlar atmak istiyoruz” dedi. Prof. Dr. Mustafa Kurt: “Üniversite 4.0 yaklaşımımız İran’ın en önemli üniversitelerinden olan Şiraz Teknoloji Üniversitesi ile büyük ölçüde örtüşüyor.” Yakın Doğu Üniversitesi’nin, Üniversite 4.0 vizyonu ile bilgiyi toplum yararına ürüne dönüştürmeyi en önemli prensiplerinden biri olarak gördüğünü hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt ise “Bu yaklaşımımız, İran’ın en önemli üniversitelerinden olan Şiraz Teknoloji Üniversitesi ile büyük ölçüde örtüşüyor. İmzaladığımız iş birliği protokolünün bu noktada önemli sonuçlar yaratacağına inanıyorum” ifadesini kullandı. Şiraz Teknoloji Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Mohammad Mehdi Alavianmehr ve beraberindeki heyete gerçekleştirdikleri ziyaret için teşekkür eden Prof. Dr. Kurt, “Şiraz Teknoloji Üniversitesi ile imzaladığımız akademik iş birliği protokolünü, zaman kaybetmeden uygulamaya koyarak Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nden İran’a uzanan güçlü bir bilim köprüsü kuracağız” ifadelerini kullandı.

Yakın Doğu Üniversitesi’nde Dünya Matematik Günü’nde Düzenlenen Panelde Matematiğin Günlük Hayattaki Rolü Ele Alındı: Matematik Olmadan Hayat Anlamsızlaşır!

Yakın Doğu Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi İlköğretim ve Ortaöğretim Matematik Öğretmenliği ve Matematik Bölümlerinin her yıl düzenlediği Dünya Matematik Günü etkinlikleri kapsamında panel düzenlendi. Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyeleri Prof. Dr. Murat Tezer ve Dr. Ahmet Karahan’ın konuşmacı olarak katıldığı panele akademisyenler, öğrenciler ve matematik severlerden oluşan birçok kişi katıldı. Türkiye’de yaşanan depremde hayatını kaybeden matematik öğretmeni Ali Karasel ve Gazimağusa Türk Maarif Koleji öğrencileri için yapılan saygı duruşu ile başlayan panel, Prof. Dr. Murat Tezer’in açılış konuşmasıyla devam etti. Matematiğin yaşamın her alanında ve her anında kullanıldığını belirten Prof. Dr. Tezer, matematiği iyi bilen toplumların bilim ve teknolojide gelişmiş ülkeler seviyesine geleceğini vurguladı. Prof. Dr. Murat Tezer, ilk defa 1988’de kutlanmaya başlanan Pi Günü ile ilgili de bilgiler vererek, Pi Günü’nün 2009’da ABD meclisinin kararının ardından bütün dünyada yaygın olarak kullanılmaya başlandığını hatırlattı. Prof. Dr. Tezer, Dünya Matematik Birliği’nin (IMU) matematiğin güzelliğini, önemini ve herkesin hayatındaki temel rolünü kutlamak amacıyla başvurmasıyla 2019’da UNESCO tarafından 14 Mart’ın Dünya Matematik Günü olarak ilan edildiğini söyledi. Prof. Dr. Tezer konuşmasının devamında “Matematiğin Önemi ve Kullanım Alanları” konulu sunumunu gerçekleştirdi. Matematiksiz, hayat anlamsızlaşır! Yakın Doğu Üniversitesi’nde düzenlenen panelde söz alan Dr. Ahmet Karahan ise “Matematiği günlük hayattan çıkardığınız zaman yaşam anlamsızlaşır. Uyku düzenimizde, nefes alışımızda, güzellik arayışımızda hep matematik vardır” ifadesini kullandı. Aristo’nun “Günlük hayattan aritmetiği çıkardığınızda, yaşanan olayları yorumlama analiz etme ve sorgulamadan uzak kalırız” sözünü hatırlatan Dr. Karahan, “Belki sayıları günlük yaşamda hissedemeyebilirsiniz ama onlar olmadan adım atamıyoruz. Örnek olarak dijitalleşmeyi yoğun yaşadığımız bugün, ikilik sistemi kaldırırsanız hiç bir bilgisayarı kullanamazsınız. Cep telefonlarını ise karmaşık sayılar sayesinde kullanıyoruz” dedi. Düşünsel analizlerinde gücünü matematikten aldığını belirten Dr. Karahan, “Matematiğinin öneminin farkına varan ülkeler, matematiğin günlük hayatta daha aktif kullanılması için öğretim programları hazırlıyor. İyi bir matematik eğitimi birçok disiplinde bilimsel çalışmalarda anahtar görevi yapıyor” ifadesini kullandı.

21 Akademisyen Sanatçının 50 Eserini Bir Araya Getiren Güzel Sanatlar Şubat Sergisi, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in Katılımı ile 23 Mart Perşembe Günü Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda Açılacak

Sanatsal üretimlerini Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi bünyesinde sürdüren 21 akademisyen sanatçının 50 eserini bir araya getiren “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi” 23 Mart Perşembe günü saat 16.00’da, İçişleri Bakanı Ziya Öztürkler’in katılımı ile Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda açılacak. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin açılışını yaptığı 438’inci sergi, 15 Nisan 2023 tarihine kadar ücretsiz olarak ziyaret edilebilecek. “Güzel Sanatlar Şubat Sergisi”nde; resim, heykel, seramik, vitray ve baskı resimlerinden oluşan 50 eser sanatseverlerle buluşacak. Doç. Dr. Erdoğan Ergün: “Yaşadığımız bu kötü dönemde, toplum olarak, sanatın iyileştirici gücüne hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var.” Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi bünyesinde gerçekleştirdikleri sanatsal üretimleri her ay, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği karma sergiler aracılığıyla sanatseverlerle buluşturduklarını söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı ve GÜNSEL Sanat Müzesi Müdürü Doç. Dr. Erdoğan Ergün, 6 Şubat’ta Türkiye’de meydana gelen depremler nedeniyle Şubat ayı sergisini ertelediklerini hatırlattı. Sanatın iyileştirici gücüne vurgu yapan Doç. Dr. Erdoğan Ergün, “Yaşadığımız bu kötü dönemde, toplum olarak, sanatın iyileştirici gücüne hiç olmadığı kadar ihtiyacımız var. Akademisyen sanatçılarımızın eserlerinden oluşan ve zengin bir eser çeşitliliğine sahip olan Güzel Sanatlar Şubat Sergimizin de bu açıdan son derece değerli olduğuna inanıyorum” ifadelerini kullandı.

Yakın Doğu Koleji, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Koleji ve Dr. Suat Günsel Girne Koleji’nde Kreşten Liseye Eğitim Veren Okul Binalarında, Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı’nın Yürüttüğü Deprem Analizlerinin İlk Aşaması Tamamlandı

Türkiye’de meydana gelen depremler, bölgemizin en önemli gerçeklerinden deprem riskini bir kez daha acı bir şekilde hatırlattı. Deprem uzmanlarının, KKTC’nin taşıdığı deprem riskine ilişkin ortak paydada buluştukları en önemli konu ise mevcut yapı stokunun incelenerek deprem analizlerinin yapılması gerekliliği. Hiç kuşkusuz, en değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın eğitim gördüğü okul binalarının deprem direncini ölçmek ise en önemli önceliklerden biri. Güçlü altyapısı ve yetkin uzman kadrosu ile uyguladığı testlerle yapıların depreme riskini ölçen Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı da Yakın Doğu Koleji, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Koleji ve Dr. Suat Günsel Girne Koleji kreşten liseye kadar eğitim veren bütün okul binalarının deprem analizlerinin ilk aşamasını tamamladı. Sonuçlar, projelerde öngörülen malzeme kalitesini karşılıyor Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı uzmanlarının Yakın Doğu Kolejlerinin üç kampüsündeki okul binalarında gerçekleştirdiği incelemelerde; bütün okul binalarından alınan karot beton numuneleri basınç dayanım testlerinden geçirildi. Karot ve shmit-hammer yöntemleriyle yapılan testler, okul binalarının proje değerlerinin üzerinde beton kalitesine sahip olduğunu ortaya koydu. Yine aynı binalar, donatı tarama cihazlarıyla da taranarak donatı kullanımının projeye uygun olduğu raporlandı. İlk aşaması tamamlanan çalışmanın ardından, Yakın Doğu Koleji, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Koleji ve Dr. Suat Günsel Girne Koleji okul binaları için, zorunlu olmamasına rağmen bilgisayar destekli deprem senaryolarının uygulanacağı bina performans değerlendirme çalışmalarına da başlanıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı’nın okul binalarında gerçekleştirdiği analizlerin sonuçlarını açıkladığı video sunumu https://e-studybox.com/fullscreen-view/61361/61460 linki üzerinden velilerle de paylaşıldı. Doç. Dr. Murat Tüzünkan: “Okullarımızda tamamlanan ilk testlerde, malzeme ve zemin kalitesi açısından projelerde öngörülen standartların üzerinde sonuçlar aldığımızı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum.” Yakın Doğu Kolejlerinin KKTC’nin en büyük ilk ve ortaöğretim kurumu olarak Lefkoşa, Girne ve Yeniboğaziçi kampüsleri ile kreşten liseye her kademede eğitim verdiğini hatırlatan Yakın Doğu Kolejleri Yönetim Kurulu Başkanı ve Yakın Doğu üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, “En değerli varlıklarımız olan çocuklarımızın eğitim gördüğü bütün okul binalarımızın deprem perfromanslarını ölçtük. Büyük bir bölümü yeni binalardan oluşan okullarımızda tamamlanan ilk testlerde, malzeme ve zemin açısından deprem yönetmeliklerinin belirlediği standartların üzerinde sonuçlar aldığımızı paylaşmaktan mutluluk duyuyorum” ifadesini kullandı. Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı’nın güçlü altyapısı ve uzman kadrosu ile yapıların taşıdığı deprem riskini çok yönlü bir şekilde analiz etme kabiliyetine sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Tüzünkan, “Yakın Doğu Üniversitesi Yapı ve Zemin Analizleri Laboratuvarı; Yakın Doğu Koleji, Yakın Doğu Koleji Yeniboğaziçi ve Dr. Suat Günsel Girne Koleji kampüslerimizde yer alan bütün okul binalarımızın ilk analizlerini tamamladı. Okul binalarımıza uygulanacak bilgisayar destekli deprem senaryoları ile bina performans değerlendirmeleri de yapılacak” değerlendirmesini yaptı.
tercih robotu