Telefon: +90 (392) 223 64 64 | [email protected]

Selfi Çekerken Şüphelendi, Beyninde Tümör Çıktı!

Beyin tümörüne bağlı kişilik değişikliği yaşayan Ajda Şengönüller Gürkanlar, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde sağlığına kavuştu. Daha çok psikolojik sebeplerle açıklanan duygu ve davranış değişikliklerine kimi zaman hiç beklenmedik fiziksel etkiler de neden olabilir. Son dönemde yaşadığı duygu ve davranış değişikliklerinin ardından geçirdiği nöbet sonrası Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne sevk edilen 53 yaşındaki 2 çocuk annesi Ajda Şengönüller Gürkanlar’ın yaşadığı duygu ve davranış değişikliklerine, beynindeki tümörün neden olduğu ortaya çıktı. Kafa tabanında, göz sinirleri ile hipofiz bezi yanına yerleşen tümör, Doç. Dr. Doğa Gürkanlar başkanlığındaki ekip tarafından gerçekleştirilen 8 saatlik operasyonla çıkarıldı. Operasyona bağlı görme kaybı ve koma riski yüksek olan Ajda Şengönüller Gürkanlar, hiçbir fonksiyon kaybına maruz kalmaksızın sağlıklı bir şekilde taburcu edildi. Doç. Dr. Doğa Gürkanlar: “Tümörün beynin farklı bölgelerine baskı yapması, hastada duygu ve davranış değişikliklerine neden olabilir.” Beynin vücuttaki yaşamsal fonksiyonların yanı sıra kişinin duyularını, duygularını ve hafızasını da yönettiğini hatırlatan Doç. Dr. Doğa Gürkanlar, “Beyinde oluşan tümörler, beyine bası yapmaları nedeniyle, bulundukları yere göre fiziksel anormalliklere neden olabilecekleri gibi duygu ve davranış değişikliklerine de neden olabilirler” dedi. Ajda Şengönüller Gürkanlar: “Evde zaman geçirmekten hoşlanan biri iken, dışarıda olmayı tercih eder hale geldim” 8 saatlik bir operasyonla beynindeki tümörden kurtulan Ajda Şengönüller Gürkanlar, yakın zamana kadar normal hayatına devam ederken son dönemde duygu halinde ve davranışlarında büyük bir değişim yaşadığını söylüyor. Ajda Şengönüller Gürkanlar yaşadığı değişimi şöyle anlatıyor: “Kokuları tam olarak alamadığımı fark ettim. Kalbim çok hızlı atmaya, hayatım çok hareketli olmaya başlamıştı. Evde zaman geçirmekten hoşlanan biri iken, dışarıda olmayı tercih eder hale geldim. Hiç olmadığım kadar hareketli ve pozitiftim.” Normalde duygusal bir mizaca sahip olduğunu söyleyen Ajda Şengönüller Gürkanlar, enerjik hissettiği günlerin ardından, duygu yoğunluğunda yakınları tarafından farkedilir ölçüde artış olduğunu belirtiyor: “Çöküntü ve mutsuzluk yaşar gibiydim. Her şeye çok çabuk kırılır hale geldim. İlerleyen yaşla gelen olgunluğa yordum. Daha sonra baş ağrılarım başladı.” Yaşadığı değişimi uyku ve yemek düzeninin olmayışına bağlayan Şengönüller Gürkanlar, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne gelinceye kadar beyninde tümör olduğundan habersiz bir şekilde bu şekilde yaşamaya devam ediyor. Ajda Şengönüller Gürkanlar: “Selfi çekerken kamera karşıyı gösteriyordu. Arabanın ön camını çektiğimi fark ettiğim anda donup kaldım” Ajda Şengönüller Gürkanlar hastaneye geliş sürecini ise şöyle anlatıyor; “Bir haftasonu çocuklarla dışarıya çıktık. Yol kenarında durduk. Arabada çocuklara hadi selfi çekelim dedim. O anda hiç sevmediğim şeyleri yapmaya başladığımı farkettim. Selfi çekerken kamera karşıyı gösteriyordu. Ancak arabanın ön camını çektiğimi fark ettiğim anda donup kaldım. Daha sonra arabayla yola devam ettik. Arabayı ben kullanıyordum. Yolda polis kontrolü vardı. Kızım polisle konuşurken istemsiz olarak 2 kez gaz pedalına bastım. Oğlum arabayı el frenini çekerek durdurabildi. Çocuklarım o anda donmuş gibi hareketsiz kaldığımı söylediler. Ben de kendimde halsizlik hissedince direksiyona kızım geçti. Hemen hastayeneye gittik. Orada büyük bir nöbet geçirdim. Daha sonra beni Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’ne sevk ettiler.” Mikrocerrahi yöntemle gerçekleştirilen ameliyatla sağlığına kavuştu Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yoğun bakıma alınan Ajda Şengönüller Gürkanlar’a, gerçekleştirilen tetkikler sonucu beyin tümörü teşhisi kondu. Sonrasında ise ameliyat kararı alındı. Beyin ve Sinir Cerrahisi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Doğa Gürkanlar başkanlığındaki ekip tarafından mikrocerrahi yöntemle ameliyat edilen hasta, 2 günlük yoğun bakım ve 1 haftalık yataklı servis izleminin ardından sağlıkla taburu edildi. 8 saatlik operasyon sonrası patoloji sonucu temiz gelen hasta, tedavisinin ameliyat olduğunu öğrendiğinde hissettiklerini şöyle anlatıyor; “Teşhis sonrası tedavi için ameliyat olmam gerektiği söylendiğinde kabullenmem zor oldu. Ailem ve doktorlarım uzun uğraşlar sonucu beni ikna etmeyi başardı. Kabul etmemekte direnseydim belki de şuan hayatta değildim. Ailem için mücadele ettim, savaştım. Doktorlarım sayesinde bu savaşı kazandım. Buraya çok üzgün ve kötü bir halde geldim ama bugün çok mutlu bir şekilde taburcu oluyorum.” Doç. Dr. Doğa Gürkanlar: “Operasyon sırasında yapılacak en ufak hata hastada görme kaybına, hormon bozukluklarına, hatta bitkisel hayatta kalmasına neden olabilirdi” Hastanın kafa tabanında, konum itibarıyla riskli bir bölgede yer alan 3,5cmx4cm büyüklüğündeki tümörün başarı ile çıkarıldığını söyleyen Doç. Dr. Doğa Gürkanlar, “Göz sinirleri ve hipofiz bezi yanına yerleşmiş tümörün çıkarılması sırasında yapılacak en ufak bir hata, hastada görme kaybına ve hormon bozukluklarına neden olabilirdi. Sahip olduğumuz deneyim ve hastanemizin teknolojik imkanları sayesinde hastamızı sağlıkla taburcu ettik” ifadelerini kullandı. Yeniden doğdum… Geçirdiği ameliyatla Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nde yeniden doğduğunu ifade eden Ajda Şengönüller Gürkanlar sağlığına kavuşmanın verdiği mutluluğu, “Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin bütün doktorlarına, hemşirelerine, tüm birimlerinde çalışan personeline gösterdikleri ilgiden dolayı çok teşekkür ederim. Kıbrıs’ta böyle bir hastane ve doktorlara sahip olmamız büyük şans. O kadar konforlu ve güven veren bir ortam ki taburcu olabileceğim söylendiğinde bir süre daha kalmak istedim. Bu hayatta benim daha yapacaklarım ve ideallerim var. Biraz yorgunum olmama rağmen kendimi iyi hissediyorum ve çok mutluyum” sözleriyle anlatıyor.

Yakın Doğu Üniversitesi Strateji ve Enerji Politikaları Araştırma Merkezi’nin 25 Mayıs’ta Düzenleyeceği Seminerde AB ve Doğu Akdeniz Tartışılacak

Yakın Doğu Üniversitesi Mükemmeliyet Merkezine bağlı araştırma merkezlerinden Strateji ve Enerji Politikaları Araştırma Merkezi (SEPAM) yeniden yapılanma süreci sonrasında ilk etkinliğini 25 Mayıs Salı günü AB ve Doğu Akdeniz’i tartışacağı seminerle gerçekleştirecek. Merkez Müdürlüğüne atanan Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Sait Akşit, SEPAM kapsamında disiplinlerarası bir yaklaşımla küresel ve bölgesel gelişmeleri irdeleyecek araştırma ve etkinlikler düzenleyeceklerini söyledi. İlk Seminerde AB ve Doğu Akdeniz Tartışılacak Doç. Dr. Akşit, konu öncelikleri arasında Doğu Akdeniz’in önemli bir yer tuttuğunu ifade ederek yeniden yapılanma sürecindeki ilk etkinliklerinde de bu konuya odaklanacaklarını söyledi. Çevrimiçi olarak gerçekleştirilecek ilk seminerin konuğu Nişantaşı Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Doç. Dr. Çiğdem Üstün olacak. 25 Mayıs Salı günü saat 13.00’te gerçekleştirilecek ve Yakın Doğu Üniversitesi Youtube kanalından yayınlanacak olan seminerde “AB ve Doğu Akdeniz” konusu tartışılacak. Doç. Dr. Sait Akşit son on yılda yaşanan gelişmelerin bölgedeki dengeyi ciddi şekilde sarstığına işaret ederek, özellikle Doğu Akdeniz enerji kaynaklarının paylaşımı ve egemenlik tartışmaları sonucunda yaşanan Türk-Yunan krizinin Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetimi tarafından uluslararasılaştırıldığını ve bir Türkiye-AB sorununa dönüştürüldüğünü vurguladı. Doç. Dr. Akşit, Yunanistan ve Kıbrıs Rum Yönetiminin Türkiye ve KKTC’ye karşı dışlayıcı bir yaklaşımla oluşturmaya çalıştığı ittifak zemininin kırılabilmesi için Türkiye’nin diplomatik çabalarını güçlendirerek bölge ülkeleri ile iş birliği çabası geliştirmesinin önemine işaret etti. Bu kapsamda, öncelikle Mısır ile ortak bir zeminde iş birliği mekanizmalarının oluşturulması ve uzun vadede İsrail ile olası iş birliği imkanlarının yaratılması bölgesel iş birliğinin daha kapsayıcı bir nitelik kazanması açısından önemli. Doç. Dr. Akşit, Türkiye ve KKTC yetkililerinin de olumlu baktığı AB’nin bölgesel konferans önerisinin halen masada olduğunu hatırlatarak bölge ülkelerinin zayıf bir olasılık olsa da bir araya gelmesinin bölge için olumlu bir gelişme olacağını ifade etti. AB’nin Doğu Akdeniz’deki rolünün irdelenmesinin Türkiye-AB ilişkilerinin geleceği açısından da önem arz ettiği belirten Doç. Dr. Akşit iş birliği mekanizmalarının geliştirilmesinin KKTC ve Türkiye’nin bölgesel etkinliği ve refahı açısından gerekli olduğunu söyledi. Seminerler Devam Edecek Doç. Dr. Akşit bölgesel ve küresel dinamik ve gelişmeler ile ilgili SEPAM seminerlerinin devam edeceğini ve düzenlenecek etkinliklerle bölgesel sorunları farklı bakış açılarıyla ele alarak KKTC ve bölgedeki kurum ve karar vericilere katkı sağlayacak bilimsel ve akademik bilgi üretmeyi amaçladıklarını belirtti.

Dr. Suat Günsel Girne Koleji, Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın Katılımıyla Düzenlenecek Törenle 26 Mayıs Çarşamba Günü Açılacak

Yakın Doğu Oluşumu’nun 43 yıllık köklü ve nitelikli eğitim anlayışı Lefkoşa ve Yeniboğaziçi’nin ardından Girne’nin çocuklarıyla buluşuyor. Kreş, okul öncesi, ilköğretim, ortaokul ve liseyi aynı kampüste buluşturan Dr. Suat Günsel Girne Koleji, 26 Mayıs 2021 Çarşamba günü saat 09.00’da Cumhurbaşkanı Ersin Tatar’ın katılımıyla gerçekleşecek görkemli bir törenle açılacak. Törene Başbakan Ersan Saner de katılacak. Kreşten üniversiteye kadar yaşam boyu eğitim yolcuğu sunan Yakın Doğu Oluşumu, en son eğitim teknolojilerinin yer aldığı sosyal ve güvenli kampüslerde sürdürülen çift dilli eğitim, üçüncü yabancı dilde Fransızca, bilim, spor ve sanat çalışmalarıyla akademik olarak donanımlı, yabancı dile hakim, aydın ve yaratıcı düşünebilen dünya vatandaşı bireyler yetiştiriyor. Dr. Suat Günsel Girne Koleji’ne kayıtlar sürüyor… Yenilikçi eğitim modeli, teknolojik altyapısı ve güçlü eğitim kadrosu ile geleceğin nesillerini yetiştiren Yakın Doğu Koleji’nin eğitim misyonunu Girne’ye taşıdığı Dr. Suat Günsel Girne Koleji’ne öğrenci kayıtları devam ediyor. Dr. Suat Günsel Girne Koleji’ne öğrenci kayıtları, kapmüs içerisinde yer alan kayıt merkezinden yapılabiliyor. 054 885 16511 no’lu telefondan da detaylı bilgi almak mümkün. Cambridge University Press işbirliği ile “çift dilli” eğitim, üçüncü dil Fransızca… Dr. Suat Günsel Girne Koleji’nde yabancı dil eğitimi temelden başlayacak. Okul Öncesinde, Cambridge University Press ile işbirliği çerçevesinde yürütülen “Çift Dilli” eğitim uygulaması ile sınıflarda bir Türk anaokulu öğretmeni ve anadili İngilizce olan (native speaker) bir anaokulu öğretmeni ile Türkçe ve İngilizce ders anlatımı eş zamanlı olarak yapılacak. Öğrencilerin farklı kültür ve dillerle erken yaşlarda tanışması amacıyla Fransızca da ikinci yabancı dil olarak eğitim müfredatında yer alıyor. Çocuklarımız eğitim hayatına mindfulness, bilim atölyesi ve değerler eğitimi ile başlıyor… Dr. Suat Günsel Girne Koleji’nde mindfullnes çalışmaları okul öncesi eğitim müfredatının bir parçası haline getirildi. Yoga-Mandala ve Mindfulness Atölyesi ile aile-çocuk bağını güçlendirecek etkinlikler düzenlenecek. Bilimin eğlenceli bir hale getirilerek sevdirildiği bilim atölyesi ise yaş gruplarına uygun atölye etkinlikleri ile çocuklar yeni bilimsel kavramlarla tanışacak. Robotik kodlama, bilgi teknolojileri ve yazılım dersleri de 3 yaştan itibaren veriliyor. Çocukların ilköğretime en iyi şekilde hazırlanacağı Okul Öncesinde, aşamalı olarak sembol çalışmaları, ses çalışmaları ve anlama-anlatım çalışmalarından oluşan okuma yazma hazırlık programı da uygulanacak. Çocukların akademik gelişimleri sırasında sevgi, saygı, işbirliği, barış, sorumluluk, paylaşma, sabır, dürüstlük gibi “temel değerleri” tanımaları için “değerler eğitimi” de eğitim müfredatında yer alacak. İlkokuldan liseye güçlü bir yabancı dil eğitimi… Dr. Suat Günsel Girne Koleji’nde okul öncesinde başlayan yabancı dil eğitimi Cambridge Üniversitesi ile yapılan iş birliği ile ilkokul da devam edecek. Cambridge International Primary programıyla İngilizce dersleri haricinde matematik, fen ve bilgisayar dersleri de İngilizce olarak işlenecek. Doğru yapılandırılmış dil eğitimi ile müzik, resim, beden eğitimi ve sanat gibi diğer disiplinlerle işbirliği yaparak İngilizce eğitim ile ana dil harmanlanarak çocukların, anadili olan Türkçe’yi doğru kullanması, Türkçe kadar İngilizceyi de ana dili kadar konuşabilmeleri sağlanacak. Sağlam bir İngilizce alt yapısı ile donatılacak öğrencilere, üçüncü dil olarak da Fransızca sunulacak. Almanca ise kolej kısmında bu seçeneğe eklenecek. İngilizce’yi en üst düzeyde öğretmeyi amaçlayan eğitim misyonu ve uluslararası alanda tanınan ve kullanılan EDEXCEL sınav merkezi olması ile Girneli öğrencilere yurt dışında okumanın kapıları açılacak. Dr. Suat Günsel Girne Koleji, tüm dünyada kabul gören ve yurt dışında eğitim almak için gerekli olan IELTS, SAT ve TOEFL gibi sınavlara da öğrencilerini hazırlayacak. Uluslararası Cambridge Sınav Merkezi tarafından akredite edilen Dr. Suat Günsel Girne Koleji, Türkiye, Kıbrıs ve diğer ülkelerde geçerliliği olan IGCSE ve A-Level sınavlarını yapan en prestijli sınav merkezlerinden olan Uluslararası Cambridge Sınav Merkezi’nin ILS (International Lower Secondary) bilgisayar sınav müfredatı ile Pearson-Edexcel sınav merkezlerinin Fen ve Matematik müfredatlarını takip edecek. Yaşamı algılama ve sosyal becerilerin yükseltileceği bir kampüs… Öğrencilerin sosyal ve kültürel yönlerini geliştirecek bir kampüs olacak olan Dr. Suat Günsel Girne Koleji’nde öğrenciler, spor salonları, sanat atölyeleri, müzik-orkestra atölyesi, resim, dans odaları ve eğitici park ile nitelikli vakit geçirecek. Bireysel veya grup olarak katılacakları etkinliklerle de sosyalleşme imkânı bulacak.

Cilt Kanserinden Korunmak İçin Ben Haritalama ve Yılda Bir Kez Kontrol Şart!

Sonradan gelişen benlerdeki hızlı büyüme, renk koyulaşması, dirençli kaşıntı gibi belirtiler deri kanserinin habercisi olabilir. Benlerin cilt kanserine neden olmasını engellemek için en etkili yöntem düzenli doktor kontrolü! Her yaş ve cinsiyette görülebilen, farklı renk, şekil, çap ve yapıda olabilen benler, kimi zaman daha çok estetik kaygılar yaratsa da bundan çok daha önemli sorunların habercisi de olabilir. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, benlerin zamanla uğradığı bazı değişikliklerle cilt kanserine dönüşebileceği konusunda uyarıyor. Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, benlerin düzenli olarak takip edilmesi gerektiğini vurgulayarak “Benlerde meydana gelen bazı değişiklikler deri kanseri belirtisi olabilir. Çocukluk çağından itibaren var olan benlerde zamanla sayıca artış, renk değişikliği ve büyüme gözlenebilse de hızlı değişiklikler uyarıcı risk faktörleri olarak kabul edilir. Özellikle sonradan gelişen benlerdeki hızlı büyüme, renk koyulaşması, dirençli kaşıntı gibi faktörler önemli uyaranlardır” ifadesini kullanıyor. Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaziz, deri kanseri açısından risk grubunda olan kişileri de tanımlayarak dikkatli olmaları gerektiğini söylüyor. Genellikle açık renk göz ve deri rengine sahip, çilleri olan, ailesinde veya kendisinde deri kanseri öyküsü bulunan, özellikle 100’ün üzerinde beni olan kişilerin deri kanseri açısından risk grubunda olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaziz, bağışıklığı baskılanmış hastalar ile gün içerisinde yoğun güneşe maruz kalan çiftçi, denizci, inşaat işçisi gibi meslek grubundan kişiler de risk grubu içinde sayılabilir diyor. Ben muayenesi nasıl yapılıyor? Ben muayenesinin dermatoloji uzmanları tarafından, dermatoskop olarak adlandırılan ışıklı bir büyüteç yardımı ile yapıldığını söyleyen Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, bazı benlerde sadece el dermatoskopisi muayenesinin yetersiz kalabildiğini, bu durumda da bilgisayarlı dermatoskopi yani dijital dermatoskoptan faydalanıldığını ifade etti. Dijital dermatoskopi ile hastaların tüm benlerinin fotoğraflanıp numaralandırılarak kayıt altına alındığını, skorlama yöntemi ile de risk düzeyinin belirlendiğini anlatan Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, riskli grupta yer alan benlerin belirli zaman aralıkları ile takibinin yapıldığını, takip sürecinde renk, şekil, sınır ve boyutlarında değişiklik saptanan benlerin gerekli durumlarda çıkarılmasının önerildiğini söyledi. Halk arasında benlere cerrahi işlemle müdahale edilmesinin, benin yayılmasına ve kötü huylu bir şekle dönüşmesine yol açacağına dair yaygın ve yanlış bir inanış olduğunu da ifade eden Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, zamanında müdahale edilmeyen benlerin ölümcül cilt kanserlerine yol açabileceğini vurguladı. Benlerdeki uyarıcı değişikliklere dikkat Deri kanseri belirtilerini işaret etmesi bakımından benlerde birtakım uyarıcı değişiklikler meydana geldiğini ifade eden Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, asimetri, kenar düzensizliği, renk çeşitliliği, hızlı büyüme veya kabarıklaşma ile benin boyutunun 6 milimetreden büyük olmasının dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunu söyledi. Ben haritalama ne zaman gereklidir? Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz ben haritalamasının da önemine vurgu yaparak sırt, ağız içi, kulak arkası, genital bölge, kalça, saçlı deri, tırnak, bacak arkası, avuç içi, ayak tabanı gibi takibi zor alanlarda çok sayıda benleri olan ve ailesel deri kanseri öyküsü olan kişilerde ben haritasının çıkarılması gerektiğini söylüyor. Yrd. Doç. Dr. Mullaaziz, kanser türlerinden olan malign melanom lezyonlarının önemli bir kısmının ben üzerinde oluştuğunu, bu kanser türünün de tedavi edilemeden hızlı bir şekilde tüm vücuda yayıldığı takdirde, tedavi şansının büyük ölçüde ortadan kalktığını vurguluyor. Yılda en az bir kez ben muayenesi şart! Dijital dermatoskopi cihazı ile ben muayenesinin tüm yaş gruplarında rahatlıkla yapılabileceğini, hiçbir yan etkisi ve sakıncası bulunmadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Didem Mullaaziz, risk grubunda bulunan kişilerin ayna karşısında ayda bir kez benlerini kontrol etmeleri ve en az yılda bir kez de hekim kontrolünden geçmeleri gerektiğini söyleyerek hekimin gerekli görmesi halinde ise erken müdahale ile benin çıkarılarak kişinin sağlığının korunabileceğini vurguluyor.

Yakın Doğu Üniversitesi SARS-Cov-2 Genom Projesi Sonuçlarını Açıkladı: İngiltere Varyantı Yerel Bulaşa Hakim!

Yakın Doğu Üniversitesi araştırmacıları, COVID-19’a neden olan SARS-CoV-2’nin KKTC’de var olan viral soylarını araştırmak için yürüttüğü projenin son aşamasını tamamladı. Bütün dünyada etkileri devam eden COVID-19 pandemisinde salgına neden olan SARS-CoV-2’nin geçirdiği mutasyonlarla oluşan yeni varyantlar, farklı özellikleriyle öne çıkıyor. Bulaşıcılığı yüzde 70 oranında daha fazla olan İngiltere varyantının (B.1.17) son birkaç ay içerisinde KKTC’de ve Türkiye’de bulaşa neden olan baskın varyanta dönüşmesi bunun en önemli örneklerinden. İngiltere Varyantı baskınlığını koruyor Hollanda Erasmus Üniversitesi ile ortak yürütülen çalışmada 5 Eylül 2020 – 1 Mart 2021 tarihleri arasında saptanan 34 vakadan alınan örneklerle yapılan genom dizi analizi sonucunda, KKTC’de en az sekiz farklı SARS-CoV-2 varyantının bulunduğu ve farklı ülkelerden köken alan bu varyantların yapısal çeşitlilik gösterdiği belirlenmişti. Yakın Doğu Üniversitesi daha önce, Eylül-Aralık döneminde KKTC’de saptanan B.1.1.209 (Hollanda), B.1.1 (ABD), B.1.1.82 (Galler), B.1.1.162 (Avustralya) ve B.1 (İtalya) varyantlarının ülke içerisinde yerel bulaşa sebep olmadığını açıklamıştı. Aralık ortasından itibaren ise Birleşik Krallık kökenli üç farklı varyantın (B.1.1.29, B.1.258 ve B.1.1.7) yerel bulaşta etkin oldukları belirlendi. Bu varyantlardan İngiliz varyantı olarak bilinen B.1.1.7 varyantının Şubat ayından itibaren yüzde 60-70 oranında baskınlığını halen koruduğunu, Şubat ayında pozitif saptanan ve dizi analizi gerçekleştirilen 18 vakanın tümünde İngiliz varyantının tespit edildiği açıklandı. Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan varyantları ülkemizde görülmedi Son aylarda endişe kaynağı olan yeni SARS-CoV-2 varyantları da dünyada yayılmaya devam ediyor. Güney Afrika, Brezilya ve Hindistan varyantları olarak adlandırılan söz konusu varyantların en belirgin özelliği ise bazı aşılara karşı dirençli ve bulaş hızının yüksek olması. Yakın Doğu Üniversitesi’nin açıkladığı SARS-Cov-2 Genom Projesinin sonuçları bu varyantların KKTC’de saptanmadığını da ortaya koydu. Genom analiz sonuçları Yakın Doğu Üniversitesi adıyla GISAID veri tabanında Genom analiz sonuçları, GISAID girişimi olarak bilinen COVID-19 hastalığına neden olan SARS-CoV-2 hızlı veri paylaşım ağında Yakın Doğu Üniversitesi adıyla kayıtları yapılmış ve uluslararası arenada paylaşılmıştır. GISAID veri tabanında yaklaşık 1.6 milyon SARS-CoV-2 verisi bulunmaktadır. Elde edilen sonuçlar, Yakın Doğu Üniversitesi COVID-19 PCR Tanı Laboratuvarında yürütülen varyant tayin çalışmalarını yüzde 100 hassasiyette sonuç verdiğini ve mutasyon tayini yapılan virüslerin sonuçlarının dizi analizi yöntemi ile doğrulandığını gösteriyor. Aynı zamanda önümüzdeki aydan itibaren Yakın Doğu Üniversitesi Genom Laboratuvarı’nın faaliyete geçmesi ve ülkede çok büyük bir açık olan dizi analizlerinin Kuzey Kıbrıs’ta yapılması hedeflenmektedir.

İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı 2021 Sertifika Programlarına Kayıtlar Devam Ediyor

Yakın Doğu Üniversitesi tarafından geçen yıl başlatılan “İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı” eğitimlerinin 2021 yılı programları kayıtları sürüyor. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı onaylı eğitimler, işveren ve çalışanlara düşen görev, yetki, sorumluluk, hak ve yükümlülükler; iş yerlerinde sağlık gözetimi, sağlık ve güvenlik kuralları ile iş sağlığı ve güvenliği yönetim ve organizasyonunu kapsıyor. Programı tamamlayanlar, İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlık sınavına girme hakkını elde edecek. 1 Haziran’da Başlayacak Programa Son Kayıt Tarihi 31 Mayıs Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı tarafından yetkilendirilen ve belgelendirilen Yakın Doğu Üniversitesi tarafından verilecek İş Sağlığı ve Güvenliği (İSG) eğitimleri, 1 Haziran 2021’de başlayacak. Eğitimler, Sağlık Bakanlığı ile Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın belirlediği tüm önlemler alınarak, Bulaşıcı Hastalıklar Üst Kurulu kararlarının imkan vermesi halinde yüz yüze veya online olarak sürdürülecek. 1 Haziran’da başlayacak eğitim programına başvurular, 31 Mayıs 2021 Pazartesi günü mesai bitimine kadar kabul edilecek. Teorik ve Pratik Olmak Üzere Dört Temel Konuda Eğitimler Verilecek… Yakın Doğu Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği Enstitüsü tarafından verilen İş Sağlığı ve Güvenliği eğitimleri kapsamında, 2020’de olduğu gibi “Temel İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimi”, “Genel İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı Eğitimi”, “İnşaat İş Sağlığı ve Güvenliği Uzmanlığı Eğitimi” ve “İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitici Eğitimi” olmak üzere dört temel konuda eğitim programı düzenlenecek. Eğitimlerde, iş sağlığı ve güvenliği ile ilgili temel teorik ve pratik bilgiler verilecek. Sağlıklı ve güvenli çalışma ortamlarının yaratılması, risk değerlendirmeleri gibi önemli konuların yer aldığı İş Sağlığı ve Güvenliği Eğitimleri, Yakın Doğu Üniversitesi’nin uzman eğitim kadrosu tarafından yürütülecek. Online Kayıt İmkanı İş Sağlığı ve Güvenliği programlarına online başvuru ve kayıtlar yabem.neu.edu.tr web sayfası üzerinden yapılabiliyor. Kayıt, başvuru ve eğitimler ile ilgili detaylı bilgi için [email protected], adresine mail gönderilebilir veya +90 (392) 2236464-5611, +90 (392) 223 2000-5611 numaralı telefonlardan bilgi alınabilir. Başvurular, 31 Mayıs 2021 Pazartesi günü mesai bitimine kadar kabul edilecek.

Yakın Doğu Oluşumu Müzeleri Geçmiş ve Gelecek Arasında Sarsılmaz Bir Köprü Kuruyor

Yakın Doğu Oluşumu, kuruculuğunu yaptığı Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, Surlariçi Şehir Müzesi, Kıbrıs Araba Müzesi, Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi, Günsel Sanat Müzesi, Günsel Ofis Müzesi, Kıbrıs Sanat Müzesi, Kıbrıs Türk Milli Tarih Müzesi, Denizcilik Tarihi Müzesi, Bıçak ve Kılıç Müzesi ile geçmiş ve gelecek arasında sarsılmaz bir köprü kuruyor. Her yıl 18-24 Mayıs tarihleri arasında kutlanılan Uluslararası Müzeler Haftası’nda bu yıl pandemi nedeniyle ziyaretçilerinden uzak kalsa da, Yakın Doğu Oluşumu müzeleri bu süreçte koleksiyonlarını zenginleştirmeyi sürdürüyor. Yakın Doğu Oluşumu’nun 2018’de kurduğu Kıbrıs Modern Sanat Müzesi ile KKTC kültür ve sanat yaşamına büyük bir hareketlilik kazandıran Yakın Doğu Üniversitesi, Kıbrıs Araba Müzesi, Günsel Ofis Müzesi, Surlariçi Şehir Müzesi, Günsel Sanat Müzesi, Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi, Denizcilik Tarihi Müzesi, Bıçak ve Kılıç Müzesi, Kıbrıs Türk Milli Tarih Müzesi ile tarihi, sanatı, teknolojiyi, bilimi ve kültürü toplum hayatının vazgeçilmez parçalarından biri haline getirmeyi amaçlıyor. Yakın Doğu Oluşumu müzeleri çağdaş sanatın her alanından eserleri ile geleceğe yön verecek önemli bir kültürel birikim yaratıyor. Diğer yandan klasik otomobiller, KKTC’nin milli kültürünü yansıtan tarihi eserler, binlerce çeşit bitki ve canlı türü, Kıbrıs’ın jeolojisine ışık tutan fosil ve kalıntılara kadar çok geniş bir yelpazeye yayılan koleksiyonlarıyla Kıbrıs ve dünya tarihini bugüne taşıyarak toplumun geçmişiyle olan bağlarını güçlendiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü Açık Hava Müzesini Andırıyor Yakın Doğu Üniversitesi kampüsü, açılışı yapılan yeni heykellerle sanatla bütünleşmeye devam ediyor. Geçtiğimiz günlerde açılan Hürriyet Anıtı, Haberciler Anıtı ve Teknoloji Avcısı Anıtı’nın ardından 14 Türki cumhuriyet ve topluluklarını simgeleyen 30 bronz heykel hazırlanan özel alana yerleştirildi. Böylece Yakın Doğu Üniversitesi Heykel Atölyesinde tamamlanarak kampüs içerisinde sergilenen anıt heykellerin sayısı 200’e yaklaştı. Bu sayıya, kampüs dışında KKTC sokaklarını süsleyen heykeller ve müzelerde sergilenen anıt heykeller de eklendiğinde Yakın Doğu Üniversitesi Heykel Atölyesinin tamamladığı heykellerin sayısı 500’ün üzerine çıkıyor. Farklı alanlarda boy gösteren heykeller, sanatı Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nde günlük hayatın bir parçası haline getiriyor. Çağdaş Sanatın Kalbi Kıbrıs Modern Sanat Müzesi bugün ulaştığı 30 binin üzerindeki sanat eseriyle sadece Kıbrıs’ın değil bölgenin de en büyük çağdaş sanat müzesi olma özelliği taşıyor. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, 14 Türki cumhuriyet ve topluluklarına mensup sanatçıların eserlerinden oluşan zengin bir resim ve heykel koleksiyonuna sahip. Bu yönüyle Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, Türk kültürünün dünya ile buluştuğu bir merkez olma özelliği taşıyor. Kıbrıs Modern Sanat Müzesi, şimdilerde Kıbrıs Araba Müzesi’nin tam karşısında yer alan binasında hizmet veriyor. Özgün ve modern bir mimariyle inşa edilen, kendisi de adeta bir sanat eseri gibi yükselen, yeni müze binası ise Kıbrıs Modern Sanat Müzesi’nin kuruluş felsefesini yansıtıyor. Müzenin yeni binası Yakın Doğu Üniversitesi’nin tarihi Rektörlük binasını çevreleyen bir el şeklinde inşa ediliyor. Binanın kendisi bugünü ve geleceği simgelerken, merkezine aldığı rektörlük binası ise geçmişe olan saygıyı sembolize ediyor. Otomobilin Dünü ve Bugünü Ülkenin tek klasik otomobil müzesi olan Kıbrıs Araba Müzesi, Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü’nde en çok ilgi çeken müzelerden. Sahip olduğu zengin koleksiyonu ile modern dünyanın gelişimini ve tarihini otomobillerin dönüşümü üzerinden gözler önüne seriyor. 100’ün üzerinde otomobilin sergilendiği müzenin en eski aracı 1899 model Crest Mobile. Dünyada tek olma özelliğine sahip bu aracın yanı sıra 1900’lerin başından 2000’lere kadar uzanan 100 yıllık tarihin her döneminden otomobiller ziyaretçileri bir zaman tünelinin içine çekiyor. 20 Binden Fazla Bitki ve Canlı Örneği ile Adanın Doğa Tarihi Yakın Doğu Üniversitesi Kampüsü’nde ziyarete açık olan Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi de Kıbrıs’ın doğa tarihini cisimleştirerek gözle görülür bir hale getiriyor. Yakın Doğu Üniversitesi’nin 42 yıllık bilimsel birikiminin yansıması da olan müzede, Kıbrıs’ta mevcut olan bin 600’e yakın bitki türünden 11 bin farklı çeşit bitki örneği, mantar çeşitleri, böcek türleri, çeşitli sürüngen türleri, deniz canlıları ve Kıbrıs jeolojisi ile ilgili fosil ve kayaçlar sergileniyor. Yakın Doğu Üniversitesi Eczacılık Fakültesi binasında bulunan Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi’nde Kıbrıs’a özgü 140, Kuzey Kıbrıs’a özgü Beşparmak Dağları’nda yetişen 19 çeşit bitki türü de yer alıyor. Üç farklı gruba ait 106 çeşit mantar grubu, 250 su yosunu, 23 sürüngen canlı türü örneği, farklı taksonomik takımlara ait olan böcek koleksiyonları ile Beşparmak sıradağlarının 250 milyon yıllık kireç taşları ve 220 milyonluk fosilleşmiş ağaçlarından örnekler de yer alıyor. Müze, biyoloji, eczacılık, tıp, farmakoloji, ormancılık, besin mühendisliği alanlarında yapılacak bilimsel çalışmalara da yeni imkan ve görüş açıları sağlıyor. Herbaryum ve Doğa Tarihi Müzesi araştırmacıları Kıbrıs’a özgü türlerin dünya literatüründe yer alması için de çalışmalar yürütüyor. Ekim 2020’de Beşparmak Dağlarında yeni bir örümcek türü keşfedilerek “Lachesanabayramgocmeni” ismi verildi. Daha önce 2018’de de yine Kıbrıs’a özgü bir örümcek keşfedilmiş ve Yakın Doğu Üniversitesi kurucu Rektörü Dr. Suat Günsel ve ailesine ithafen, keşfedilen örümceğe “günselorum” ismini verilmişti. Sanat Şehirde! Surlariçi Şehir Müzesi ise sanatı Lefkoşa’nın merkezine taşıyor. Günsel Ailesi’nin girişimi ile restore edilen Girne Kapısı’ndaki Ziraat Bankası’nın eski binasında hizmet veren “Surlariçi Şehir Müzesi” (Walled City Museum) 15 Kasım Cumhuriyet Bayramı haftasında ziyarete açıldı. Surlariçi Şehir Müzesi, Yakın Doğu Üniversitesi’nin Şubat 2020’de açılışını yaptığı Dereboyu Caddesi’ndeki “Günsel Sanat Müzesi”nin ardından, Lefkoşa’nın merkezinde açtığı ikinci müze oldu. Surlariçi Şehir Müzesi’nin Başkentte yarattığı sanat ve kültür ortamı, Kıbrıs’ın kültürel kimliğinin, ulusal ve uluslararası sanat ortamıyla buluşmasına aracılık edecek. Surlariçi Şehir Müzesi’nde sergilenecek eserler, görsel sanatların her dalını kapsayan oldukça geniş bir yelpaze sunuyor. Ayrıca Lefkoşa’nın sosyal, kültürel ve siyasi geçmişine ait birçok materyal de müzede sergileniyor.
tercih robotu