Telefon: +90 (392) 223 64 64 | [email protected]

Köpeğinizin Geleceğini Tehdit Eden Risk: Meme Tümörleri…

Köpeklerde sık görülen meme tümörlerinin erken teşhisi hayat kurtarıyor. Düzenli olarak kontroller yapılarak kitle oluşumunun takip edilmesi gerektiğini söyleyen Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, av köpekleri, Daschund, İspanyol Cooker, Terrier ve Alman Çoban Köpeklerinde meme tümörü riskinin daha yüksek olduğuna dikkat çekiyor. Köpeklerde en sık görülen hastalıklardan biri olan meme tümörleri, ileri aşamalarda büyük bir hayati tehlike yaratırken yaşam kalitesini de büyük ölçüde azaltıyor. Daha çok genetik nedenlerle ortaya çıkan meme tümörlerini erken teşhis ve tedavi ile en az zararla ortadan kaldırmak mümkün. Bunun için ise insanlarda olduğu gibi köpeklerde de düzenli kontrol, erken teşhis ve müdahale hayati önem taşıyor. Kurulduğu 2014’ten bugüne 100’ün üzerinde meme tümörü cerrahisi uygulayarak hastalarını sağlığına kavuşturan Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, köpeklerde meme tümörü vakalarında dikkat edilmesi gereken konularla ilgili önemli bilgiler paylaştı. Köpekler, meme tümörünün en sık görüldüğü canlı türlerinden Doç. Dr. Osman Ergene, köpeklerin meme tümörünün en sık görüldüğü canlılardan biri olduğunu söyleyerek, üstelik bu tümörlerin, köpeğin cinsine göre yüzde 41 ila 53 arasında değişen oranlarda kötü huylu olduğuna vurgu yapıyor. Bu durum, erken teşhis ve tedavinin önemini de artırıyor. Köpeklerde oluşan kötü huylu meme tümörlerinin oldukça hızlı bir şekilde vücuda yayılabildiğini söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, “Köpek memesinde oluşan tümörler, bölgesel lenf yumruları, akciğerler, karaciğer ve diğer parankimatöz organlara sıçrayarak hayati tehlikeyi artırır. Nadir de olsa kemikler ve beyinde metastazlar da oluşabilir” ifadesini kullanıyor. Köpeklerde görülen meme tümörlerinde belirleyici olan faktörler arasında cinsiyet, yaş, ırk, vücut ağırlığı, endojen hormonlar, büyüme faktörleri ve kısırlaştırma tarihinin öne çıktığını söyleyen Doç. Dr. Ergene, meme tümörlerinin görülme riskinin 3-4 yaşta yüzde 4, 4-8 yaşta yüzde 29 ve 8 yaş üzerinde ise yüzde 67’ye kadar yükselebildiği bilgisini veriyor. Yaş arttıkça görülme riski de artan meme tümörleri, yaşlı köpeklerde daha çok kötü huylu, genç köpeklerde ise genellikle iyi huylu tümörler olarak ortaya çıkıyor. En riskli ırklar hangileri? Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin Başhekimi Doç. Dr. Osman Ergene, özellikle av ırkından köpeklerde meme tümörü görülme riskinin daha yüksek olduğunu vurguluyor. En riskli ırklar ise Daschund, İspanyol Cooker, Terrier ve Alman Çoban köpekleri. Cinsiyet de en önemli kriterlerden biri. Sıklıkla dişi köpeklerde görülen meme tümörlerinin erkek köpeklerde ise ender olarak görülebiliyor. Doç. Dr. Osman Ergene, meme tümörlerinde en etkili önlemlerden birinin ise kısırlaştırma olduğunu söylüyor. İlk kızgınlıktan sonra kısırlaştırılan köpeklerde meme tümörü riski binde 5’e kadar gerilerken, ikinci kızgınlıktan sonra kısırlaştırılanlarda ise risk yüzde 8’e kadar yükselebiliyor. Erken teşhis hayat kurtarıyor! Meme tümörlerinin tanısında, tümörün ne zaman fark edildiği, üzerinden geçen süre, büyüme süreci, son kızgınlık tarihi, tümör ile ilgili olabilecek hormonal veya medikal tedaviler, hayvanın daha önce kısırlaştırma operasyonu geçirip geçirmediği bilgileri önemli yer tutuyor. Tümörün ne zaman şekillenmeye başladığı hakkında kesin bilgi edinmek zor olduğundan, büyüme hızı tedavi ve sonuç yönünden önemli olabiliyor. Hayvan Hastanesi’nde 100’ün üzerinde meme tümörü vakası tedavi edildi Meme tümörlerinin görünüm olarak basit, sınırları belirgin bir nodülden; sınırları kesin belirlenemeyen yaygın ve ülserli kütlelere kadar farklı olabileceğini söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, doğru teşhis ve tedavi için, tedavinin yapıldığı merkezin, görüntüleme cihazlarından laboratuvar ekipmanlarına kadar tam donanımlı olması gerektiği konusunda uyarıyor. Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi’nin tam teşekküllü donanımı ile meme tümörlerinin teşhis ve tedavisinde büyük bir tecrübeye sahip olduğunu söyleyen Doç. Dr. Osman Ergene, 2014’ten bugüne 100’ün üzerinde meme tümörü operasyonu yaptıklarını söylüyor. Doç. Dr. Osman Ergene, Köpek tümörlerinin teşhis sürecini, “Klinik muayene ile önce tümörün yaygınlığı araştırılmalıdır. Lokal olarak yapışma durumu, hareketliliği, deri-kas katları ile bağlantısı, ülserleşme veya sekonder enfeksiyon varlığı, ölçüleri, rengi ve kıvamı incelenir. Bunların yanında diğer meme bezlerinin durumu, lokal lenf yumruları palpe edilir. Radyografi çekilerek tümörün akciğerlere yayılma olasılığı araştırılmalıdır. Tüm bunlarla birlikte hastanın genel sağlık durumu, hematolojik ve biyokimyasal değerler ile karaciğer ve böbrek fonksiyonları belirlenerek tedavi şekli hakkında karar verilmelidir” sözleriyle özetliyor. Doç. Dr. Ergene, hasta köpeğin yaşam süresi ve hayat kalitesinin artırılması için en etkili yöntem cerrahi müdahale olduğunu söylüyor.

Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 375’inci sergisi, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu tarafından Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda Açıldı

Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 40 eserden oluşan “Güzel Sanatlar Öğretim Elemanları Karma Sergisi”, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu tarafından Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda açıldı. 30 Temmuz’a kadar sanatseverlerin ziyaretine açık olacak sergi, 14 sanatçının eserlerini bir araya getiriyor. Sergide sanatçıların yağlı boya, akrilik, stencil (şablon) ve heykel eserleri yer alıyor. Güzel Sanatlar Öğretim Elemanları Karma Sergisi’nin ön plana çıkan en önemli özelliklerinden birisi ise Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği 375’inci sergi olması. Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel ev sahipliğinde gerçekleştirilen açılış töreninde Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, Yakın Doğu Oluşum Müzeler Dairesi Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul ile Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda açılış kurdelası kesilerek eserler ziyarete açıldı. Olgun Amcaoğlu: “Eğitim gören bütün çocuklarımızın sanatla daha fazla bağ kurmalarını sağlamak için bizlere büyük bir sorumluluk düşüyor” Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu, karma serginin açılış töreninde yaptığı konuşmasına sanatsal çalışmaların ülkenin geleceğine ışık tuttuğunu vurgulayarak başladı. Eğitim kurumlarının toplumun gelişmesinde öncü bir rol oynaması gerektiğini söyleyen Bakan Amcaoğlu, “Yakın Doğu Oluşumu’nun akademik ve bilimsel çalışmalarının yanında açtığı her müze, sergi ve sanatsal çalışmalar ile bizleri biraz daha büyütüyor, geliştiriyor” ifadesini kullandı. Devlet kurumlarının da sanatın günlük hayatta çok daha görünür bir hale gelmesi için her türlü desteği vermesi gerektiğini söyleyen Amcaoğlu, “Özelliklle eğitim gören bütün çocuklarımızın sanatla daha fazla bağ kurmalarını sağlamak için bizlere büyük bir sorumluluk düşüyor” dedi. Prof. Dr. Ali Efdal Özkul: “Bir sanatçının aynı zamanda iyi bir bilim insanı olabileceği bilinmelidir. Çünkü sanat ve bilimin ortak yanı, gerçeğe ulaşma çabasıdır” Yakın Doğu Oluşumu Müzeler Daire Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, sergi açılışında yaptığı konuşmasına sanatla bilimin ilişkisine vurgu yaparak başladı. Sanat ve bilimin insanın yaşamında bir denge unsuru olduğunu ve toplumun kültürel birikimini oluşturan en önemli unsurlar olduğunu söyleyen Prof. Dr. Özkul, “Bir sanatçının aynı zamanda iyi bir bilim insanı olabileceği bilinmelidir. Çünkü sanat ve bilimin ortak yanı, gerçeğe ulaşma cabasıdır” ifadesini kullandı. “Burada sergilenen eserler muazzam bir emeğin ve yoğun disiplinli çalışmanın ürünüdür” diyen Prof. Dr. Özkul, “Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinin birbirinden değerli öğretim elemanları tarafından farklı temalarda ve çeşitli tekniklerde yapılmış resim, seramik ile baskı resmin bir araya getiren sergimiz, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 375’inci sergisi olma özelliği taşıyor. Ayrıca sergimizdeki eserler sanatçılarının bakış açısı, çalışma yöntemleri ve tekniklerini de ortaya koyuyor. Bu eserler sanatçılarımızın tüm olumsuzluklara rağmen dünyaya verdikleri pozitif mesajdır. Emeği geçen bütün sanatçılara teşekkür ediyorum” ifadesiyle konuşmasını noktaladı. Prof. Dr. Erdal Aygenç: “Kıbrıs Modern Sanat Müzesi çatısı altında devam eden sanatsal üretim, insanlığın kültür mirasına büyük bir katkıda bulunuyor” Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç de sanat ve bilimin iç içe ve birlikte; tarihi, kültürü ve uygarlıkları şekillendirdiğini vurguladı. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi çatısı altında devam eden sanatsal üretimin de özelde Kıbrıs Türk Toplumu’nun genelde ise bütün insanlığın kültür mirasına büyük bir katkı yaptığını söyleyen Prof. Dr. Aygenç, Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi öğretim elemanları olarak bu sanatsal üretimin bir parçası olmaktan büyük bir keyif ve gurur duyuyoruz dedi. Prof. Dr. Aygenç, uzunca süredir her ay bir sergi açacak şekilde çalışmalarını sürdüren Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin emsalleri tarafında imrenerek izlenildiğinin altını çizdi. Prof. Aygenç, “Güzel Sanatlar Öğretim Elemanları Karma Sergisi’’ne eserleriyle katkıda bulunan Doç. Dr. Erdoğan Ergün, Doç. Dr. Yücel Yazgın, Doç. Dr. Murad Allahverdiyev, Doç. Dr. Rana Emrahova, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Hastürk, Yrd. Doç. Dr. Mine Okur, Yrd. Doç. Dr. Hasan Zeybek, Yrd. Doç. Dr. Evrim Ergün, Dr. Gökhan Okur, Dr. Aysel Mirkasimova, Dr. Raif Kızıl, Selçuk Yalovalı ve her sergimize katılan Serkan İlseven ile Vedia Okutan’a teşekkürlerini ileterek sözlerini bitirdi.

Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi ile İş Kadınları Derneği İş Birliğinde Gerçekleştirilecek Eğitim Seminerleri Dizisi Başlıyor

Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi’nin ile İş Kadınları Derneği iş birliğinde, ‘Dijital Çağda Fikirler Dönüşüyor, Gelecek Şekilleniyor’ sloganıyla gerçekleştirilecek eğitim seminerleri dizisi başlıyor. “Girişimcilik ve İnovasyon”, “Dijital Yaşama Uyum ve Geçiş”, “İletişim”, “Dijital Yaşamam Hazır Mıyız?”, “Dijital Yaşam ve İş Becerileri Gelişimi”, “Proje Yönetimi”, “Tasarım Odaklı Düşünme” ve “Kariyer Planlama” konularının ele alınacağı eğitim seminerleri, 5 Temmuz – 5 Ağustos tarihleri arasında her hafta, Pazartesi ve Perşembe günleri saat 19.00’da gerçekleştirilecek. Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Özgören ile Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi Başkanları Prof. Dr. Zehra Altınay ve Prof. Dr. Fahriye Altınay moderatörlüğünde gerçekleştirilecek seminerlere isteyen herkes ücretsiz olarak katılabilecek. Prof. Dr. Murat Özgören: “Seminerler dizisi, kadın girişimcilerin dijital dünyaya uyumuna büyük katkı sağlayacak” Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezi Yönetim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Murat Özgören, girişimcilerin dijitalleşen dünyanın dışında kalarak var olamayacağını vurgulayarak, özellikle kadın girişimcilerin bu yeni döneme uyum sağlamalarına önemli bir katkıda bulunacak eğitim seminerlerini düzenleyen İş Kadınları Derneği ve Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi, başkan ve üyelerini tebrik etti. Selin Candemir: “8 farklı konudaki seminerler başta kadınlar olmak üzere kendini geliştirmek isteyen herkese açık olacak” Seminer dizisinin proje ortağı olan İş Kadınları Derneği Başkanı Selin Candemir, iş birliği için Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezine teşekkür ederek, “1 ay sürecek seminerler dizisinin başta kadınlar olmak üzere kendini geliştirmek isteyen herkese açık olduğunu söyledi. Selin Candemir, özellikle pandemi sürecinin, dijitalleşmenin yaşamın her alanında merkezde olacağını gösterdiğini vurgulayarak, “Kendini yenilemeyen birey ve ülkeler gerek sosyal gerekse ekonomik hayatın gerisinde kalacaklar” ifadesini kullandı. Sekiz farklı eğitim seminerinin çevrimiçi ortamda ücretsiz olarak gerçekleştirileceğini ve kendini geliştirmek isteyen herkesin katılımına açık olacağını vurgulayan Selin Candemir, “Toplumu dönüştürme ve geliştirme gücüne sahip olan kadınlarımızın, iş yaşam koşullarına uyum sağlama becerilerinin geliştirilmesi ve entelektüel sermaye potansiyelinin artırılmasını hedefleyen eğitim seminerlerine yoğun bir ilgi var” dedi. Prof. Dr. Zehra Altınay: “Merkezine dijitalleşmeyi alan eğitim seminerleri ile birçok katılımcının hayatına dokunarak toplumsal ve ekonomik gelişime katkıda bulunacağımıza inanıyoruz” Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkez Başkanı Prof. Dr. Zehra Altınay da, sinerji yaratan inovatif adımlar atarak toplumu dönüştürmek amacıyla hayata geçirdikleri işbirliği için İş Kadınları Derneği Başkanı Selin Candemir ve kurul üyelerine teşekkür etti. Yakın Doğu Üniversitesi Toplumsal Araştırma ve Geliştirme Merkezi olarak topluma dokunan ve değer katan projeler oluşturmak için çalıştıklarını söyleyen Prof. Dr. Altınay, “Merkezine dijitalleşmeyi alan eğitim seminerleri ile de birçok katılımcının hayatına dokunarak toplumsal ve ekonomik gelişime katkıda bulunacağımıza inanıyoruz” ifadesini kullandı.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde Kapalı Yöntemle Gerçekleştirilen Mide Ameliyatında İnce Bağırsaktan Yeni Mide Yapıldı

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde dünyada sayılı merkezde yapılabilen bir operasyon daha gerçekleşti. Mide kanserine yakalanan 42 yaşındaki Zarif Hacıküçük’ün midesi ile mideyi besleyen ana damarı kaplayan tümör çok yüksek riskli bir operasyonla çıkarıldı. Kapalı yöntemle gerçekleştirilen operasyon sırasında tamamı alınan midenin yerine ince bağırsaktan yeni mide yapıldı. Hastalıkla ilgili ilk belirtilerin yutkunma zorluğu, devamında ise kusma ile kendini gösterdiğini ifade eden 42 yaşındaki Zarif Hacıküçük; “Yediklerim mideme inmiyordu. Ne yesem çıkarıyordum. Hastaneye bu şikayetle başvurdum” dedi. İlk muayenesi Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin gastroenteroloji polikliniğinde gerçekleştirilen Zarif Hacıküçük’e radyolojik, endoskopik ve patolojik tetkikler sonucu mide kanseri tanısı kondu. İlk adım onkolojik tedavi Tanı sonucu gerçekleştirilen tıbbi konseyde hastanın tedavisine onkoloji polikliniğinde kemoterapi tedavisi ile başlanması kararı alındı. Zarif Hacıküçük, onkolojik tedavi sürecini şöyle anlatıyor; “Operasyon öncesi başlanan kemoterapi ve ilaç tedavisi kısa sürede olumlu etkilerini gösterdi. Artık yemeklerimi yiyebiliyordum. Kusma şikayetim tamamen ortadan kalkmıştı. Her geçen gün kendimi daha iyi hissediyordum” 5 aylık kemoterapi tedavisi sonrası tümörü oldukça küçülen Zarif Hacıküçük, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı uzmanı Dr. Ahmet Soykurt tarafından ameliyata alındı. Laparoskopik, yani kapalı yöntemle gerçekleştirilen uzun ve zorlu operasyon başarıyla tamamlanmadı. İnce bağırsaktan yeni mide yapıldı Mide kanseri nedeniyle hastaya laparoskopik “total gastrektomi lenf nodu diseksiyonu” ameliyatı yapıldığını söyleyen Uzm. Dr. Ahmet Soykurt açıklamalarını şöyle sürdürdü; “Tümör midenin içini, dışını ve mideyi besleyen ana damarı kaplamıştı. Hastanın sağlığına kavuşması tümörün tamamen çıkarılmasına bağlıydı. Bu yönde riskli bir ameliyat gerçekleştirildi. Başarılı bir operasyonla midenin tümü ve çevresindeki lenf nodları çıkarıldı. İnce bağırsağın bir bölümü ile yeni bir mide oluşturularak, yemek borusuna bağlandı.” Laparoskopik Yöntemle Mide Kanseri Ameliyatları Dünyada Sayılı Merkezde Gerçekleştiriliyor Tüm tanı, tetkik ve tedavi süreci Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde gerçekleştirilen Zarif Hacıküçük, “Doktorlarım sayesinde hastalığıma kısa sürede doğru teşhis kondu. İlk aşamada uygulanan ilaç tedavisiyle iyileşme süreci ile ilgili çok önemli bir ilerleme kaydedildi. Böylece ameliyat şansım doğdu. Şu anda kendimi iyi hissediyorum. Beni hayata bağlayan Uzm. Dr. Ahmet Soykurt’a, Prof. Dr. Abdulvahit Yükselen’e ve Uzm. Dr. Ömer Diker’e ayrı ayrı çok teşekkür ederim. Onların deneyimleri, bilgileri ve doğru kararları sayesinde sağlığıma kavuşuyorum” ifadelerini kullandı. Laparoskopik yöntemle yapılan bu ameliyatın dünyada çok az sayıda merkezde gerçekleştirilebildiğini belirten Uzm. Dr. Ahmet Soykurt ise son olarak “İleri laparoskopik cerrahi deneyim gerektiren bir ameliyattı. Tam teşekküllü Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde, tanı ve tedavi için gerekli tüm donanımın bulunması hastamızın kısa sürede sağlığına kavuşmasına büyük katkı sağladı” açıklamasında bulundu.

Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 375’inci sergisi, 6 Temmuz Salı günü, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu tarafından Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda Açılacak

Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin 14 öğretim elemanı tarafından Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için hazırlanan “Güzel Sanatlar Öğretim Elemanları Karma Sergisi”, Milli Eğitim ve Kültür Bakanı Olgun Amcaoğlu tarafından Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda açılacak. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 375’inci sergisi Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği 375’inci sergi olan karma sergi, 14 sanatçının 40 eserinden oluşuyor. Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda 6 Temmuz Salı günü saat 09.00’da açılacak sergi, 30 Temmuz’a kadar ziyarete açık olacak. Sergide sanatçıların yağlı boya, akrilik, stencil (şablon) ve heykel eserleri yer alacak. Doç. Dr. Erdoğan Ergün: “Sanat ortamının, iyileştirici ve dönüştürücü gücünün görünür olması ve kitlelere ulaşabilmesini çok değerli buluyoruz.” Serginin küratörlüğünü de yapan Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı Doç. Dr. Erdoğan Ergün, 14 sanatçının eserlerini bir araya getirecek olan Güzel Sanatlar Karma Sergisi’nin, Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 375’inci sergisi olduğuna vurgu yaparak, “Kurucu rektörümüz Sayın Dr. Suat Günsel hocamızın ‘Sanattır insanlığın tanımı’ sözünden hareketle, KKTC’de ciddi boyutta ivme kazanan sanatsal üretim sonucunda düzenlenen bu sergiler, ülkemizde bir kültür hayatı inşa ederken pandemi günlerini yaşadığımız bu dönemde insanlara umut ve nefes oluyor” ifadesini kullandı. “Sanat ortamının, iyileştirici ve dönüştürücü gücünün görünür olması ve kitlelere ulaşabilmesini çok değerli buluyoruz” diyen Doç. Dr. Ergün, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi’nin tüm öğretim elemanlarına sanatsal çalışmalarından ve üretimlerinden dolayı teşekkür etti. Doç. Dr. Erdoğan Ergün, bütün sanatseverleri 30 Temmuz’a kadar Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonunda açık olacak karma sergideki eserleri görmeye davet etti.

MÜSİAD Üyeleri KKTC’de GÜNSEL’i Test Etti

Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Üyeleri, KKTC’nin yerli ve milli otomobili GÜNSEL’i evinde ziyaret etti. Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) üyeleri, Lefkoşa’da açılan MÜSİAD KKTC’nin şube açılışı için geldikleri Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde GÜNSEL’i ziyaret etti. Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsünde bulunan sürüş alanında GÜNSEL’in ilk modeli B9 ile test sürüşü gerçekleştiren MÜSİAD Üyeleri, üretim tesislerini de gezerek aracın özellikleri ve seri üretim hazırlıkları ile ilgili de detaylı bilgiler aldı. Kasım 2020’de İstanbul’da düzenlenen MÜSİAD EXPO fuarında, Türkiye tanıtımı yapılan GÜNSEL, büyük bir beğeni toplamıştı. Yakın Doğu Üniversitesi bünyesinde Türk mühendis ve tasarımcıların 1,2 milyon saat emekle geliştirdiği KKTC’nin yerli ve milli otomobili GÜNSEL’de seri üretim için hazırlıklar sürüyor. Bu ay içerisinde açılışı yapılacak olan ikinci faz üretim tesisi ile birlikte GÜNSEL Üretim Tesisleri, 35 bin metrekarelik toplam kapalı alana ulaşacak. Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel ve Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği Başkanı Abdurrahman Kaan, MÜSAİD’ın gerçekleştirdiği GÜNSEL ziyareti ile ilgili açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: “KKTC’nin yerli otomobilini üretmek için çıktığımız yolda Türkiyemizin manevi desteğini her zaman yanımızda hissettik.” “Türkiye iş dünyasının önemli bileşenlerinden Müstakil Sanayici ve İşadamları Derneği’ni evimizde ağırlamaktan büyük bir mutluluk duyuyoruz” diyen Yakın Doğu Oluşumu Mütevelli Heyeti ve GÜNSEL Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “KKTC’nin yerli otomobilini üretmek için çıktığımız yolda Türkiyemizin manevi desteğini her zaman yanımızda hissettik. MÜSİAD’ın ziyaretini bu anlamda son derece anlamlı ve değerli buluyoruz” ifadelerini kullandı. KKTC’de otomobil üretme hayallerini ilk kez 2016’da MÜSİAD Expo’ya katılarak yüksek sesle dile getirdikleri söyleyen Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, Kasım 2020’de yine MÜSİAD Expo’da GÜNSEL B9’un Türkiye’deki ilk test sürüşlerini gerçekleştirdiklerini hatırlattı. Lefkoşa’da açılışı yapılan MÜSİAD KKTC Şubesi’nin Türkiye ve KKTC arasındaki ekonomik iş birliğine büyük bir katkıda bulunacağına inandığını söyleyen Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “Kıbrısımıza hoş geldiniz” dedi. Abdurrahman Kaan: “GÜNSEL, KKTC’nin en önemli üretim markası olarak ülke sanayisinin gelişiminde lokomotif olacak.” MÜSİAD Genel Başkanı Abdurrahman Kaan ise “KKTC’nin yerli otomobili GÜNSEL’i daha önce de evinde ziyaret ederek test etme fırsatım olmuştu. Bugün Türkiye’nin birçok kentinden üyemiz iş insanlarıyla birlikte yeniden GÜNSEL’de olmak ve gelinen son aşamayı yerinde görmek bizler için çok anlamlı oldu” ifadesini kullandı. GÜNSEL’in KKTC’nin en önemli üretim markası olarak ülke sanayisinin gelişiminde lokomotif olacağını söyleyen Abdurrahman Kaan, ağırlıklı olarak ithal edilen otomobillerin ülkede üretilmesini sağlamanın yanında, hem TOGG hem de GÜNSEL’in Türk dünyasının küresel yüzleri olarak ihracat ve istihdam başta olmak üzere ülke ekonomilerine ciddi katkı sağlayacağını vurguladı. Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’ne MÜSİAD KKTC’nin şube açılışını gerçekleştirmek için geldiklerini hatırlatan Kaan, “Burası bizim kardeş vatanımız, ‘daha nasıl faydalı olabiliriz’ kısmında çok güzel şeylere vesile olabileceğimizi düşünüyoruz. KKTC’nin turizm başta olmak üzere, ulaşım, acentecilik, güneş enerjisi, mobilya, narenciye ve süt sektörü olmak üzere ciddi potansiyel taşıdığını gördük. Doğru politika ve planlamalarla, ilişkilerin de çeşitlendirilmesiyle iş birliklerimizin daha da büyüyeceğini düşünüyoruz. Şubemizin Türkiye ve KKTC iş dünyasına hayırlar getirmesini diliyorum” dedi.

Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisi, Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Eroğlu Canaltay Tarafından, Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde Açıldı

Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Eroğlu Canaltay’ın Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılışını yaptığı Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisi, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Öğretim Elemanları Doç. Dr. Yücel Yazgın, Yrd. Doç. Dr. Mine Okur, Dr. Gökhan Okur, Dr. Raif Kızıl ve Selçuk Yalovalı’nın Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için yaptığı 20 eseri bir araya getiriyor. Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği 374’üncü sergi olan “Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisi” Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde 16 Temmuz 2021 Cuma gününe kadar ziyaret edilebilecek. Halil Günsel Kültür ve Kongre Merkezi’nde yapılan açılış töreninde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Canaltay Eroğlu, Yakın Doğu Oluşum Müzeler Daire Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul ile Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Erdal Aygenç birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından Yeniboğaziçi Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde açılış kurdelası kesilerek eserler ziyarete açıldı. Resmiye Eroğlu Canaltay: “Yakın Doğu Oluşumu’nun yaptığı onca güzel şey arasında belki de en güzeli sanatla ruhumuza dokunması” Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisinin açılış töreninde yaptığı konuşmaya “Bir ülkenin tanınır bilinir ve gelişmiş olmasındaki en büyük etkilerinden biri de o ülkenin sanata verdiği önemdir” vurgusuyla başlayan Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Eroğlu Canaltay, “Yakın Doğu Ailesinin sanata verdiği önemi bugün bir kez daha görüyor ve bu güzel anı beraber paylaşıyoruz” ifadesini kullandı. “Yaklaşık iki yıldır tüm dünya ile birlikte COVİD-19 ile mücadele ediyoruz ve bu mücadele sırasında ekonomik, sosyal, ruhen ve fiziken yıprandık” diyen Bakan Eroğlu Canaltay,” Bu dönemi atlatırken insanların kendi iç dünyalarına dönerek, ruhlarını besleyip kendilerini iyileştirmeleri gerekli. Bunun en güzel yolu ise sanatla iç içe olmaktır. Sanatın iyileştiremeyeceği birşey yoktur” dedi. Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanı Resmiye Eroğlu Canaltay, “Yakın Doğu Oluşumu’nun yaptığı onca güzel şey arasında belki de en güzeli sanatla ruhumuza dokunması. Bugün burada açılışını yaptığımız sanat sergisi ile bizlerle buluşturarak, içinde bulunduğumuz tüm negatifliklerden bir anlık bile olsa kurtulmamızı sağlayan Yakın Doğu Üniversitesi’ne çok teşekkür ediyorum” ifadesiyle sözlerini sonlandırdı. Prof. Dr. Ali Efdal Özkul: “Yakın Doğu Oluşumu olarak bizlerin en önemli misyonlarından biri sanat ve müzecilik aracılığıyla Kıbrıs Türk toplumunu dünya ile buluşturmaktır” “Yakın Doğu Oluşumu olarak bizlerin en önemli misyonlarından biri sanat ve müzecilik aracılığıyla Kıbrıs Türk toplumunu dünya ile buluşturmaktır” diyen Yakın Doğu Oluşum Müzeler Daire Başkanı Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, “Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin 374’üncü sergisi olan Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisi’ni Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsü Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi’nde sanatseverlerle buluşturmanın mutluluğunu yaşıyoruz” dedi. Sanatın evrensel olduğunu ve bütün sınırları aşarak hiç bir engel tanımadığını söyleyen Prof. Dr. Özkul, “Sanat, bilim, teknoloji, kültür ve tarihi birleştirdiğimiz müzelerimiz aracılığıyla Kıbrıs Türk toplumunu dünya ile buluşturmaktan mutluluk duyuyoruz” ifadesini kullandı. Yakın bir dönemde Bayındırlık ve Ulaştırma Bakanlığı ile işbirliği içerisinde kuracakları Denizcilik Tarihi Müzesi’nin de ülke sembollerinden birine dönüşeceğini söyleyen Prof. Dr. Özkul, “Kendisi de adeta tarihin bir parçası olan ve son 27 yılını Yakın Doğu Üniversitesi ve Girne Üniversitesi’nde eğitim ve araştırma gemisi olarak dünya denizleri için onlarca kaptan yetiştirerek geçiren 66 yaşındaki TEAL Gemisi, Denizcilik Tarihi Müzesi olarak ülke sanatına hizmet edecek” ifadesini kullandı. Yakın Doğu Yeniboğaziçi Kampüsün’nün bölgenin eğitim, sanat ve sağlık merkezi haline geldiğine de vurgu yapan Prof. Dr. Ali Efdal Özkul, Yeniboğaziçi Büyük Kütüphane Güzel Sanatlar Galerisi ve Halil Günsel Kültür ve Kongre Merkezi Sergi Salonununda yeni sergiler açmaya devam edeceklerini söyledi. Prof. Dr. Erdal Aygenç: “Dile kolay 374’üncü sergimizi açıyoruz. Bu sayının ardında yılları aşan birikim, yüzlerce sanatçı emeği ve bütün bunları kucaklayan, ülkenin geleceğini inşa eden bir zeka ve vizyon yatıyor” Yakın Doğu Güzel Sanatlar Baskı Resim Sergisi’nin Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin düzenlediği 374’üncü sergisi olduğunu belirten Prof. Dr. Erdal Aygenç, “Dile kolay 374’üncü sergimizi açıyoruz. Baktığınızda beş hece, üç sayıdan oluşuyor. Söylemesi de çok kolay; 374. Ancak bu salt bir rakam değildir. Arkasında yılları aşan birikim, yüzlerce sanatçı emeği ve bütün bunları kucaklayan, ülkenin geleceğini inşa eden bir zeka ve vizyon bulunmaktadır” ifadesini kullandı. Prof. Dr. Aygenç, İsviçreli arkeolog, tarihçi ve fotoğrafçı Waldemar Deonna’nın “Sanatçı ancak kendini anlayabilecek dereceye gelmiş bir toplum üzerinde etkili olur” sözünü hatırlatarak, “Açılan ve açılacak olan bunca sergi, kurulan ve kurulmakta olan müzeler, toplumu sanatla buluşturan, onun kültürünü yükseltmeyi amaçlayan, tam da Deonna’nın sözleri ile örtüşen bir vizyonun eseridir. Bu vizyonun sahibi Kurucu Rektörümüz Dr. Suat İrfan Günsel’e, Günsel Ailesine ve Yakın Doğu Oluşumuna teşekkür ediyorum” dedi.

Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” Projesinin Sonuçları Korkutuyor: Çocukların Yüzde 61’i İnternet ve Oyun Bağımlısı…

Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YABEM) ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonunun, belediyeler ve Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü ile iş birliği içinde yürüttüğü “Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçları açıklandı. Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi (YABEM) ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu öncülüğünde, Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü, Gönyeli Belediyesi, Girne Belediyesi, Değirmenlik Belediyesi, Beyarmudu Belediyesi ve Lefkoşa Türk Belediyesi’nin desteği ile hayata geçirilen “Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçları Yakın Doğu Üniversitesi’nde gerçekleştirilen basın toplantısı ile açıklandı. “Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesi kapsamında pek çok okulda öğretmen, öğrenci ve ebeveynlere yönelik eğitimler düzenlenerek, çocuklardaki teknoloji kullanımının boyutlarını ölçen anket ve araştırmalar gerçekleştirildi. Eğitimlere 66 ebeveyn, 271 öğretmen ve 978 öğrenci katıldı KKTC’nin 5 farklı bölgesinde gerçekleştirilen eğitimlere 66 ebeveyn, 271 öğretmen ve 978 ortaokul ve lise öğrencisi katıldı. “Çocuklarımızı sanal düşmandan koruyoruz!” eğitimleri Bilgisayar ve Öğretim Teknolojileri ve Psikolojik Danışma ve Rehberlik alanından 3 uzman tarafından yürütüldü. Eğitimlerde sanal ortamlardaki tehlikelerle ilgili bilgiler aktarılarak, çocukların sanal düşmanlardan korunması için bilinçlendirme çalışmaları yapıldı. Ayrıca, “siber zorbalık, siber avcılar, gizli bilgileri yayınlama, kimlik avı, dolandırıcılık, kötü amaçlı yazılımlar, bilgi güvenliği ve ihlali, kişisel veriler ve kişisel bilgi güvenliği, aile koruma yazılımları, sosyal paylaşım ağlarında ayarlar” konularında da eğitimler verilerek farkındalık yaratıldı. “Çocuklarımızı sanal düşmandan koruyoruz!” projesi üç aşamada gerçekleştirildi. 3 Kasım 2020’de başlayan ilk aşamada ebeveynlere yüz yüze eğitimler verilerek sonrasında çocuklarının internet kullanım düzeyleri, internet bağımlılık durumları ve çocuklarının internet kullanımına yönelik yaşadıkları sorunları belirlemeyi amaçlayan anket çalışmaları yapıldı. Projenin ikinci aşamasında ise öğretmenler hedeflendi. 8 Şubat 2021’den itibaren farklı branşlardan öğretmenler ile eğitim ve anket çalışmaları gerçekleştirildi. Projenin üçüncü ve son aşamasında ise öğrencilerin bilgisayar oyun bağımlılık düzeylerini belirlemeye yönelik çalışmalar yapılarak öğrencilerden toplanan veriler, istatistiksel analizlere dönüştürüldü. Çocukların yüzde 84,6’sı interneti aktif kullanıyor Araştırmaya katılan anne ve babaların tamamı çocuklarının interneti aktif bir şekilde kullandığını söyledi. Yüzde 84,6’sı ise çocuklarının interneti aktif bir şekilde kullandığını söyledi. Asıl dikkat çekici verilerden biri ise internet kullanımına ayrılan günlük zaman. Çocukların yüzde 61,3’ü interneti, günde üç saat ve üzerinde kullanıyor. Çocuklar interneti akademik çalışma, iletişim kurma, yeni arkadaşlar edinme, müzik dinleme, sosyal medya kullanma, film, belgesel, video izleme ve oyun amacıyla kullanıyor. Ancak günlük internet kullanım süresi üç saati aşan çocuklar, interneti oyun oynamak için daha yoğun kullanıyor. Sonuçlar korkutuyor! Araştırmaya katılan ailelerin yüzde 51,9’u çocuklarının internet kullanımına ayırdığı sürenin çokluğundan rahatsız oluyor ve bu süreyi sınırlama yoluna başvuruyor. Yüzde 55,8’i de çocuklarının kendileri ile zaman geçirmek yerine internette zaman geçirmeyi tercih ettiğini ve yüzde 44,2’si çocukların internete girmek için günlük işlerini aksattıklarını düşünüyor. Projenin ortaya koyduğu sonuçlara göre öğretmenlerin yüzde 61,8’i öğrencilerinin büyük kısmının oyun bağımlısı olduğuna inanıyor. Bu durumun öğrencilerin ruhsal ve fiziksel sağlığı ile sosyal ilişkilerine zarar verdiğini düşünüyor. Araştırmaya katılan öğretmenler, oyun bağımlılığının öğrencilerde, uykusuzluk, dikkat dağınıklığı, unutkanlık, yorgunluk, akranları ile etkili iletişim kuramama, uyumsuzluk, hırçınlık, sabırsızlık gibi problemlere neden olduğunu düşünüyor. İnternet kullanımının haftada 8 ila 10 saatin üzerinde olması bağımlılığa işaret ediyor. Araştırma sonuçlarına göre ise çocukların büyük bir bölümü internette günde 3, haftada 21 saatten fazla zaman geçiriyor. “Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçlarının açıklandığı toplantıda Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu da birer konuşma yaptı. Doç. Dr. Murat Tüzünkan: “Çocuklarımızın sosyalleşebilmesi ve siber zorbalığa maruz kalmaması için anne-babalara önemli görevler düşüyor’’ Teknoloji kullanımının hayatın her alanında arttığını vurgulayan Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, bu durumun çocuklarda ciddi bir şekilde internet ve oyun bağımlılığı oluşmasına ve sosyallikten uzaklaşmalarına neden olduğunu vurguladı. Doç. Dr. Tüzünkan, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi ve Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu’nun birçok belediyenin desteği ile yürüttüğü “Çocuklarımızı Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçlarının da bu gerçeği çarpıcı bir şekilde ortaya koyduğunu söyledi. COVİD-19 salgını nedeniyle eğitimin online şeklinde yürütülmesinin, çocukların bilgisayar, tablet ve benzeri cihazların başında geçirdiği zamanı ciddi oranda artırdığını hatırlatan Doç. Dr. Murat Tüzünkan, çocukların teknoloji kullanımını daha bilinçli kullanabilmesi için ailelere ve öğretmenlere büyük sorumluluklar düştüğünü ifade etti. Hasan Karaokçu: “Anne babalar, çocuklarını teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak konusunda yetersiz kalabiliyor ve onları takip edemiyor” Teknoloji bağımlılığının günümüzde en az madde bağımlılığı kadar ciddi sonuçlar yaratabilecek bir bağımlılık türü haline geldiğini söyleyen Başbakanlık Uyuşturucuyla Mücadele Komisyonu Başkanı Hasan Karaokçu, “Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz projesi ile ailelerde, öğretmenlerde ve çocuklarda konuyla ilgili farkındalık yaratmayı ve sorunun boyutlarını ortaya koymayı amaçladık” ifadesini kullandı. “Anne babalar, çocuklarını teknolojinin olumsuz etkilerinden korumak konusunda yetersiz kalabiliyor ve onları takip edemiyor” diyen Karaokçu, farkındalığı arttırmak için bilim ve eğitimden destek aldıklarını söyleyerek Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi’ne katkılarından dolayı teşekkür etti. Doç. Dr. Çiğdem Hürsen: “Anket sonuçları korkunç derecede bir bağımlılığı gözler önüne seriyor’’ Konuşmasında “Çocukları Sanal Düşmandan Koruyoruz” projesinin sonuçlarına değinen, Yakın Doğu Üniversitesi Yaşam Boyu Eğitim Merkezi Müdürü Doç. Dr. Çiğdem Hürsen, ülke genelinde yürüttükleri proje ile ebeveyn, öğretmen ve öğrencilere ulaşarak internet ve oyun bağımlılığının boyutları ile ilgili önemli sonuçlara ulaştıklarını söyledi. “Öğretmenlerin yüzde 80’ni, internet ve oyun bağımlısı olduğunu düşündükleri öğrencilerinin sınıf içerisinde problemli bir şekilde davrandığını, arkadaşlarıyla etkili bir iletişim kuramadığını bu durumun akademik başarılarını da olumsuz etkilediğini düşünyor” diyen Doç. Dr. Hürsen, “Yaptığımız araştırmalar, ailelerin çocuklarının internet kullanımı konusunda yeterince bilgisi olmadığını ortaya koyuyor” dedi. Doç. Dr. Hürsen, çocukların ise internet ortamında karşılaşabilecekleri tehlikelerin farkında olmadığına vurgu yapıyor. “İlkokuldan itibaren öğretim programlarına, internet ve oyun bağımlılığına karşı farkındalık kazandıracak içeriklerin eklenmesi gerektiğinin altını çizen Doç. Dr. Çiğdem Hürsen, “Çocukların sanal ortamda geçirdikleri süreyi azaltmanın yolu yasaklar veya sınırlamalardan geçmiyor. Çocukları, internette geçirdikleri zamanı dolduracak gerçek etkinliklere yönlendirmek gerekiyor. Sosyal aktiviteler, sanat, spor gibi dallarla çocukların desteklenmesi çok önemli. Bunun için ise veli-öğretmen işbirliği ile küçük yaşlardan itibaren çocukların ilgi ve yeteneklerinin ortaya çıkarılması için çaba sarfedilmeli” değerlendirmesini yaptı. Süreyya Geylan Gürdal: “Bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler, internet bağımlılığının çocuklarımız arasında ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösteriyor” Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı olarak ülke çocukları için böylesine önemli bir projenin bir parçası olmayı çok önemsediklerini söyleyen Milli Eğitim ve Kültür Bakanlığı Eğitim Ortak Hizmetler Dairesi Müdürlüğü temsilcisi Süreyya Geylan Gürdal da, “Proje kapsamında yürütülen bilimsel araştırmaların ortaya koyduğu veriler, internet bağımlılığının çocuklarımız arasında ne denli tehlikeli bir boyuta ulaştığını gösteriyor. Projeye katkı koyan bütün kurumların bu sorunun çözümü için geliştirilecek projelerde de iş birliği içerisinde çalışmaya devam etmelerini temenni ediyorum” ifadelerini kullandı.
tercih robotu