Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi tarafından hayatın en temel ve vazgeçilmez ihtiyacı olan sağlık hizmetlerinin her alanına ilişkin en yeni bilgileri, tedavi yöntemlerini ve deneyimlerini sunan “Yakın Sağlık” dergisinin on ikinci sayısı yayımlandı. Tıp dünyasındaki son yenilikleri okurları ile paylaşmayı amaçlayan, altı ayda bir ücretsiz olarak hem Türkçe hem de İngilizce olarak yayımlanan dergi, Yakın Doğu Hastanesi’nin 10’uncu yılını tamamladığı on ikinci sayısında da sağlık alanında birçok önemli ve güncel konuyu bünyesinde barındırıyor. Yenilenen tasarımı ile Yakın Doğu Hastanesi’nin 10’uncu yaşına özel içeriklerin yer aldığı Yakın Sağlık dergisinin 12’inci sayısında da; “Enfeksiyon hastalıkları, nöroşirürji, nöroloji, kalp sağlığı, spor hekimiliği, göz hastalıkları, iç hastalıkları, acil sağlık, dermatoloji, kulak-burun ve boğaz, göğüs hastalıkları, diş sağlığı, psikiyatri, çocuk sağlığı” branşlarında hastalık tanı ve tedavileri ile ilgili bilgilerin yer aldığı makaleler okurlarla paylaşıldı. Dergi içeriğinde; COVİD-19 ile ilgili bilinmesi gerekenler, Düzenli egzersiz ve sağlıklı yürüyüş, görme problemlerini gideren üç odaklı trifokal lazer uygulaması ve akıllı lens kullanımı, ALS hastalığı, Huzursuz bağırsak sendromu, saç dökülmesi, kaliteli ve sağlıklı uyuku, tütün mamülleri ve elektronik sigaranın kalp üzerindeki etkileri, gizemli hastalık Sarkodioz, diş ağrıları, yapay mesane, iki uçlu duygu-durum bozukluğu, ev temizliğinde kullanılan gizli tehlikeler olan tuz ruhu ve çamaşır suyu ile temizlik, ayrıca öneri dosyası karbonat ve sirke kullanımı hakkında bilgilendirmeler yer alıyor. Kalp Merkezi ile Hayata Dönüşler… Yakın Sağlık dergisinin 12’inci sayısında ayrıca Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde uygulanan tedavi ve ameliyat yöntemleri ile hayata döndürülen hastalara uygulanan işlemler ile hastaların duygu ve görüşleri de okuyucuya aktarılıyor. Beyin kan dolaşımı durdurularak 17 dereceye kadar soğutulan 53 yaşındaki hastaya üç kalp ameliyatı aynı anda yapıldı. Kalp dahil tüm iç organları ters tarafta olan bir hastanın Aort Damarı sentetik damarla, kalp kapağı da mekanik kapakla değiştirilerek sağlığına kavuşturuldu. İleri kalp yetmezliği bulunan bir hasta ise Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde geçirdiği yapay kalp nakli operasyonu ile yaşama yeniden tutundu. Hayata Yeniden Bağlandılar… Sol ayağında kangren, karın bölgesinde aort damarlarında balonlaşma, sol bacak ve sol ayağı besleyen damarlarda tıkanıklık ve orta seviyede böbrek yetmezliği bulunan 72 yaşındaki erkek hasta geçirdiği dört operasyonla sağlığına kavuşturuldu. Geçirdiği trafik kazası nedeniyle vücudunda çeşitli yaralanmalar, diz ve boyun bölgesinde travmaya bağlı hasar ve kırıklar meydana gelen 52 yaşındaki hasta ise Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde sağlığına kavuştu. 39 yıldır Tip-2 diyabet ve dirençli hipertansiyon hastalığından kurtulan kadın hasta da avuç dolusu ilaçlara ve insülinlere veda etti. Sınır Tanımadan Sağlık Hizmetlerini Büyük Bir Özveri İle Sunuluyor… Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Müfit Cemal Yenen, 2020 yılının ilk üç ayının oldukça hareketli geçtiğini dile getirerek Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin içerisinden geçilen kritik ve kriz dönemlerinde bütün sağlık hizmetlerini tüm vatandaşlarımıza sundukları söyledi. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi olarak sağlık hizmetlerinin aksamaması amacıyla sınır tanımadan büyük bir özveri ile hizmet verdiklerini anlatan Prof. Dr. Yenen, “Lefkoşa Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinin önemli ve kritik bir kısmının çıkan yangında kullanılamaz hale gelmesi ile Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi olarak hızla gerçekleştirilen tahliyelerde 11 tanesi yenidoğan, 32 yoğun bakım hastası ve diğer servislerin hastaları olmak üzere 60’dan fazla hastanın tedavi ve bakımlarını gerçekleştirdik. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinin acil servisini ücretsiz olarak bütün vatandaşlarımızın hizmetine sunduk. Bütün dünyada yaşamı zorlaştıran COVID-19 pandemisi ile mücadeleye de büyük bir özveri ile destek koymaya devam ediyoruz. Sürekli ve düzenli kontrol olmaları gereken onkoloji hastaları, diabet hastaları ve hamilelere pandemi süresince ücretsiz kontrol ve muayene hizmeti sağladık. Ev izolasyonu döneminde “Siz evde kalın, güvende kalın, ihtiyacı olanlar için biz hastanede görev başındayız” mottosu ile hiç bir sınır tanımadan hastalarımıza özveri ile hizmet verdik. Bütün sağlık çalışanlarımıza en içten teşekkürlerimizi ve saygılarımızı sunuyoruz” şeklinde konuştu. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel: “Sözümüzü Yerine Getirmenin Büyük Gururunu Yaşıyoruz…” En son tıp teknolojisiyle donatılmış tam donanımlı tek üniversite hastanesi olan Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin açılışının üzerinden 10 yıl geçtiğini anımsatan Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, Yakın Doğu Ailesi olarak “Kimse sağlık için sınır geçmek, deniz aşmak zorunda kalmayacak” sözünü yerine getirmelerinin gururunu yaşadıklarını söyledi. Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinin, kurulduğu günkü misyonunu gerçekleştirerek kötü günlerde her zaman halkının yanında olduğunu, hastaları sağlığına kavuşturduğunu ve ilk nefeslerin heyecanlarının paylaşıldığını dile getiren Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, “10 yılda 1.2 milyon kez hasta kabul edildi. 50 bin hasta hastanemizde yatarak tedavi gördü. Kalp damar cerrahisi, beyin ve sinir cerrahisi, kanser, obezite cerrahisi, göz hastalıkları gibi uzmanlık gerektiren 27 bin ameliyat gerçekleştirdik, 77 bin insanımız kalp merkezine baş vurdu. 2.115 bebek dünyaya gözlerini açarken, çocuklarımız 121.305 kez hastanemizde tedavi gördü. İnsanlarımızın hayatlarında dokunmak, yaşam kalitelerini artırmak ve olası bir sağlık problemi durumunda kendilerini, kendi ülkelerinde huzurlu hissettirmek, gururumuzun ve mutluluğumuzun en büyük kaynağı oldu” dedi. Devletimizin Gücüne Güç Katmaya ve Toplum Yararına Bilim Üretmeye Devam Edeceğiz… Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi’nin devleti daha da güçlendirme ve yükünü azaltma misyonunu yerine getirdiğini de ifade eden Prof. Dr. İrfan Suat Günsel, toplum yararına bilim üretme ilkesine bağlılığı ile günümüz sağlık anlayışında önleyici uygulamaları ürettiklerini kaydetti. Prof. Dr. İrfan Suat Günsel şunları dile getirdi: “Devlet hastanemiz Dr. Burhan Nalbantoğlu’nda geçtiğimiz aylarda yaşanan yangın hadisesinde, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi ve Dr. Suat Günsel Girne Üniversitesi Hastanesi olarak, insanımıza kapılarımızı ardına kadar açtık. 13’ü yeni doğan bebek, 97 hastanın tedavilerinin aksamadan devam etmesini sağladık. Ayrıca Çin’de başlayıp ülkemize kadar ulaşan COVID-19 salgını nedeniyle Dr. Burhan Nalbantoğlu Devlet Hastanesinin ana binasının pandemi hastanesi olarak görev yapmaya başlaması nedeniyle halkımızın acil servis ihtiyacını Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesinde ücretsiz olarak karşıladık. Kanser ve diyabet hastaları ile hamilelere muayene ve rutin tetkikleri de ücretsiz hale getirdik. COVID-19 salgının yıkıcı etkileriyle mücadelede bilim insanlarımızın ürettiği yüz siperi, mevcut solunum cihazlarının birden fazla hastada kullanılmasını sağlayan çoğaltıcı aparatları ile taşınabilir solunum cihazı geliştirdik. Sağlıklı bir gelecek kurma misyonumuzun çok önemsediğimiz bir parçası olarak Yakın Doğu Ailesi’ni oluşturan çalışanlarımız ile Yakın Doğu Okulöncesi, Yakın Doğu İlkokulu ve Yakın Doğu Koleji öğrencilerimiz içinn ücretsiz sağlık sigortası uygulaması başlattık. Ayrıca, SGK kapsamındaki üniversite öğrencilerimiz de hastanemizden ücretsiz hizmet alabiliyor. Hastanemizle halkımıza en gelişmiş teşhis ve tedavi olanakları sunarken, Yakın Sağlık dergimizle sağlık bilincinin gelişmesine katkı koymayı sürdüreceğiz. Sağlıkla kalın.”

Yakın Doğu Üniversitesi Veteriner Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Başkanı ve Yakın Doğu Üniversitesi Hayvan Hastanesi Tanı Laboratuvarı şefi Yrd. Doç. Dr. Serkan Sayıner, insanlarda yeni tip koronavirüs SARS-CoV-2 enfeksiyonu için bir modeli temsil edebilecek hayvanlarda koronavirüs enfeksiyonlarıyla nasıl yüzleşecekleri konusunda büyük bir bilgi birikimi ve deneyime sahip olduklarını belirtti. Salgın hastalıklarla mücadelede veteriner hekimliği mesleğinin her zaman gündeminde olduğunu dile getiren Yrd. Doç. Dr. Sayıner, “Gerek saha tecrübesi gerekse laboratuvar tecrübesi anlamında eşsiz bir bilgi birikimi ve beceriye sahibiz. Bunun örneklerini geçmiş yıllarda ülkemizde de yaşadık. Birçok salgına karşı başarılı mücadele gösterdik ve eradikasyonlar programları uyguladık. Orijin tam olarak aydınlatılmamasına rağmen zoonotik kökeni olduğu düşünülen SARS-Cov-2’nin yayılmasında hayvanların rolü büyük ölçüde bir soru işareti oluşturmaktadır. Veteriner Hekimler olarak yıllardır birçok türde farklı tip koronavirüs kaynaklı enfeksiyonlar ile mücadele ediyoruz. Son yaşanan SARS-CoV-2 kaynaklı pandemi mesleğimizin önemini bir kez daha gösterdi” dedi. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla ilişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, SARS-Cov-2’nin yayılmasında hayvanların rolü ile ilgili açıklamalarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Serkan Sayıner, hayvanlarımızın yaşam refahını bozacak önlemler almamızı gerektirecek bir durumun olmadığını kaydetti. Örnek toplama, metodolojik gelişmeler veya yaklaşımlara ile uygulamalara bağlı olarak 2-3 ay içinde çelişkili sonuçları ortaya koyan makaleleri okuduklarını, bu durumun halen daha enfeksiyonun birçok yönüyle tanımlanması gerekliliğini işaret ettiğini dile getiren Yrd. Doç. Dr. Sayıner, “Örneğin şubat ayında insan SARS-Cov-2’nin pangolinlerden orijin aldığına dair bulgular paylaşılmıştı fakat bugüne döndüğümüzde bunun aksini belirtilen çalışma sonuçları da paylaşılmıştır ki bu noktada insan SARS-CoV-2’de yeni tespit edilen ve yayılması ile bulaşmasında rol oynayabileceği düşünülen PRRA peptid motifinin pangolinlerde taşınan korona virüslerde tespit edilmedi. Bu motifin pangolinlerde olmadığı dolayısı ile insan SARS-CoV-2 virüsünün direkt olarak pangolinlerden gelmediği düşünülmektedir. Belki de bir sonraki çalışmalarda daha farklı sonuçlar okuyacağız. Etkeni anlamak için özellikle virüsün protein yapıları ve fonksiyonları üzerine çalışmalar yoğunlaştı. Bu durum aşı, antikorlar ve antivirallerin geliştirilmesi için gereklidir” şeklinde konuştu. Hayvanlarımızın Yaşam Refahını Bozacak Önlemler Almamızı Gerektirecek Bir Durum Yok… Virüsün orijini ve ara konakçılarının belirlenmesine yönelik çalışmaların arttığını, bu anlamda yapılan bir çalışmada, 35 farklı hayvan türünde virüse karşı savunma proteinleri (antikorlar) arandığını anlatan Yrd. Doç. Dr. Sayıner, bunun için günümüzde en yaygın kullanılan ve güvenilir metotlardan biri olarak kabul edilen ELISA tekniği kullanıldığını belirtti. Elde edilen sonuçlara göre bu hayvan türlerinin olası ara konakçı olamayacağı kanısına varılddığını açıklayan Yrd. Doç. Dr. Sayıner, “Farklı çalışmalarda da farklı hipotezler ve sonuçlar öne sürüldü. Özellikle evcil hayvanlarımız köpek ve kedilerde tespit edilen SARS-CoV-2’ler ilk başlarda endişeye neden oldu. Sonradan bu hayvanların enfekte insanlar ile yakın temas içinde olduğu tespit edildi. Son bilimsel çalışma verileri ve Dünya Hayvan Sağlığı Örgütü (OIE) son açıklamalarına göre hayvanlarımızın yaşam refahını bozacak önlemler almamızı gerektirecek bir durum olmadığı bildirildi. Hayvanlardaki korona virüslerin evrimini yönlendiren mekanizmaların tam olarak anlaşılması SARS-CoV-2’nin ortaya çıkışını, yayılmasını ve evrimini daha iyi anlamaya yardımcı olacaktır. Ayrıca, veteriner hekimlerin de bu çalışmalara katkı koymasını gerekli görüyorum” diye konuştu.

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Diyetisyeni Gültaç Dayı, Ramazan Bayramı için Sağlıklı Beslenme Önerilerinde Bulundu. Diyetisyen Gültaç Dayı; “Bayram Sofralarında Geçirilen Zamanın Uzun Olması Nedeniyle Yemek Miktarları Fark Etmeden Artabilir ve Yapılan Her Yemeğin Tadına Bakma Arzusu, Yemek Bitiminde Tıka Basa Doyup, Nefes Almakta Dahi Zorluk Çekmemize Neden Olabilir. Bunun Sonucu Olarak Mide Yanmaları ve Bağırsak Problemleri de Açığa Çıkabilir. Bu Nedenle Yeme Disiplininizi Olabildiğince Korursanız, Bayram Sonrasını da Rahat Geçirebilirsiniz.” İfadelerini Kullandı. Bayramda Güne Sağlıklı ve Dengeli Bir Kahvaltı ile Başlayın Bayrama güzel bir kahvaltı ile başlanılması gerektiğini söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, yapılacak kahvaltıda hamur işleri ve ağır yiyeceklerin olmaması gerektiğini belirtti. Ağır yiyeceklerin yerine yumurta, peynir çeşitleri, menemen, omlet, domates – salatalık – yeşillik, zeytin, kuru meyve, fındık ve bademin tercih edilmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, kahvaltıda ağır yiyeceklerin yerine hafif yiyeceklerin tercih edilmesi ile günün geri kalanının daha kolay geçirileceğini ifade etti. Günde 2 Porsiyon Meyve Tüketimi Alışkanlığınızı Devam Ettirin Aşırı yeme eğiliminden mümkün olduğunca uzak kalınması gerektiğini belirten Diyetisyen Gültaç Dayı, eğer tatlı tüketmek isteniyorsa hamurlu, şerbetli tatlılar yerine, sütlü veya meyveli tatlıların tercih edilmesi gerektiğini belirtti. Bayramda günde en az 2 porsiyon meyve tüketmeye dikkat edilmesi gerektiğini de söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, meyve tüketiminin vücuda yeterli düzeyde karbonhidrat alınmasını sağladığından, tatlı isteğini azalttığını ifade etti. Bayram Sofraları için Yüksek Hacimli, Düşük Kalorili Besinler Tercih Edin Sebze, meyve gibi yüksek su, lif, düşük kalori içeriği olan yiyeceklerin ana yemeğin yanında servis edilecek en sağlıklı aperatifler olduğunu söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, et tüketiminin arttığı bayramlarda kalori değerini düşürmek ve sindirime yardımcı olmak için mutlaka porsiyon kontrolüne dikkat edilmesi gerektiğini belirtti. Porsiyon kontrolünde en kolay yöntem hakkında bilgi veren Diyetisyen Gültaç Dayı, kişinin kendinin avuç içi kadar porsiyonlarda yemek hazırlamasının en doğru hesaplama yöntemi olduğunu ifade etti. Besinleri İyi Çiğneyin Tüketilen besinlerin iyi çiğnenerek küçük lokmalar haline getirilmesi gerektiğini söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, bu sayede yenilen yemeğin daha kolay sindirileceğini, uygulanan bu yöntemle kişilerin sindirim şikayeti yaşamayacağını ayni zamanda şişkinlik, hazımsızlığın da önüne geçilmiş olacağını ifade etti. Tansiyon Hastaları ve Yaşlı Bireyler Bitki Çaylarını Tercih Etmeli Bayram boyunca çay, kahve, meşrubat tüketiminin artması ile su içmenin ikinci plana atıldığını söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, düzenli bir sindirim sistemi ve metabolizmayı canlandırmak için yapılması gereken en önemli beslenme kuralının, günde 8 – 10 bardak su içmek olduğunu belirtti. Özellikle yaşlılar ve tansiyon hastalarının gün boyu kahve ve çay tüketimlerine dikkat etmeleri gerektiğini de söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, bitki çaylarını tercih etmeleri, günde 2 fincandan fazla kahve tüketmekten kaçınmaları gerektiğini ifade etti. Egzersiz için Bayram Büyük Fırsat Zamansızlıktan şikayetçi olan kişilere bayram tatilinin yürüyüş yapmak için bir fırsat olduğunu da söyleyen Diyetisyen Gültaç Dayı, gün içinde yapılacak 30 – 45 dakikalık tempolu yürüyüşlerin hem Ramazan ayında yavaşlayan metabolizmayı hızlandıracağını hem de bayramda yenilen yemekleri sindirmeye yardımcı olacağını ifade etti. Bayramda Beslenme İpuçları 10 adet yaprak sarma yerseniz beslenmenizden 2 dilim ekmek azaltın. 1 dilim börek için beslenmenizden 2 dilim ekmek + 1 dilim peynir azaltın. 1 dilim baklavanın; 1 öğün kadar kalori içerebileceğini unutmayın.

Yakın Doğu Üniversitesi Meslek Yüksekokulu Saç Bakımı ve Güzellik hizmetleri Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Dr. Yeşim Üstün Aksoy, COVID-19 salgını sebebiyle kişisel hijyen ve kişisel bakımın önemli olduğunu vurguladı. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, vücut ve el hijyeni başta olmak üzere kişisel hijyenin grip, soğuk algınlığı ve COVID-19 gibi virüslerin yayılmasını önlemede baş rol oynadığını ifade eden Yrd. Doç. Dr. Yeşim Üstün Aksoy, diğer bulaşıcı hastalıkların ve enfeksiyonların yayılmasının önlenmesine yardımcı olduğunu söyledi. Yrd. Doç. Dr. Aksoy, COVID-19 salgınından korunmak için elleri sürekli su ve sabunla yıkamak, sık sık dezenfektan, el jelleri, antiseptik ıslak mendil veya kolonya kullanmak, hapşırırken ve öksürürken burnu ve ağzı dirsek ile kapatmak veya kağıt mendil kullanmak, kalabalık ortamlarda yüz maskesi ve eldiven kullanmak, insanlarla yakın temasta bulunmamaya (el sıkışmamaya, öpüşmemeye ve sarılmamaya) özen göstermenin kişisel hijyen kuralları arasında yer aldığını belirtti. Ellerin yemek hazırlamadan önce, yemek yemeden önce ve yedikten sonra, diş, ağız, yüz, göz temizliği yapmadan önce, tuvalet ziyaretinden sonra, hapşırdıktan veya öksürdükten sonra, kirli veya tozlu bir işi tamamladıktan sonra, dışarıdan eve ve işe geldikten sonra, insanlarla temas ettikten sonra su ve sabunla yıkanması gerektiğini sözlerine ekleyen Yrd. Doç. Dr. Aksoy, kişilerin kendi gereksinimlerini karşılamak için yapmaları gereken uygulamaları, başkasının yapmasını beklemek ve istemek yerine bu konuda kendilerinin uğraş vermeleri gerektiğini ifade etti. Salon Araç Gereçleri Her Uygulamadan Sonra Dezenfekte Edilmeli… Yeni hizmete giren güzellik salonları ve kuaförlerde hijyen kurallarına uyulması gerektiğine vurgu yapan Yrd. Doç. Dr Aksoy, salon hijyeni için kullanılacak araç ve gereçlerin her uygulamadan sonra dezenfekte edilmeleri ve her müsteri için tek kullanımlık havlular kullanılmasının gerektiğinin altını çizdi. Güzellik ve kuaför salonlarının sık sık havalandırılması, maske ve eldiven kullanılması, müşteriler arasında mesafenin korunmasının elzem olduğunu belirten Yeşim Üstün Aksoy, müsterilerin de salon içerisinde maskeli olmasının sağlanmasının ve el dezenfektan stantlarının bulunmasının önemli faydası olacağını söyledi.

Yakın Doğu Üniversitesi Engelli Hakları İzleme Komitesi (EHİK) tarafından tüm dünyayı etkileyen COVID-19 pandemi sürecinde evde kalınan günlerde, özel gereksinimli çocuğa sahip ailelere destek olmak adına haftalık videolar yayınlanmaya başladı. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Yakın Doğu Üniversitesi Atatürk Eğitim Fakültesi Özel Eğitim Bölümü Öğretim Üyesi ve Engelli Hakları İzleme Komitesi üyesi Yrd. Doç. Dr. Başak Bağlama tarafından haftalık olarak hazırlanan ve yüklenen videolara, Yakın Doğu Üniversitesi Açık Dersler Platformu https://open-courses.neu.edu.tr/kayitregister.pdf üzerinden kayıt yapılarak erişilebiliyor. “Özel Gereksinimli Bireylerin Ailelerine Destek Olmak İstiyoruz…” Yakın Doğu Üniversitesi Engelli Hakları İzleme Komitesi (EHİK) Başkanı Prof. Dr. Zehra Altınay, tıpkı bizler gibi özel gereksinimli çocukların da bazen zorlayıcı olabilen bu süreci aşabilmeleri noktasında ailelere önemli görevler düştüğünü ifade ederek, YDÜ EHİK ailesi olarak bu projenin Engelliler Haftası’nda başlatılmasının özel gereksinimli bireylerin ve ailelerinin yaşamlarına olumlu yönde katkı sağlamak için önemli bir adım olduğuna vurgu yaptı. Engelli Hakları İzleme Komitesi (EHİK)’nin Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Mustafa Kurt önderliğinde oluşturulduğunu anımsatan Prof. Dr. Altınay, hem toplumsal hem de bilimsel adımlar atan Yakın Doğu Üniversitesinin bu yöndeki çalışmalara devam edeceğini belirtti. Bu bağlamda her fakülteden temsilen kurulda yer alan üyelerin engelli haklarının izlenmesi ve desteklenmesi anlamında özveri ile çalıştığını ifade eden Prof. Dr. Altınay, EHİK olarak uluslararası düzeyde engelli haklarının izlenmesini ele aldığı “Evrensel Hakları İzleme” etkinliğini düzenlediklerini söyledi. Sözlerinin devamında mesleki gelişim ve ailelere yönelik rehberlik hizmetlerinin artırılması gerekliliğine vurgu yapan Prof. Dr. Altınay, topluma yönelik sunulan eğitim seminerlerinden fayda sağlanması için herkese açık olduğunu belirtti. Moderatörlüğünü Prof. Dr. Fahriye Altınay ve Prof. Dr. Zehra Altınay’ın yaptığı Evrensel Hakları İzleme etkinliğinin açılış konuşmalarını Doç. Dr. Dudu Özkum, Doç. Dr. Nazım Burgul gerçekleştirirken, Prof. Dr. Vahap Tecim, Prof. Dr. Ebba Ossiannilsson, Yrd. Doç. Dr. Mustafa Ozhan Kalaç tarafından da sunumlar yapıldı.