Telefon: +90 (392) 223 64 64 | [email protected]

Sağlıklı Kilo Vermek için Stresinizi Doğru Yönetin!

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Uzman Psikoloğu Tuğçe Denizgil Evre, kilo vermek için diyete girmenin tek başına yeterli olmadığını söyleyerek, stres kontrolünün kilo vermenin olmazsa olmazlarından olduğunu vurguladı. Pek çok insan için kilo vermek diyete başlamak ile eş anlamlıdır. Ancak çoğu diyet girişimi de amaca ulaşılamadan yarım kalır. Bunun en önemli nedeni ise kilo alma sürecinin psikolojik yönlerinin görmezden gelinip stres yönetiminin es geçilmesidir. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Psikiyatri Anabilim Dalı Uzman Psikoloğu Tuğçe Denizgil Evre, kilo vermek için diyete girmenin tek başına yeterli olmadığını belirterek, kilo alımını durdurmak için en önemli faktörlerden birinin stres kontrolü olduğunu söylüyor. Stres, kilo alma sebeplerinin başında geliyor! Düzensiz beslenmenin yanı sıra en önemli kilo alma sebebinin stres olduğunu söyleyen Uzm. Psikolog Tuğçe Denizgil Evre, kişilerin yaşantısının bir parçası olan stresin her an karşılaşılan bir durum olduğunu belirterek, sağlıklı bir yaşam için doğru yönetilmesi gerektiğini vurguluyor. Stresi oluşturan ve geliştiren tüm faktörlerin dışarıdan kaynaklanan ayrılık, iş yoğunluğu, kendine zaman ayıramam gibi faktörler olduğunu söyleyen Denizgil Evre, içsel stres faktörlerinin ise kendimize koyduğumuz katı kurallar, kendimizi algılayışımız, ya hep ya hiç şeklindeki düşünce şekilleri olduğunu ifade etti. Uzm. Psikolog Tuğçe Denizgil Evre, “İnsanlar, belli bir kilo beklentisinde olmanın yarattığı stres ve bu gerçekleşmediğinde oluşan hayal kırıklığı ile birlikte diyeti bırakmaktır. Beklentiyi oluştururken koşullar, günlük yaşam rutinlerimiz ve bireysel özelliklerimizi de dikkate almak oldukça önemli ve gereklidir. Bunun akabinde gerçekçi beklentiler oluşturmak ve limitler olmadığında “ya hep ya hiç” düşüncesi ile diyeti kesmemek oldukça önemlidir” ifadesini kullanıyor. Yemekten değil yaşamaktan zevk almayı keşfedin Kişiler stresle karşılaştığı zaman vücudun stres hormonlarını salgılamaya başladığını söyleyen Uzm. Psikolog Tuğçe Denizgil Evre, aynı zamanda kan basıncının yükselmesi gibi tepkilerin de geliştiğini belirtti. Kişinin hayatındaki problemin çözüldüğü zaman ise stres belirtilerinin de kendiliğinden ortadan kalktığını söyleyen Denizgil Evre, stresle baş edilemediği zaman ise vücut uyumunun zorlandığını ve kronik stres belirtilerinin ortaya çıktığını ifade etti. Çarpıntı, baş ağrısı ve bitkinlik dışında en önemli stres belirtilerinden bazılarının da gastrointestinal dediğimiz mide bağırsak bozukluğu ve sindirim zorluğu olduğunu söyleyen Uzm. Psikolog Denizgil Evre, duygusal belirtilerin ise mutsuzluk, huzursuzluk ve kaygı olduğunu söyledi. Sosyal hayatın azalması ve kişinin evde daha uzun vakit geçirmesiyle birlikte yemek yemeye yöneldiğini söyleyen Denizgil Evre, bu durumun kilo almaya neden olduğunu ifade etti. Uzm. Psikolog Tuğçe Denizgil Evre şöyle devam etti: “Sosyal hayatın azalması ev içinde geçen zamanın artmasına ve kişinin evde vakit geçirmesiyle birlikte yemek yemeye yönelmesine neden olabiliyor. Bu davranış özellikle gerginliği azaltmaya yönelir. Bir süre sonra kilolar artmaya başlayınca bu sefer yemek bir stres kaynağı olur ki durum işin içinden çıkılmaz bir hal alır. Stresle baş etmek ve yemekten zevk almak yerine, yaşamımızdan zevk almayı bilmek, kilo problemlerinin aşılmasında önemli faktörlerdendir.” Diyet uygulayamayan kişilere psikologlar tarafından testler uygulanmaktadır Diyetine uyum konusunda zorluk yaşayan kişilerin diyetisyen tarafından psikoloğa yönlendirildiğini ve psikolog tarafından hastaya öncelikle psikolojik testlerin (kişilik özellikleri ve yeme davranışı ölçekleri) uygulandığını söyleyen Uzm. Psikolog Tuğçe Denizgil Evre, stresle baş etme konusunda kişinin kendini olumsuz algılayışı üzerine çalışıldığını belirtti. Bu testlerin sonucunda psikoterapi planının hazırlandığını söyleyen Denizgil Evre, diyet uygulamakta zorluk yaşayan kişilerin dahiliye uzmanı, diyetisyen ayrıca gereklilik durumunda psikiyatrist iş birliği ile ideal sonuca ulaşabileceklerini ifade etti.

Yakın Doğu Üniversitesi, Shanghai Ranking’in Açıkladığı Sıralamada Dünyanın En İyi Üniversiteleri Arasında

Yakın Doğu Üniversitesi, Shanghai Ranking’in açıkladığı sıralamada, “Elektrik ve Elektronik Mühendisliği” alanında, KKTC’den listeye girebilen tek üniversite olarak 301-400 bandında yer aldı. Shanghai Ranking tarafından, dünya genelinde 196 ülkeden 5 bin üniversitenin değerlendirilmesiyle oluşturulan “2022 Global Ranking of Academic Subjects – Akademik Başlıklarda Global Sıralama” listesi açıklandı. Yakın Doğu Üniversitesi, “Elektrik ve Elektronik Mühendisliği” alanında 301-400 bandında yer alarak Koç Üniversitesi ve Bilkent Üniversitesi ile birlikte, bu alanda listeye giren üç Türk üniversitesinden biri oldu. Yakın Doğu Üniversitesi, aynı zamanda bu alanında KKTC’den listeye girebilen tek üniversite oldu. Yakın Doğu Üniversitesi, daha önce Londra merkezli uluslararası yükseköğretim derecelendirme kuruluşu Times Higher Education (THE) tarafından yayımlanan “2022 Dünya Üniversite Sıralaması”nda da “Mühendislik” ve “Bilgisayar Bilimleri” alanında dünya üniversiteleri arasında 201-250 bandında yer alarak Türkiye ve Kıbrıs üniversiteleri arasında da birinci sırada yer almıştı. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: “Bu başarı; araştıran, proje geliştiren ve üreten üniversite vizyonumuzun bir sonucudur.” Yakın Doğu Üniversitesi’nin kısa bir süre önce Times Higher Education tarafından “Mühendislik” ve “Bilgisayar Bilimleri” alanlarında dünyanın en iyi ilk 250 üniversitesi arasında gösterildiğini hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Çin merkezli Shanghai Ranking tarafından Elektrik ve Elektronik Mühendisliği alanında 301-400 bandında yer almamız, Yakın Doğu Üniversitesi’nin araştıran, proje geliştiren ve üreten üniversite vizyonunun bir sonucudur” değerlendirmesini yaptı. Prof. Dr. Günsel, “Araştırmaya, yayınlar yapmaya ve üretmeye devam ederek, ülkemizi bilim dünyasında en üst sıralara çıkarmaya devam edeceğiz” ifadesini kullandı.

Üniversite Eğitimi İçin KKTC’yi Seçen Nijeryalı İkizler, Yakın Doğu Üniversitesi’nin İletişim ve Hukuk Fakültelerinden Birincilikle Mezun Oldular

İyi bir üniversiteden mezun olmak, iyi bir gelecek hayali kuran pek çok genç için en önemli seçeneklerden biridir. Tıpkı, Nijerya’nın küçük kasabalarından Aba’dan, eğitimleri için Yakın Doğu Üniversitesi’ne gelen Miracle Gosioha Chizaram ve Divine Gosioha Chiamaka için olduğu gibi. Dört yıl önce Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne gelen Nijeryalı ikizler, diplomalarını bu yıl aldılar. Miracle Gosioha Chizaram Yakın Doğu Üniversitesi İletişim Fakültesi Gazetecilik Bölümü’nden fakülte birincisi olarak mezun oldu. İkiz kardeşi Divine Gosioha Chiamaka ise aynı başarıyı Yakın Doğu Üniversitesi Hukuk Fakültesi Uluslararası Hukuk bölümünde gösterdi. Mezuniyet törenlerinde, fakültelerinden mezun olan tüm uluslararası öğrenciler adına birer konuşma da yapan ikizler, şimdilerde yüksek lisans ve doktora yaparak, gelecek hayallerine doğru birer adım daha atmak istiyorlar. Babam, bizi Kuzey Kıbrıs’a elinde koltuk değnekleri ile uğurladı Ulaştıkları akademik başarının en önemli motivasyonunun, ailesinin fedakarlıkları olduğunu söyleyen Miracle Gosioha Chizaram, “2018’de Yakın Doğu Üniversitesi’ne gelmeden önce Nijerya’da küçük bir kasaba olan Aba’da yaşardık. Babam, tarım kimyasallarının perakende ve toptan satışını yapardı. Evde, nadiren iki haftadan uzum kalırdı. Hayatlarımızı desteklemek ve geleceğimiz için para biriktirmek için sürekli çalışmak ve sürekli karayoluyla seyahat etmek zorundaydı” sözleriyle anlatıyor üniversiteden önceki yaşamını. İkiz olsalar da kız kardeşi ile farklı alanlarda hayalleri olduğunu söyleyen Miracle Gosioha Chizaram, “Her zaman, saygın bir üniversitede gazetecilik eğitimi almak istedim. Kız kardeşimse hukuk alanında eğitim görmek istiyordu” diyor. Bir aile dostunun önerisi ile Kuzey Kıbrıs ve Yakın Doğu Üniversitesi’ni keşfediyorlar. “Aile dostumuz Kuzey Kıbrıs ve Yakın Doğu Üniversitesi’nin hedeflerimizi gerçekleştirmek için harika bir yer olduğunu söyledi. Kendi başımıza inceledik ve harika bir seçenek olduğuna karar verdik, bu yüzden başvurduk, kabul edildik ve sırasıyla hukuk ve gazetecilik okumaya başladık” diyen Gosioha kardeşlerin hayalleri babalarının ölümcül bir trafik kazası geçirmesiyle yarım kalmanın eşiğinden dönüyor. “Yakın Doğu Üniversitesi’nde okumak için başvurmadan kısa bir süre önce, tek destekçimiz olan babam, trajik bir şekilde ölümcül bir trafik kazası geçirdi” diyen Miracle Gosioha Chizaram, “O an, tüm umutlar tükenmiş, hayallerimiz yıkılmış gibi geldi ama babam bizden vazgeçmedi. Bacakları kırılmıştı ve çalışamıyordu. Yine de acıları ve yaraları ona engel olmadı. Kuzey Kıbrıs’taki eğitimimizi ilerletmek için bizi havaalanında ellerinde koltuk değnekleri ile uğurladı ve biz dört yıl önce buraya böyle geldik” diyor. Eğitimimize “ölüm kalım”mış gibi sarıldık İnsanların, babalarının kendilerini yurtdışında okutmak için çabalamasıyla alay ettiklerini hatırlayan Divine Gosioha Chiamaka ise, “Sahip olduğu az parayı, ‘kızları’ okutmak için boşa harcadığını söyleyerek babamla alay ettiler. Çevremizdeki insanların çoğu, bizim hiçbir şey ifade etmeyeceğimizi ve babamın çabalarının ve yatırımlarının boşuna olacağını düşündü” diyor. Gosioha Chiamaka, “Bu nedenle, ikizim ve ben eğitimimize ciddi bir şekilde, sanki “ölüm kalım”mış gibi sarıldık. Geçmişimizi, bizi bu noktaya getiren acıları ve fedakarlıkları asla unutmadık. Başarılı olmak için çok çabaladık. Şüphecileri çürütmek, kendi vizyonumuzu doğrulamak ve babamı gururlandırmak için yaptık bunu ve bugün bir kutlama yapıyoruz” cümlelerini kuruyor, hüzünlü bir gururla. Çocuklarımızın gurur duyacağı bir dünya yaratabilecek çok yönlü yetişkinlere dönüştük Şimdilerde ise alanlarında yüksek lisanslarını tamamlayıp mesleklerine ilk adımlarını atmak istiyor Gosioha kardeşler. Miracle Gosioha Chizaram, başarılı bir gazeteci ve televizyoncu olmak istiyor. Divine Gosioha Chiamaka ise yüksek lisansın ardından Birleşik Krallık’ta lisanslı bir avukat olmayı arzuluyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nde ihtiyacımız olan donanımları kazandık diyor Miracle Gosioha Chizaram: “Hayatımız boyunca olumlu ve olumsuz pek çok deneyim yaşadık. Bütün bunlar, bizi bugün olduğumuz insanlara dönüştürdü. Yakın Doğu Üniversitesi’nde geçirdiğimiz son dört yıl ise bize; gelişme, hatalarımızdan ders alma ve gelişme şansı verdi. İnanılmaz ilişkiler, taze bakış açıları, değerler ve idealler geliştirdik ve en çılgın beklentilerimizin ötesine geçmek için ilham aldık. Kuşkusuz, çok fazla akademik değer kazandık. Yakın Doğu TV’de alanımla ilgili önemli tecrübeler edindim. Topluma anlamlı katkılarda bulunabilecek ve çocuklarımızın ve neslimizin gurur duyacağı bir dünya yaratabilecek çok yönlü yetişkinlere dönüştük.”

Zengin Koleksiyonları ile Osmanlı’dan Günümüze, Kıbrıs Tarihi ve Kültürünü Tek Çatı Altında Toplayan Surlariçi Şehir Müzesi, 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nı Eşsiz Tavan Resimleriyle Yaşatıyor

Kıbrıs tarihinde önemli dönüm noktalarından biri olan 20 Temmuz Kıbrıs Barış Harekatı’nın üzerinden 48 yıl geçti. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin kurulmasıyla nihayetlenen 20 Temmuz ruhu, Surlariçi Şehir Müzesi’nde yaşamaya devam ediyor. Lefkoşa’nın tarihi bölgesi Surlariçi’nde kurulu olan Surlariçi Şehir Müzesi’nin üçüncü ve dördüncü katlarında yer alan tavan resimleri, 48 yıl öncesinin 20 Temmuz’unu ziyaretçilerine yeniden yaşatıyor. Ayrıca müzenin diğer katlarında da Kıbrıs tarihinin farklı dönemlerini resmeden tavan resimleri görenleri büyülüyor. Üstelik sadece bu önemli günü değil, zengin koleksiyonları ile Osmanlı’dan günümüze, Kıbrıs tarihi ve kültürünü tek çatı altında gözler önüne seriyor. Kıbrıs Vakıflar İdaresi ve KKTC Milli Arşiv ve Araştırma Dairesi’ne ne ait hat, berat ve fermanlar; Lefkoşa’ya ait kadı sicilleri ve 17’ci yüzyıldan kalma halı gibi eserler, Osmanlı’nın Kıbrıs’taki izlerini gözler önüne sererken, Kıbrıslı ressamların 1960’lı yıllarda imza attığı dönemin Lefkoşa’sını yansıtan resimler de yakın geçmişten izleri geleceğe taşıyor. Diğer yandan Kıbrıs Türk kültürünün simgesi olan müzisyenler, yazarlar, Kıbrıs Türk toplum lideri Dr. Fazıl Küçük ile dava arkadaşları Rauf Raif Denktaş ve Osman Örek, 20 Temmuz 1974 Barış Harekatı’nın ilk günü şehit olan ve KKTC’deki tek havaalanına ismini veren Fehmi Ercan, 8 Ağustos 1964 tarihinde Türk Hava Kuvvetlerinin Kıbrıs’ta Erenköy Mücadelesine destek vermek için gerçekleştirdiği harekat sırasında şehit olan Cengiz Topel ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yakın tarihine derin izler bırakan 17 ismin hiperrealist silikon heykelleri de Surlariçi Şehir Müzesi’nde ziyaretçilerini bekliyor. Sanat şöleni, kapıda başlıyor… Surlariçi Şehir Müzesi’ndeki sanat ve kültür şöleni daha binaya adım atmadan başlıyor. Müzenin girişinde üçer metrelik 9 bronz heykel bulunuyor. Heykellerden ilki Müzenin kapısının üstünde yer alan, zafer kazanmış üç metrelik heybetli bir sporcuyu simgeliyor. Surlariçi Şehir Müzesi’ni her iki yanından çevreleyen diğer üçer metrelik 8 heykel ise kazanılan bu zaferi kutlayan dansçıları gösteriyor. “Surlariçi Şehir Müzesi”nin her katında farklı bir tarz ve döneme ait eserler sergileniyor. Müzenin zemin katında sergilenen resim ve heykeller, ödüllü sanatçıların eserlerinden çağdaş sanat örnekleri sunuyor. Girişin hemen alt katında ise, bir ada ülkesi olan Kıbrıs’ın denizcilik tarihi ile ilgili objeler ve tabloları incelemek mümkün. Aynı katta yer alan Karagöz suretleri ise Kıbrıs kültürünün bir başka yönüne dikkat çekiyor. 5 katlı bir binadan oluşan müzede sergilenen kılıç ve bıçak örnekleri, onlarca arabadan oluşan maket araba koleksiyonu, Kıbrıs posta tarihi koleksiyonu da ziyaretçilerine farklı pencereler açıyor. Surlariçi Şehir Müzesi’ini gezen ziyaretçiler, her katta bambaşka bir döneme ve ilgi alanına hitap eden onlarca eserle Kıbrıs’ın geçmişine, tarihine ve bugününe tanıklık ediyor. Müzenin terası ise Lefkoşa’nın tarihi bölgesi Surlariçi’ni 360 derecelik kuşbakışı manzarası seyretmenin keyfini yaşatıyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde 16 Günlük Tedavisi Tamamlanan Dr. Derviş Eroğlu, Bugün Taburcu Oldu

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde tedavisi tamamlanan KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, bugün taburcu oldu. 3 Temmuz’da, yüksek tansiyon ve kısa süreli bilinç kaybı şikayetleriyle Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne başvuran Dr. Eroğlu, 16 gün süren tedavi ile sağlığına kavuştu. Kalbine ICD takıldı, şah damarı açılarak temizlendi Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’inde ilk önce, yükselen tansiyonu kontrol altına alınan Dr. Derviş Eroğlu’nun, kalp ritmini kontrol altına almak için 5 Temmuz’da ICD (İmplante Edilebilir Kardiyoverter Defibrilatör) takıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Kardiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Hamza Duygu, Prof. Dr. Levent Cerit ve Uzm. Dr. Aziz Günsel tarafından gerçekleştirilen operasyonla takılan ICD, oluşan düzensizliği otomatik olarak algılayıp, elektroşok ile kalp ritmini normale çeviriyor. 13 Temmuz’da ise, tomografik anjiyo ile yüzde 80 daralma tespit edilen Dr. Derviş Eroğlu’nun şah damarı; gerçekleştirilen “karotis” ameliyatı ile açılarak tıkanıklığa neden olan plaklar temizlendi ve sorunsuz bir şekilde kapatıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Kalp ve Damar Cerrahisi ekibi Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, Prof. Dr. Barçın Özcem, Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu ile Anestezi Uzmanı Dr. Yeşim Taşeli’nin gerçekleştirdiği operasyon yaklaşık 2 saat sürmüştü. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde 16 gün süren tedaviler ve gerçekleştirilen operasyonların ardından; yüksek tansiyonu kontrol altına alınan, kalp ritmi ve şah damarındaki sorunlar giderilen, KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu, sağlıklı bir şekilde taburcu edilerek evine uğurlandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Mezunları, Düzenlenen Törenle Diplomalarını Alarak Meslek Hayatlarına İlk Adımlarını Attı

Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi’nin 2021-2022 eğitim yılı bahar dönemi mezunları, Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde düzenlenen törenle kep attı. 133 öğrencinin mezun olduğu törene mezunlar ve aileleri olmak üzere pek çok davetli katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Bilgehan birer konuşma yaptı. Uluslararası mezunlar adına Biyomedikal Mühendisliği mezunu Sara Kayed ve Türk mezunlar adına ise Yazılım Mühendisliği mezunu Ahmet Çapik duygularını dile getirdi. Konuşmaların ardından diplomalarını alan mezunlar, büyük bir coşkuyla keplerini attı. Doç. Dr. Murat Tüzünkan: “Sizler kendiniz ve ailenize karşı olduğunuz kadar, ülkeniz ve dünyaya karşı sorumlu genç mühendislersiniz. Başarıdan başarıya koşarken Yakın Doğu Üniversitesi’ni daha da yüceltecek ve bizleri onurlandıracaksınız.” Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, törende yaptığı konuşmada, eğitim ve bilginin toplumlar için önemli bir kalkınma aracı olduğunu söyleyerek, “Bilgi toplumlarının egemen olduğu yüzyılımızda, bilim ve teknolojinin gelişimini sağlayan mühendislik bölümleri geleceğin şekillendirilmesinde önemli bir rol üstleniyor” ifadelerini kullandı. Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesinin birçok farklı alanda ulaştığı başarılara değinen Doç. Dr. Murat Tüzünkan, “Yakın Doğu Üniversitesi olarak, bilime, topluma, ülke yönetimine katkılar sağlayan birçok adımlar attık. Ülkemizin ilk yerli otomobili GÜNSEL, sanayi ve tıpta uygulanabilecek akıllı robotik sistemler, sağlık bilimleri alanında kök hücre, genom araştırmaları, nanoteknoloji, biyoteknoloji, biyoinformatik ve bilgisayar-enformatik sistemlerinin siber güvenliği alanında çalışmalar yürüttük, yürütmeye devam ediyoruz” dedi. Doç. Dr. Tüzünkan, mezunlara seslenerek, “Biliyoruz ki hepiniz, yaşamınız boyunca daima hukuk ve etik değerlerden yana olacaksınız. Sizler kendiniz ve ailenize karşı olduğunuz kadar, ülkeniz ve dünyaya karşı sorumlu genç mühendislersiniz. Başarıdan başarıya koşarken Yakın Doğu Üniversitesi’ni daha da yüceltecek ve bizleri onurlandıracaksınız” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Bülent Bilgehan: “Mühendisler, kendilerini icraatlarıyla ifade eder.” Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Bülent Bilgehan konuşmasına “Mühendisler, kendilerini icraatlarıyla ifade ederler” sözleri ile başladı. Yakın Doğu Üniversitesi’nin uluslararası derecelendirme kuruluşu Times Higher Education tarafından bilgisayar ve mühendislik alanlarında dünyanın en iyi ilk 250 üniversitesi arasında gösterildiğini hatırlatan Prof. Dr. Bilgehan, “Mühendislik Fakültesi olarak, 2019, 2020 ve 2021’de Yakın Doğu Üniversitesi’nin akademik üretkenliği en yüksek fakültesi olduk. Times Higher Education sıralamasında da 201-250 bandında yer alarak büyük bir gurur yaşadık” ifadelerini kullandı. Hayatın sevgi üzerine kurulu olduğunu belirten Prof. Dr. Bülent Bilgehan, “Her şeyin içinde sevgi aramak gerektiğini unutmayın. Bu durum mesleğiniz için de geçerli olacak. Sevgi ilkesi hayatınızda hep olmalıdır. Üniversite, mezun olurken size bir anahtar verir. O da, diplomanızdır. Bu anahtarı kullanarak, deryaya dalmak sizin elinizde” dedi. Mezun öğrencilere seslenen Prof. Dr. Bülent Bilgehan, “Sevgili gençler, sizden bazı beklentilerimiz var. Bunların başında, her ne olursa olsun doğru ve adil insan olmanızı, önce kendinize sonra çevrenize bildiklerinizi yansıtmanızı, faydalı olmanızı, hayal kurmanızı, çalışmadan, emek vermeden, hiçbir şeye sahip olmamanızı, ülkemizi ve insanlığı geliştirmek için çaba göstermenizi bekliyoruz. Yolunuz açık olsun” ifadelerini kullandı. Sara Kayed: “Uluslararası öğrenciler olarak, hepimiz dünyanın farklı yerlerinden geldik. Eğitim hayatımız süresince Yakın Doğu Üniversitesi bizim evimiz oldu.” Uluslararası mezunlar adına konuşan Biyomedikal Mühendisliği mezunlarından Sara Kayed, arkadaşlarını tebrik ederek başladığı konuşmasını, “Hepimiz başardık. Zorlu çalışmalarımızın ve emeklerimizin karşılığını alarak mezun olduk. Bugün burada sizlerin önünde konuşmaktan gurur duyuyorum” sözleriyle sürdürdü. Yakın Doğu Üniversitesi’nde dört yıl boyunca, yüksek bir akademik mükemmeliyet çerçevesinde eğitim aldıklarını söyleyen Kayed, bu sürede sadece akademik olarak değil sosyal olarak da önemli tecrübeler ve arkadaşlıklar biriktirdiklerini vurguladı. “Uluslararası öğrenciler olarak, hepimiz dünyanın farklı yerlerinden geldik. Eğitim hayatımız süresince Yakın Doğu Üniversitesi bizim evimiz oldu” diyen Sara Kayed, kendilerinden çok şey öğrendiklerini söylediği hocalarına teşekkür etti. Kayed, konuşmasının sonunda, mezun arkadaşlarına gelecek yaşamlarında şans diledi. Ahmet Çapik: “Bizler geleceği şekillendirme becerisine sahip mühendisler olarak, daha iyi bir gelecek için durmadan çalışacağız.” Yazılım Mühendisliği bölümünü başarıyla tamamlayan Ahmet Çapik ise mezuniyetle birlikte farklı sorumlulukların kendilerini beklediğini dile getirerek, “Üniversite eğitimi almak, sadece diploma almaya hak kazanarak meslek sahibi olmak değildir. Üniversiteden mezun olmak demek; aslında yeni bir öğrenme sürecinin bizi beklediğini bilmek demek. Bizler genç mühendisler olarak, araştırmaya okumaya ve kendimizi geliştirmeye devam etmek zorundayız” dedi. Eğitim hayatları boyunca çok çalışıp emek verdiklerini dile getiren Ahmet Çapik, “Şimdi, eğitimimiz süresince edindiğimiz bilgileri ve kazandığımız deneyimleri, sadece kendi ülkelerimiz için değil tüm insanlığın ve tüm dünyanın yararına kullanma zamanı. Bizler geleceği şekillendirme becerisine sahip mühendisler olarak, daha iyi bir gelecek için durmadan çalışacağız. Yakın Doğu Üniversitesi Mühendislik Fakültesi mezunları olarak, Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün, manevi mirasım dediği bilimin yolunda, başımız dik, alnımız ak bir şekilde ilerleyeceğiz” ifadelerini kullandı.

Estetik Beklentilerin Artmasıyla, Diş Restorasyonlarında Daha Sık Kullanılmaya Başlanan Tam Seramik, Sağlıklı ve Estetik Bir Gülüş Vaat Ediyor

Gülümseyebilmek hayatı güzelleştiren en özel detaylardan biri. İyi hissettirecek güzel bir gülüşün anahtarı ise sağlıklı ve güzel dişler. Günümüzde diş hekimliği teknolojisindeki ilerlemeler sayesinde artık sağlıklı estetik dişlere sahip olmak daha kolay. Öyle ki insanlarda artan estetik beklentiler diş tedavilerinde kullanılan materyal ve teknolojileri de yönlendiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi Diş Hastanesi’nden Yrd. Doç. Dr. Burcu Günal Abduljalil, diş tedavilerinde kullandıkları tam seramik kron ve köprü restorasyonların, sağlıklı, doğal ve estetik görünümlü dişlere ulaşmak için başarının kapılarını açtığını söylüyor. Metal alt yapı desteğine sahip seramik restorasyonlar estetik beklentileri karşılayamıyor Diş restorasyonlarında uzun zamandır metal alt yapı desteğine sahip seramik restorasyonlar kullanıldığını ve bu uygulamaların hala başarıyla devam ettiğini hatırlatan Yrd. Doç. Dr. Burcu GünalAbduljalil, “Ancak günümüzde, metal alt yapıları nedeniyle bu uygulama, estetiğin ön plana çıktığı bölgelerde beklentileri karşılamakta yetersiz kalıyor. Estetik diş hekimliğine olan ilginin artması ile birlikte metal destekli seramik restorasyonların alternatiflerinin gelişimi hızla devam ediyor” ifadesini kullanıyor. Diş estetiği için tam seramik tercih ediliyor Estetik beklentileri karşılamak içinse diş tedavilerinde tam seramik uygulamalar her geçen gün yaygınlaşıyor. Tam seramiğin tercih edilmesinin sebepleri arasında ise ağız içi dokularla mükemmel biyouyumluluğu, estetik özellikleri, yapısal dayanıklılığı, düşük ısı iletkenliği gibi özellikleri ön plana çıkıyor. Yrd. Doç. Dr. Burcu Günal Abduljalil, Tam seramik restorasyonların içeriklerine göre cam seramikler ve oksit seramikler olarak ikiye ayrıldığını söylüyor. Cam seramikler, özellikle estetiğin önem gösterdiği ön bölge tek diş restorasyonlarda tercih ediliyor. Oksit seramiklerde ise malzemenin mekanik özellikleri geliştirilmiştir ancak cam seramiklere kıyasla ışık geçirgenliği daha düşük. Yrd. Doç. Dr. Burcu Günal Abduljalil: “Tam seramik restorasyonların tedavi sürecinde dişsiz kalınmıyor.” Genel olarak hastaların tedavi süreci için korku ve endişe duyduklarını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Günal Abduljalil, tam seramik restorasyonlarının korkulacak bir yanı olmadığını anlatıyor: “Tam seramik restorasyonların tedavi sıralamasında öncelikle, hastanın dişeti sağlığının sağlanması gerekiyor. Dolgu, çürük yada diş taşı gibi işlemler yapıldıktan sonra, tam seramik restorasyonların rengi seçilerek tedavi başlanılıyor. Daha sonra diş şekillendirme işlemi yapılıp ağız ölçüsü alınarak laboratuvar aşamasına geçiliyor. Seçilen uygun tam seramik materyali hassas bir şekilde laboratuvarda üretiliyor. Önce hastanın ağzı içerisinde alt yapı provası yaparak dişin uyumu kontrol ediyoruz. Her şey tamamsa restorasyon bitirilmesi için laboratuvara yollanır ve aynı gün içerisinde son aşamaya geçilir. Son aşama ise, restorasyonun diş yüzeyi üzerine yapıştırılması işlemidir. Aynı zamanda işlemler süresince hastaya geçici bir restorasyonun yapılması için diş kesimi ve ölçü alınır. Geçici restorasyon aynı gün içerisinde hastaya uygulanır. Dolayısıyla dişsiz kalma gibi bir durum oluşmaz.” Tam seramik restorasyonlar uygulandıktan sonra nelere dikkat edilmeli Diş sıkma, gıcırdatma gibi alışkanlıkları bulunan hastalarda tedavi sonrası koruyucu amaçlı gece plağı kullanılması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Burcu Günal Abduljalil, “Restorasyonların bakımı, hastanın kendi doğal dişlerinin bakımından farklı değildir” diyor. Tam seramik dişlerin, düzenli olarak uygulanan iyi bir ağız bakımı sayesinde (günde 2 kere dişlerin doğru teknikle fırçalanması, dişlerin ara yüzeylerinin temizlenmesi için diş ipi ya da ara yüz fırçası kullanımı ve ağız bakım suyunun kullanımı), uzun yıllar boyu rahatlıkla kullanılabildiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Günal Abduljalil, “Köprü restorasyonu yapılan hastalarda dişsiz bölgenin temizliğinin sağlanabilmesi için geliştirilmiş özel diş ipi kullanılmalıdır. Hasta normalde de yapılması gerektiği gibi düzenli olarak (altı ayda bir) diş hekimini ziyaret etmelidir” uyarısını yapıyor.

Kıbrıs Araba Müzesi, Londra’da Islington Angel 149’nolu Hatta Kullanılmış Bir Otobüsünün İçerisinden Geçilerek Girilen Yeni Salonu ile, Tarihe Damga Vuran Klasik Spor Otomobillerin Gücünü Sonuna Kadar Hissettirirken, Eşsiz Gemi Maketi Koleksiyonu ve Heykelleriyle de Ziyaretçilerine Yeni Dünyaların Kapılarını Açıyor

Kıbrıs Araba Müzesi, sahip olduğu zengin koleksiyonu ile modern dünyanın gelişimini ve tarihini otomobillerin dönüşümü üzerinden gözler önüne seriyor. Lefkoşa’da, Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü’nde yer alan müzede, 150’nin üzerinde kaslik otomobil sergileniyor. Müzenin en eski aracı 1901 model Crest Mobile. Dünyada tek olma özelliğine sahip bu aracın yanı sıra 1900’lerin başından günümüze uzanan 120 yıllık tarihin her döneminden onlarca otomobil ziyaretçilerini bir zaman tünelinin içine çekiyor. Müze, en az sergilediği klasik otomobiller kadar dinamik ve renkli bir şekilde kendisini yenilemeye devam ediyor. Müzenin, yeni açılan galerisi, birbirinden güçlü klasik spor otomobilleri bir araya getirirken, eşsiz gemi maketi koleksiyonu ve heykelleriyle de ziyaretçilerine yeni dünyaların kapılarını açıyor. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin yerli otomobili GÜNSEL’in de doğduğu mekan, bu yönüyle kendisi de otomobil tarihinin bir parçası. Yeni galeri, efsane olmuş pek çok klasik spor otomobili aynı çatı altında buluşturuyor Kıbrıs Araba Müzesi’nin yeni açılan galerisine, Londra’da Islington Angel 149’nolu hatta kullanılmış bir otobüsün içerisinden geçilerek giriliyor. Müzenin duvarında asılı duran 1979 model Ferrari 308 GTS ise hızın ihtişamını gözler önüne seriyor. 300 km hız sınırını aşan ilk seri üretim otomobil Jaguar’ın yanı sıra; Lamborghini Murcielago Roadster, Dodge Viper SRT10 Final Edition, FORD GT 40 gibi efsane olmuş pek çok spor otomobili de bu salonda görmek mümkün. Müzenin ana salonunda ise 1901 Model Crestmobile, 1903 model Wolseley ve 1909 model Buick gibi otomobil tarihinin önemli örneklerinin yanı sıra; 1918 T Ford Runabout ve 1930 Willys Overland Whippet Deluxe,1964 Dodge Dart, 1970 Ford Escort Mk1 RS 2000 gibi dönemlerinin en gösterişli pek çok aracını aynı çatı altında buluşuyor. Kıbrıs Araba Müzesi, haftanın her günü ziyarete açık! Zengin bir klasik otomobil koleksiyonunu ziyaretçileri ile buluşturan Kıbrıs Araba Müzesi, haftanın her günü ziyaret edilebiliyor. Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsünde yer alan Kıbrıs Araba Müzesi; Kıbrıs Modern Sanat Müzesi ve Kıbrıs Herbaryum ve Doğa Tarih Müzesi ile birlikte ziyaretçilerine tarih ve sanatın iç içe geçtiği bir yolculuk sunuyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi’nden Mezun Olan Genç Veterinerler Törenle Keplerini Attı

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi, 2021-2022 eğitim yılı bahar dönemi mezuniyet töreni, Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi’nde yoğun bir katılımla gerçekleştirildi Törene mezunlar ve ailelerinin yanı sıra, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş, İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güven Kaşıkçı, dekanlar, bölüm başkanları, öğretim elemanları ve birçok misafir katıldı. Saygı Duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan törende, Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ, Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş ve fakülte birincisi Uğurcan Pala birer konuşma yaptı. Fakülte birincisi Uğurcan Pala geleneksel yaş kütüğüne ismini çaktı. Konuşmaların ardından Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ ve Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş dereceye giren öğrencilere madalya ve diplomalarını takdim etti. Diploma töreninde İstanbul Üniversitesi Veteriner Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Güven Kaşıkçı da mezun olan oğlu Eyüp Kaan Kaşıkçı’ya diplomasını verdi. Diplomaların takdim edilmesinin ardından kep atma seremonisi ile tören sona erdi. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ: “Kalıpları yıkarak gerçekten mutlu olacağınız ve kendinizle gurur duyacağınız bir dünya kurun.” Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Vekili Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ, mezuniyet töreninde yaptığı konuşmasında, “Sizlere bakarken 34 yıl öncesine gidiyorum. 1988 yılına. O gün, sizlerin şu anda yaşadığınız heyecanı yaşıyordum” sözleri ile mezunlara seslenerek; teknoloji, sosyal yapı ve dünyada yaşanan değişimlere değindi. “Kalıpları yıkarak gerçekten mutlu olacağınız ve kendinizle gurur duyacağınız bir dünya kurun” diyen Prof. Şanlıdağ; “İşte o zaman gerçekten başarılı olduğunuzu hissedeceksiniz. Biliyorum, bu hiç de kolay değil. Ama bunu deneyin, kendiniz için, geleceğiniz için, aileniz için, insanlık için. Her birinizin bu potansiyele sahip olduğunu biliyorum. Bu potansiyeli gerçekleştirmek ise, ağır bir yük olsa da sadece sizin elinizde. Mezuniyetinizi bütün kalbimle kutluyor, gelecek yolunuzun aydınlık olmasını diliyorum” ifadelerini kullandı. Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş: “Dünyanın birçok yerinden gelen öğrencilerimize hem hayvan, hem insan sağlığına hizmet eden kutsal bir mesleği öğretmeye çalışıyoruz.” Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Deniz Seyrek İntaş, Kıbrıs Türklerinin lideri Dr. Fazıl Küçük’ün: “Bugün bizim ise, yarın da bütün saadetleri ile yalnız çocuklarımızındır. Onları en iyi bir şekilde yetiştirmek bir borçtur” sözleriyle başladığı konuşmasına, “Bu ilke doğrultusunda Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi olarak dünyanın birçok yerinden gelen öğrencilerimize hem hayvan, hem insan sağlığına hizmet eden kutsal bir mesleği öğretmeye çalışıyoruz” dedi. Prof. Dr. İntaş, “Bilgi güçtür. Güçlü olmak istiyorsanız mesleğinizde bilgili olmalısınız. Güçlü bir veteriner hekimlik mesleği, ülkemize bilgisi oranında güç katacaktır. Çok sayıda veteriner hekimin uzmanlık yetkisini alması mesleğimizin ülke hayvancılık ekonomisine güçlü katkısının yegâne yoludur. Bireysel veteriner klinikleri hayvan sahiplerinin ihtiyaçlarına cevap vermekte gün geçtikçe daha fazla zorlanıyor. Mesleğinizde anlamsız rekabet yerine işbirliği ve ekip olarak çalışmayı hedeflemelisiniz. Mesleğimizle ilgili görevlerin birçoğu ancak güçlü ekip çalışmalarıyla yürütülüp sonuçlandırılabilir. Bu yüzden iyi iletişim becerilerinizi mutlaka geliştiriniz” ifadelerini kullandı. Uğurcan Pala: Gerçek hayatın içinde kendimizi var edeceğimiz bu zorlu akışta, siz değerli dostlarımın manevi desteğini her zaman hissedeceğim.” Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Hekimliği Fakültesi’nden birincilikle mezun olan Uğurcan Pala ise geleneksel yaş kütüğüne ismini çaktıktan mezunlar adına katılımcılara seslendi. Pala, “Kimi zaman üzüldük, sinirlendik, yorulduk. Zaman zaman uykusuz kaldık. Ama bugün hepsinin karşılığını aldığımız o mutlu gündeyiz. Bu 5 yıllık süreçte çok güzel dostluklar edindim ve sizlerle geçirdiğim 5 yılda birçok anı biriktirdim. Bu süreçte birbirimize olan desteğimiz, yarattığımız anılarımız için hepinize teşekkür ederim. Bugün mezun olarak meslek hayatımıza ilk adımımızı atıyoruz. Gerçek hayatın içinde kendimizi var edeceğimiz bu zorlu akışta, siz değerli dostlarımın manevi desteğini her zaman hissedeceğim” dedi.

Doktorları Açıkladı: KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun Bilinci Açık ve Sohbet Edebiliyor

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde düzenlenen basın toplantısında doktorları, bugün başarılı bir Karotis ameliyatı geçiren Dr. Derviş Eroğlu’nun sağlık durumu ile ilgili açıklamalarda bulundu. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde düzenlenen basın toplantısında KKTC 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nun sağlık durumu ile ilgili son gelişmeler basınla paylaşıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Müfit C. Yenen ile ameliyatı gerçekleştiren kalp ve damar cerrahisi ekibi Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, Prof. Dr. Barçın Özcem, Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu ve Anestezi Uzmanı Dr. Yeşim Taşeli’nin katıldığı basın toplantısında; Dr. Derviş Eroğlu’nun bugün geçirdiği ameliyat ve genel sağlık durumu ile ilgili açıklamalar yapıldı. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Müfit C. Yenen, 10 gündür Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde tedavi gören Dr. Derviş Eroğlu’nun tedavi süreci ile ilgili bilgi verdi. Prof. Dr. Yenen’in ardından söz alan Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz ise bugün gerçekleştirilen Karotis ameliyatı ile ilgili değerlendirmeler yaptı. Prof. Dr. Müfit C. Yenen: “Sayın Cumhurbaşkanımızın herhangi bir hayati tehlikesi söz konusu değildir.” Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti 3. Cumhurbaşkanı Dr. Derviş Eroğlu’nu, 10 gündür Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde misafir ettiklerini hatırlatan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Müfit C. Yenen, “Hastanemize ilk olarak hipertansiyona bağlı şikayetlerle başvuran Sayın Cumhurbaşkanımızın tedavisine, tansiyonunu kontrol altına alarak başladık. Daha sonra kalp ritmini düzenlemek için Prof. Dr. Hamza Duygu, Prof. Dr. Levent Cerit ve Uzm. Dr. Aziz Günsel’den oluşan kardiyoloji ekibimiz tarafından kalbine ICD (İmplante Edilebilir Kardiyoverter Defibrilatör) takıldı. Yapılan tetkiklerde şah damarında da yüzde 80’e varan bir daralma tespit edildi. Uzman ekibimiz tarafından, bu daralmanın cerrahi müdahale ile giderilmesinin daha iyi sonuç vereceği değerlendirildi” ifadelerini kullandı. “Bugün, Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, Prof. Dr. Barçın Özcem, Yrd. Doç. Dr. Özlem Balcıoğlu ve Anestezi Uzmanı Dr. Yeşim Taşeli’den oluşan deneyimli ekibimizle, cerrahi müdahaleyi gerçekleştirdik. Çok başarılı bir operasyon gerçekleştirildi” diyen Prof. Dr. Müfit C. Yenen, “Cumhurbaşkanımız Dr. Derviş Eroğlu, şu anda yoğun bakımda gözetim altında ve herhangi bir hayati tehlikesi söz konusu değildir” dedi. Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz: “Sayın Dr. Derviş Eroğlu, şu anda yoğun bakımda gözetim altında. Uyanık bir şekilde bilinci yerinde ve sohbet edebiliyor.” Dr. Derviş Eroğlu’nun bugün Karotis ameliyatı gerçekleştiren ekipten Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz ise , “3. Cumhurbaşkanımız Sayın Dr. Derviş Eroğlu’na uyguladığımız operasyon ile başarılı bir şekilde şah damarının içi temizlendi. Sayın Dr. Derviş Eroğlu daha öncesinde koroner bypass ameliyatı geçirmiş ve hastanemizde kalbine ICD takılmıştır. Dolayısı ile Sayın Eroğlu, riski oldukça yüksek bir hasta konumundaydı. Bizler ise şah damarındaki bu darlığı uzun süreden beri takip ediyorduk. En son yapılan tomografi anjiyosunda bu darlığın kritik bir seviyeye geldiğini belirledik” değerlendirmesini yaptı. “Bu sabah toplam iki saat süren başarılı bir ameliyat gerçekleştirdik” diyen Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, ”Bu ameliyat ile şah damarını açarak, içinde tıkanıklığa yol açan kireçlenme diyebileceğimiz plakları temizledik ve şah damarını kapatık. Ameliyat bitiminde de hastamızı uyandırarak, nörolojik açıdan herhangi bir sorun olup olmadığını kontrol ettik” ifadelerini kullandı. Ameliyat sırasında da anestezi ve cerrahi ekibin, Dr. Derviş Eroğlu’nun beyin fonksiyonlarını yakından takip ettiğini söyleyen Prof. Dr. Korkmaz, Eroğlu’nun son durumu ile ilgili de açıklamalarda bulundu. “Sayın Dr. Derviş Eroğlu, şu anda yoğun bakımda gözetim altında. Uyanık bir şekilde bilinci yerinde ve sohbet edebiliyor” diyen Prof. Dr. Aşkın Ali Korkmaz, “Sayın Cumhurbaşkanımızı yarın öğlen saatlerinde normal odaya alacağız. Kendisini, 3-4 gün sürecek bir müşahedenin ardından da taburcu edebiliriz” ifadelerini kullandı.
tercih robotu