8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri Kapsamında Kıbrıs Modern Sanat Müzesi Için Ödüllü 60 Sanatçının 90 Eserinden Oluşan “Kadın” Konulu Karma Sergi, Girne Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra Tarafından Açıldı

8 Mart Dünya Kadınlar Günü etkinlikleri kapsamında Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için düzenlenen, KKTC’den, Yakın Doğu Üniversitesin’den ve Türk Dünyasın’dan ödüllü 60 Sanatçının Eserlerinden Oluşan “Kadın” Konulu Karma Sergi, Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi sergi salonunda UBP Girne Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra tarafından açıldı… Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, sergiye, UBP Girne Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel, Girne Üniversitesi Kurucu Rektörü Yrd.Doç.Dr.Cemre Günsel Haskasap, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Anna Günsel, Yakın Doğu Üniversitesi Mütevelli Heyeti üyesi Mehmet Soykurt, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ, enstitü müdürü, dekanlar, öğretim elemanları, sanatçılar ve davetliler katıldı. Sergide, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör yardımcısı Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ ile UBP Girne Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra birer konuşma yaptı. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ; “Kadın; Ozanların Eserlerindeki Sestir, Görebilenler için hem Bir Sanatçı hem de Bir Sanat Eseridir” Rektör yardımcısı Prof.Dr. Tamer Şanlıdağ, kadınları anlatacak kelimelerin kifayetsiz kaldığını kendi penceresinden seslenerek şu sözlerle aktardı; “Kadın; annedir, emekçidir, topraktır, sudur, güneştir, yani temel olan her şeydir. Kadın; her işin üstesinden gelebilen, her işi yapabilecek güce ve zekaya sahip, ezilmeyen ve ezmeyendir. Kadın emektir, duygudur, aşktır, sevgideki güçtür. Kadın yaşamdır, verimdir, huzurdur, özgürlüktür, direnmektir, her şeye göğüs germektir. Kadın; Ozanların eserlerindeki sestir, görebilenler için hem bir sanatçı hem de bir sanat eseridir. İnsan hakları temelinde kadınların siyasi ve sosyal bilincinin geliştirilmesine, ekonomik, siyasi ve sosyal başarılarına dikkat çekmeyi hedefleyen 8 Mart Dünya Kadınlar Gününüz kutlu olsun.” Dedi. Prof. Dr. Tamer Şanlıdağ; “Yazıda, Resimde, Heykelde, Müzikte, Edebiyatta, Modada ve Reklâmda, Kısacası Görsel ve İşitsel Sanatın Her Bir Karesinde Kadınlar Yer Almıştır” Şanlıdağ, 8 Mart Dünya Kadınlar Günü Etkinlikleri Kapsamında Kıbrıs Modern Sanat Müzesi için Yakın Doğu Üniversitesi Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesi Dekan Yardımcısı ve Günsel Sanat Müzesi Müdürü Doç. Erdoğan Ergün küratörlüğünde “Kadın” konulu karma sergide, KKTC’den, Yakın Doğu Üniversitesi’nden ve Türk Dünyası’ndan ödüllü 60 sanatçının farklı tekniklerle hazırladığı resim, heykel, seramik, baskı resim ve fotoğraf gibi çalışmalardan oluşacak sergide 90 eser yer aldığını belirtti. Sanatçılara ve emeği geçen tüm çalışanlara Üniversite adına teşekkür eden Şanlıdağ; “Efsane ya da gerçek olsun bütün kadın kahramanların toplumdaki yerleri, yaşanılan zamana, kültüre ve inanç sistemlerine paralel olarak şekillenmiş ve değişik simgelerle tasvir edilmiştir. Yazıda, resimde, heykelde, müzikte, edebiyatta, modada ve reklâmda, kısacası görsel ve işitsel sanatın her bir karesinde kadınlar yer almıştır. Kadın, zamana eş olarak uğradığı duraklarda, kimi zaman bolluk ve bereketin vazgeçilmezi, tanrısal dünyanın Afrodit’i, karşı cinsin zaafı, ilk günahın azmettiricisi, aklın ve kurnazlığın timsali, kimi zaman da cinsiyeti sorgulanan bir canlı olarak kendini sanatın kollarına bırakmıştır.” Dedi. UBP Girne Millevekili İzlem Gürçağ Altuğra ise konuşmasında, 1800’lü yıllardan itibaren kutlanmakta olan kadınlar gününün Birleşmiş Milletler tarafından da resmen kabul edilmiş Uluslararası bir gün olduğunu ve 8 Mart’ın her yıl dünya genelinde büyük anlam içeren etkinliklerle kutlanmaya devam ettiğinin altını çizdi. Gürçağ; “Kadın, Insan Hakları Temelinde Hak Ettiği Onurlu Yerini Almayı Başarmıştır” Gürçağ; “İlk çağların yaşamında kadının yeri sadece doğurganlığı ile değerlendiriliyor ve maalesef yaşamın hiçbir aktivitelerinde yer alamıyordu. Ancak 1800’lü yılların sonrasında kadın dünyasındaki uyanış insan yaşamında bir kadın olarak erkek zincirini de kırarak ben de varım benim de üstlenebileceğim görevlerim vardır diyerek insan hakları temelinde hak ettiği onurlu yerini almayı başarmıştır. Kadın, bir anne olarak, bir eş olarak ve bir kardeş olarak evini çekip çevirdiği kadar toplumunu da şekillendiren, toplumunu da dönüştüren ve de geleceğim istikamet çizebilen bir varlıktır. Kadın toplumun içindeyse eğer o toplum ileridir. Kadın toplumun içindeyse eğer o toplum medenidir. Ve kadın toplumun içinde ise eğer o toplum üretkendir. Çok uzun soluklu ve çok zahmetli mücadelelerin ardından kadınımız sosyal, siyasal ve ekonomik aktivitelerde sergilemiş oldukları Üstün başarılarının yanı sıra aynı zamanda sanat dünyasında da kendini göstermeyi başarmıştır. Nitekim 60’lı yıllarda insan yaşamında eşit haklar ve feminist hareketlerin yoğunlaştığı süreçlerde gerek Amerika Birleşik Devletleri’nde olsun gerekse Avrupa ülkelerinde olsun sanat okullarında hem okuyan, hem de okutan kadınlarımızın sayısında artış yönünde ciddi bir patlama gözlemlenmiştir. Bugün dünya genelinde kadınlarımızın eğitimde, siyasette, ekonomide, sanatta, sporda göstermiş oldukları başarılarını büyük bir gururla takip etmeye devam ediyoruz. “Kadınların Müdahil Olmadığı, Kadınların Akıllarda Yer Almadığı Hiçbir Sosyo Kültürel Ve Siyasal Akış Başarı İpini Göğüsleyemez” Değerli konuklar kadınlarımız için hem de önemli olan 8 Mart’ın bu gününde sanata ve sanatçıya büyük önem veren yakın Doğu Üniversitemizin Kurucu Rektörü sayın Dr. Suat Günsel’e ne kadar teşekkür etsek azdır. Ve aynı zamanda yerli sanatçılarımızın da yer aldığı ancak yerli sanatçılarımız diye ifade ederken Yakın Doğu üniversitemizin yetiştirdiği yerli sanatçılarımızın da yer aldığı ve dünya coğrafyasının değişik ülkelerinden Bizim ülkemize gelerek bugüne renk katan sanatçılarımızı da bağrımıza basarak katkılarından dolayı kendilerine içtenlikle teşekkür ediyoruz. Ve bugün dünya genelinde çocukları ile birlikte savaşın orta yerinde kalan veya herhangi bir nedenle hak, hukuk, adalet ve demokrasi mücadelesi veren tüm kadınlarımıza yürekten destek veriyor mücadelelerinde üstün başarılar diliyorum. Bugün bu vesileyle tarihte iz bırakan kadınlarımızdan Nenehatun’u, Şerife Bacıyı, Karafatma’yı, Halide Edip Adıvar’ı, Halime Çavuşu ve daha nice nice Kahraman kadınlarımızı rahmetle yad ederken tarih bize şöyle sesleniyor; “Kadınların müdahil olmadığı, kadınların akıllarda yer almadığı hiçbir sosyo kültürel ve siyasal akış başarı ipini göğüsleyemez.” İfadelerini kullandı. Ödüllü 60 sanatçının “Kadın” konulu karma sergi kurdelesi kesildi. Konuşmaların ardından başta Milletvekili İzlem Gürçağ Altuğra olmak üzere, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İ.Günsel, Girne Üniversitesi Kurucu Rektörü Yrd. Doç.Dr.Cemre Günsel Haskasap, Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Mütevelli Heyeti Başkanı Anna Günsel Rektör yardımcısı, enstitü müdürü, dekanlar ve sanatçılar tarafından sergi kurdelesi kesildi. Sergi 13 Mart 2020 tarihine kadar hafta içi 08.00-16.00 saatleri arasında Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi sergi Salonu’nda ziyaret edilebilecek.

KKTC Uyruklu Askerlik Mükellefiyeti Bulunan Öğrencilerin Dikkatine!

Değerli Öğrenciler, 2019-2020 Bahar Dönemi KKTC Uyruklu öğrencilerin Askerlik Erteleme işlemlerinin gerçekleştirilmesi üzere Milli Eğitim Bakanlığına gönderilen 1. öğrenci listesini ekte bulabilirsiniz. Askerlikleri Ertelenen ve Ertelenmeyen öğrencilerin, isimlerini listeden kontrol etmesi gerekmektedir. Askerlik Erteleme Listesinde, erteleme işlemi gerçekleşmeyen öğrencilerin öğrenci işlerine başvurarak öğrencilik statülerini “Aktif” hale getirmesi gerekmektedir. NOT: Erteleme işlem sonuçlarınızı https://yobis.mebnet.net/ sayfası online işlemler, “Askerlik Durum Sorgulama” https://yobis.mebnet.net/frmMilitaryQuery.aspx bölümünden ulaşabilirsiniz. ÖĞRENCİ İŞLERİ MÜDÜRLÜĞÜ Asal Şube Askerlik Erteletme Listesi

DESAM Enstitüsü Tarafından II. Biyoenformatik Kış Okulu: “Moleküler Bilimlerde Bilgisayar Metotları” Konulu Çalıştay Düzenlendi…

Yakın Doğu Üniversitesi Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi (DESAM) tarafından “II. Biyoenformatik Kış Okulu: “Moleküler Bilimlerde Bilgisayar Metotları” çalıştayı gerçekleştirildi. Welcome Sanger Enstitüsü, Cambridge Üniversitesi ve Koç Üniversitesi’nden gelen uluslararası eğitmenlerin yanı sıra Yakın Doğu Üniversitesi öğretim üyelerinin de deneyimlerini paylaştığı uygulamalı çalıştayda, moleküler ve tıbbi bilimlerle uğraşan akademisyen, araştırmacı ve öğrenciler bir araya geldi. Biyoenformatik alanının temelini oluşturan yazılım sistemlerinin birebir uygulamalı olarak anlatıldığı çalıştayda, günümüzde genetik, mikrobiyoloji gibi birçok bilim dalında hem araştırma hem de tanı amacı için kullanılan en son teknoloji ‘Next-Generation Sequencing’ (yeni nesil dizileme) yönteminin prensipleri ve uygulamaları katılımcılarla paylaşıldı. Tek Hücreden DNA ve RNA Dizilim Yöntemleri Üzerinde Duruldu… Welcome Sanger Enstitüsü’nden Dr. Raheleh Rahbari, RNA, tek hücre dizileme yöntemleri ve transkriptom analizleri ile ilgili olarak yaptığı sunumlarda günümüzde son teknoloji olarak değerlendirilen tek hücreden DNA ve RNA dizileme yöntemlerini ve uygulamalarını aktardı. Ayrıca, kanser genomiğinde karşılaşılan genetik varyasyonların tespitinin önemini hem araştırmada hem de tanıda kullanılabilecek farklı yöntemleri detaylı bir şekilde açıkladı. Yine aynı enstitüden Sean Laidlaw ise, biyoenformatik alanında sıkça faydalanılan ‘Linux’ yazılım sistemlerinin kullanımı, tek hücre dizileme uygulamalarını ve varyasyon tespitinin nasıl yapıldığını gösterdi. Biyoenformatik analizler ve Yazılım Sistemlerinin Kullanımına Değinildi… Cambridge Üniversitesi’nden Dr. Pierpaolo Maisano Delser, biyoenformatik analizlerin temeli, veri analizi ve kalite kontrol sistemleri, biyoenformatik ‘R’ yazılım sisteminin kullanımı ile ilgili sunumlar yaptı. Koç Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Şeref Gül ise, tespit edilen genetik varyantlar kullanılarak in silico protein homolji model uygulamalarını ve analizini gerçek olgulardan oluşan interaktif bir çalışmayla sundu. Epigenetiğin Biyoefnormatikte Kullanılması Konuşuldu… Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı öğretim üyesi Doç. Dr. Rasime Kalkan da, epigenetiğin biyoenformatikte temel bilimlerden tanıya giden yolda nasıl kullanılabileceğini ve bu bilgiler ile epigenetik işaretçilerin nasıl kanser tedavisinde kullanılabileceğini anlattı. Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü araştırıcısı Dr. Berna Uzun da, sağlıkta çok kriterli karar verme teori uygulamalarını anlattı. Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Dilber Uzun Özşahin de, çok kriterli karar verme teorilerinin sağlıkta farklı alanlarda uygulamalarını örneklemelerle gösterdi.

Yakın Doğu Üniversitesi Uluslararası Katılımlı Erciyes Tıp Genetik Günleri Kongresi’nde Beş Bilimsel Konferans, Üç Sözlü Sunum ve Bir Ödülle ile Damga Vurdu…

Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyeleri ve Deneysel Sağlık Bilimleri Araştırma Merkezi (DESAM) araştırmacıları, Kapadokya’da düzenlenen V. Uluslararası Katılımlı Erciyes Tıp Genetik Günleri Kongresi’nde Yakın Doğu Üniversitesini temsil ederek sözlü sunum üçüncülük ödülü kazandı. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesince düzenlenen ve tıbbi genetik alanında çalışma yapan bilim insanları bir araya getiren kongrede, Yakın Doğu Üniversitesi öğretim elemanları; Doç. Prof. Dr. Gamze Mocan, Dr. Mahmut Çerkez Ergören, Doç. Dr. Umut Fahrioğlu,Doç. Dr. Pınar Tulay, Doç. Dr. Rasime Kalkan, Doç. Dr. Kerem Teralı, Uzm. Gülten Tuncel Dereboylu, Uzm. Havva Çobanoğulları, Veteriner Hekim Meryem Betmezoğlu bilimsel makale sundular. Tıbbi genetik alanında dünyada gelinen son durumun ele alındığı, yeni fikirlerin tartışıldığı kongrede, genlerden genomlara, hassas tıp, genetik hastalıkların moleküler temeli, insan genom organizasyonu, kanser genomiği, cinsiyet gelişim bozuklukları, prenatal tanı ve üreme sağlığı genetiği, nörogenetikte güncel yaklaşımlar, sık görülen genetik hastalıklarda doğru tanı ile Kıbrıs’ta yürütülen bilimsel çalışmalar tartışıldı. Sunumları İlgi Odağı Oldu… Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Öğretim Üyesi ve DESAM Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören kongrenin ilk günü, “İnsan genomundaki rekombinasyon etkisi ve mutasyon birikimi” başlıklı çalışmasını sundu. Konferansın son günün de ise Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Gamze Mocan’ın oturum başkanlığında, Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbı Biyoloji Öğretim Üyesi ve DESAM Enstitüsü Nadir Hastalıklar Araştırma Grubu araştırıcısı Doç. Dr. Umut Fahrioğlu “Farklı Hastalık Grupları için Genetik Danışmanlık Modelleri”, Tıbbi Genetik Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve DESAM Enstitüsü Yönetim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Pınar Tulay “Polikistik over sendromu olan kadınlarda oosit gelişiminin moleküler temeli”, DESAM Enstitüsü Hücre kültürü laboratuvarı sorumlusu Doç. Dr. Rasime Kalkan “Epigenetik biyobelirteçlerin fizyolojik ve patolojik durumlarda kullanılabilirliği” ve Tıbbi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve DESAM Enstitüsü Biyoenformatik ve Hesaplamalı Biyoloji Araştırma Grup lideri Doç. Dr. Kerem Teralı “Tıbbi genetikte biyomoleküler modelleme: Hastalıkla ilişkili genlerdeki sessiz olmayan mutasyonların çözümlenmesi üzerine vaka temelli bir yaklaşım” başlıklı sunumlarını yaptılar. Yakın Doğu Üniversitesi’ne Sözlü Sunum Ödülü… Kongrede ayrıca, Yakın Doğu Üniversitesi DESAM Enstitüsü Nadir Hastalıklar Araştırma Grubu araştırıcıları ve Moleküler Tıp alanında doktora yapan Uzm. Gülten Tuncel Dereboylu “Meme kanseri erken tanısı için kanıta dayalı bilgisayarlı teşhis araçlarının geliştirilmesi”, Uzm. Havva Çobanoğulları “Kıbrıs Türk nüfusunda ve Kuzey Kıbrıs’ta yaşayan Nijeryalı ve Zimbabwe nüfusunda CCR5 ∆32 gen varyantı sıklığının belirlenmesi” ve Veteriner Hekim Meryem Betmezoğlu “Geniş bir Türk ailede son derece nadir bir durum: Rizomelik kondrodisplazi punctata tip 5” isimli sözlü sunum bildirilerini sundular. Hakem değerlendirilmesi sonucunda DESAM Enstitüsü araştırma görevlisi Uzm. Gülten Tuncel Dereboylu Yakın Doğu Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Biyoloji ve Tıbbi Patoloji Anabilim Dalları, Erciyes Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalı ve Bursa Uludağ Üniversitesi Tıbbi Genetik Anabilim Dalları ile yapmış oldukları çalışmayla sözlü sunum üçüncülük ödülü kazandı. Yuvarlak Masa Toplantısında Kıbrıs’ta Genetiği Anlatıldı… Kongre Başkanı Prof. Dr. Munis Dündar moderatörlüğünde Türkiye Tıbbi Genetik Derneği Yönetim Kurul Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ali Ergün ve Yönetim Kurulu Üyeleri’nin de katıldığı yuvarlak masa toplantısında, Yakın Doğu Üniversitesi’nde moleküler bilimler ve genetik alanında çalışmalar yürüten araştırmacılar ile Prof. Dr. Gamze Mocan deneyimlerini aktardı. Tüm kongre katılımcılarına açık olarak düzenlenen bu özel oturumda Kuzey Kıbrıs’ta genetik bilimi için neler yapılabileceği tartışılarak, öneriler sunuldu. Doç. Dr. Mahmut Çerkez Ergören, Kıbrıs’ta genetik alanındaki yasal düzensizliklere, eksikliklere ve zorluklara dikkat çekerken, tüm katılımcılar interaktif bir şekilde toplantı boyunca görüşlerini belirttiler. Türkiye Tıbbi Genetik Derneği yönetim kurulu üyeleri ile birçok konuda görüş birliği alınarak, iki topluluğun bundan sonraki süreçlerde birlikte hareket etmesi kararı alındı.

Özay Günsel Çocuk Üniversitesi’nde Öğrenciler Yeni Konuları Keşfetmeye Devam Ediyor…

Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Kış Dönemi programı öğrencilerin yeni çalışma alanlarını ve güncel bilgileri keşfederek, sosyal ve bilişsel kapasitelerini geliştiren eğitim programlarıyla devam ediyor. Özay Günsel Çocuk Üniversitesinden verilen bilgiye göre, farklı yaş gruplarına göre hazırlanan eğitim atölyelerinde dünya, güneş, galaksi-evren grubu öğrencileri kış programı 10’uncu haftasında spor, sanat, fen bilimleri alanlarında sosyal becerilerini geliştiren eğitim uygulamaları yaptılar. Baskı Çalışması Yaptılar… Eğitim programlarına Yakın Doğu Üniversitesi Spor Kulesi’nde Hasan Binatlı ile sabah sporu ile başlayan Dünya grubu öğrencileri, Güzel Sanatlar ve Tasarım Fakültesinde Dr. Gökhan Okur ve Dr. Evrim Ergün ile “baskı resim yapıyorum” atölyesine katıldılar. Genç kuşaklara sanatsal yaratıcı bir perspektif kazandırarak yaratıcılık ile özgüveni ortaya çıkarma amacıyla programlanan eğitim kapsamında öğrenciler, köpük kartonları kullanarak deniz canlılarını resimlediler. Baskı tekniklerini öğrenen öğrenciler hem kullanılan malzemeleri tanıma, hem de yaratıcı bir baskı çalışması yapma imkanı buldu. Arkadaşlık, Sadakat, Cesaret ve Aile Temasını Alan Film İzlediler… Dünya grubu öğrencileri daha sonra komedi aile animasyonu “Tüylü Kaçak” adlı animasyon filmi izlediler. Sevdiklerinden ayrı kalan, başına hiç beklenmedik şeyler gelen ve özgürlüğü için elinden geleni ardına koymayan bir köpeğin macerasını anlatan film ile öğrenciler arkadaşlık, sadakat ve cesaret temalarını pekiştirdiler. Çocuk Turizmi Konusunda Bilinçlendiler… Güneş grubu öğrencileri de Yakın Doğu Üniversitesi Turizm Fakültesinde Doç. Dr. Nesrin Bahçelerli ile dünyada yeni trend olan “Çocuk Dostu Turizm” atölyesine katıldılar. Turizm kavramının sadece çocuklara özel mönüler, çocuk havuzları veya çocuklara yönelik animasyonlar olmadığı, turizmin otel tatili haricinde de dallarının olduğunu öğrenen öğrenciler, turizm ve seyahat sektöründe çocuk haklarının korunması, çocuğa karşı şiddetin önlenmesi gibi konularında da bilgi sahibi oldular. Atölye kapsamında öğrencilere, ülkemizde önem taşıyan doğa turizmi ile ilgili de bilgiler verildi. Balıkların Yaşam Alanlarını Öğrendiler… Güneş grubu öğrencileri daha sonra Veterinerlik Fakültesinde Yrd. Doç. Ayfer Fındık Pakrooh ile birlikte “Evde Akvaryum Beslemek Kolay Mı?” atölyesine katıldılar. Atölye kapsamında öğrenciler, balıkların deniz dışında yaşam alanlarının nereler olduğunu ve evimizde akvaryum kurmak için neler yapmamız gerektiğini öğrendiler. Küresel Isınma Konusunda Bilinçlendirildiler… Galaksi-Evren grubu öğrencileri ise Özay Günsel Çocuk Üniversitesi Genel Sekreteri Duygu Kaptanoğlu Coşkun ile “Küresel Isınma ve Farkındalık” atölyesine katıldılar. Küresel ısınma ile ilgili belgesel izleyen öğrencilere küresel ısınma ve etkileri ile ilgili bilgiler verilerek, bu konuda gösterdikleri hassasiyetlerini sadece bugün değil, yaşamları boyunca yansıtmaları ve yaygınlaştırmalarının önemi vurgulandı. Eğitim atölyesi sonrasında öğrencilere evlerinde küresel ısınmanın artmasına neden olan davranışları yazmaları ödev olarak verildi. Zorbalıkla Nasıl Başa Çıkılır? Eğitim programı kapsamında Yakın Doğu Üniversitesi Spor Kulesi’nde Hasan Binatlı ile spor yapan Galaksi-Evren grubu öğrencileri daha sonra, Özay Günsel Çocuk Üniversitesinden Uzm. Psikolog Çağla Akarsel ile farkındalık atölyesine gerçekleştirdiler. Bu atölyede öğrenciler, yaş guruplarında maruz kaldıkları zorbalık ile nasıl başa çıkacaklarını öğrendiler.

Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi 2019-2020 Güz Dönemi Mezuniyet Töreni Gerçekleştirildi…

Yakın Doğu Üniversitesi İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi 2019-2020 Güz dönemi mezunları Atatürk Kültür ve Kongre Merkezi Büyük Salon’da gerçekleştirilen törenle diplomalarını aldı. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre törene, Rektör yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, Fakülte Dekanı Prof. Dr. Hüzeyin Gökçekuş, bölüm başkanları, öğretim elemanları, mezun öğrenciler ve aileleri katıldı. Saygı duruşu ve İstiklal Marşının okunmasıyla başlayan törende, İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan, İngilizce program birincisi Tafadza Tsanyau ile Türkçe program birincisi Ersin Emre Konuk birer konuşma yaptı. Konuşmaların ardından müzik dinletisi sunularak, sırasıyla mezunlara diplomaları takdim edildi. Nobel Ödüllü Akademisyenlerle Yüksek Kaliteli Eğitim Sunuyoruz… İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş törende yaptığı konuşmasında öğrencilere seslenerek, tüm çaba ve sıkı çalışmaların ardından inşaat mühendisleri olarak diplomalarını alacaklarını belirterek, bu yolculuğun kolay olmadığını, çünkü inşaat mühendisliği bölümünden mezun olmanın kolay bir iş olmadığını vurguladı. Geçen eğitim sürecinde, öğrencilerin eğitimlerine ve başarılarına büyük katkı sağlayan ailelere ve hocalarına da teşekkür eden Prof. Dr. Gökçekuş, “2018 yılında İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi olarak üniversitemizde mevcut 21 fakülte arasından “En İyi Fakülte” ödülünü aldık. 2019 yılında da bu başarıyı tekrarlamak istiyoruz. Bu gurur hepimizin” diye konuştu. İnşaat ve Çevre Mühendisliği Fakültesi ve İnşaat Mühendisliği bölümünde 41 farklı ülkeden gelen öğrencilere, aralarında Nobel ödülü almış akademisyenlerin de bulunduğu kaliteli eğitim kadrosuyla, eğitim olanağı sunulduğunu anlatan Prof. Dr. Gökçekuş, lisans ve yüksek lisans programlarının da sadece YÖK ve YÖDAK tarafından tanınmakla kalmayıp ASIIN gibi uluslararası akreditasyon kurulunca da akredite edildiğini söyledi. Ayrıca bu yıl “Kıbrıs Konusu” ile “Su ve Çevre” konularında 3 uluslararası kongre gerçekleştirdiklerini de dile getiren Prof. Dr. Hüseyin Gökçekuş, mezunları yeniden kutlayarak gelecek kariyer yaşamlarında başarılar diledi. Doç. Dr. Murat Tüzünkan: “Teknolojiyi Transfer Eden Değil, Teknolojiyi Üreten Mühendisler Yetiştirmeyi Misyon Edindik…” Yakın Doğu Üniversitesi Rektör yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan ise, alınan teori ile pratiğin bütünleştiği eğitim ile gelişen yeni teknolojilere uyum sağlayabilen, kültüre ve topluma farklı boyutlarda ve kademelerde katkı koyacak geleceğin mühendislerini mezun etmenin sevincini yaşadıklarını belirtti. Doç. Dr. Tüzünkan öğrencilere seslenerek, geleceğin toplumunu inşa edecek kuşakların yetişmesini misyon edinen köklü ve büyük bir üniversite olan Yakın Doğu Üniversitesinde, yoğun çaba ve emek sarf ederek, disiplinli çalışarak bu mutlu güne ulaştıklarını belirterek mezunları kutladı. Bilgi toplumlarının egemen olduğu yüzyılımızda bilim ve teknolojinin gelişimini sağlayan mühendislik bölümlerinin geleceğin şekillendirilmesinde önemli bir rol üstlendiğine dikkat çeken Doç. Dr. Tüzünkan, teknolojiyi transfer eden değil, teknolojiyi üreten mühendisler olarak ülkemizin kalkınmasında önemli roller üstlenmek üzere öğrenciler yetiştirdiklerini söyledi. Doç. Dr. Murat Tüzünkan, “Ülke geleceğinde böylesi kritik bir göreve sahip olan nitelikli mühendislerin yetiştirilebilmesinin öneminin bilinci ile Yakın Doğu Üniversitesi olarak öğrencilerimizi bilimin insan yaşamındaki yeri ve önemini benimseyen, araştırıcı, sorgulayıcı, üretken düşünce yapısına sahip yaratıcı, ülke gelişimine katkıda bulunabilecek eğitim misyonu ile yetiştiriyoruz. Yakın Doğu Üniversitesi olarak Mühendisliğin farklı dallarında elektrikle çalışan arabalar, bilgisayar-enformatik sistemlerinin siber güvenliği alanında çalışmalar yürütüyoruz” dedi. Sözlerinin devamında ailelere de seslenen Doç. Dr. Tüzünkan, çocuklarına güven duymalarını belirterek, mezunları ile gurur duyduklarını, Yakın Doğu Üniversitesi mezunları olarak çalışma hayatlarında gösterecekleri her yeni başarının kendilerini mutlu ederek, göğüslerini kabartacağını söyledi. Diplomalar verildi, kepler atıldı… Daha sonra İngilizce program birincisi Tafadza Tsanyau ile Türkçe program birincisi Ersin Emre Konuk birer konuşma yaptı. Ardından sırasıyla mezunlara diplomaları takdim edildi. Tören, mezun öğrencilerin keplerini havaya fırlatılmasıyla son buldu.

Son Dönemin En Çok Tercih Edilen Cilt Uygulaması: Dolgu

Yakın Doğu Üniversitesi Hastanesi Deri ve Zührevi Hastalıklar Anabilim Dalı Uzmanı Dr. Serap Maden, Yaşlanma Sürecinde Yüzdeki Kırşıklıkların Giderilmesinde ve Dudakların Dolgunlaştırılmasında Faydalanılan Dolu Uygulamaları ile İlgili Açıklamalarda Bulundu. Yüzün Anatomik Yapısına ve Bölgesel İhtiyaca Göre Farklı Dolgu Seçeneklerinin Kullanılması Gerektiğini Vurgulayan Uzm. Dr. Serap Maden, Dolgu İşleminin Bu Konuda Eğitim Almış Dermatolog veya Plastik Cerrahi Uzmanları Tarafından Uygulanması Gerektiğine Dikkat Çekti. Uzm. Dr. Serap Maden; “Yaşlanma Sürecinde Yüzdeki Kırışıklıkların Giderilmesine Yönelik Dolgu Yöntemi Tercih Ediliyor.” Yaşlanma sürecinde yüzdeki kırışıklıkların zamanla arttığını söyleyen Uzm. Dr. Serap Maden, yaşlanmanın gerek yer çekiminin etkisi, gerekse hücrelerin kendini zamanla yenileme kabiliyetinin azalmasıyla oluşan bir durum olduğunu belirtti. Yaşlanma sürecinde yüzde hem sarkma hem de hacim kaybının yaşandığını kaydeden Uzm. Dr. Serap Maden, cilt altında bulunan yağ tabakalarında azalma, aşağıya doğru yer değiştirme, elmacık kemikleri veya çene hattı kemikleri gibi yüzü destekleyen yapılarda kayıpların oluşumunun yüzü daha yaşlı bir görünüme kavuşturduğunu ifade etti. Uzm. Dr. Serap Maden şöyle devam etti: “Tüm bu durumların sonucunda göz altında yorgun görünüm, orta yüzde çökme, burun kenarından aşağı inen çizgilerde belirginleşme ve dudaklarda küçülme gibi durumlar ortaya çıkmaktadır. Yüzde oluşan bu kayıpların yerine konması, yüzün daha gergin ve cildin daha canlı görünmesini sağlamak adına dolgu uygulamaları tercih edilmektedir. Bunun dışında kaza sonucu ya da bir hastalık durumu sonrası ortaya çıkan veya ameliyat sonrasında gelişen doku kayıplarının düzeltilmesinde de dolgular kullanılabilmektedir.” En Fazla Hyaluronik Asit İçerikli Dolgular Tercih Ediliyor En sık kullanılan dolguların hyaluronik asit içerikli dolgular olduğunu söyleyen Uzm. Dr. Serap Maden, yine hidroksi apatit içerikli ve polikaprolakton içerikli yarı kalıcı dolguların da günümüzde sıkça kullanıldığını belirtti. Bunun dışında hastanın kendi yağ dokusunun çeşitli işlemler sonrası yüzdeki hacim kayıplarını gidermekte kullanılabildiğini de ifade eden Uzm. Dr. Serap Maden, silikon ve plastik ürünler gibi kalıcı olan yapay dolguların da bulunduğunu, fakat bunların taşıdıkları bazı riskler nedeniyle fazla tercih edilmediğini belirtti. Hyaluronik Asit İçerikli Dolguların Özellikleri Hyaluronik asitin vücudumuzda bulunan doğal bir asit olduğunu, dolayısıyla bu maddenin yüzde güvenle kullanılabildiğini belirten Uzm. Dr. Serap Maden, hyaluronik asit içerikli dolguların kişileri doğal görünüme kavuşturmanın yanında, düşük yan etki riski ve gerektiğinde uygulama sonrası eritilmeye elverişli yapısı nedeniyle sık tercih edildiğini söyledi. Hyaluronik asitin aynı zamanda cildin ihtiyacı olan nemi de dokuya kazandırdığını belirten Uzm. Dr. Serap Maden, “Hyaluronik asit içeren dolgular, vücudumuzda hücrelerimizin arasındaki boşluğu dolduran hyaluronik asidin sentetik olarak laboratuvar ortamında üretilmiş formudur. Laboratuar ortamında üretildiğinden sterildir ve enfeksiyon riski yoktur. Alerjik reaksiyona neden olma ihtimali düşüktür.” dedi. Uzm. Dr. Serap Maden; “Yüzün Anatomik Yapısına ve Bölgesel İhtiyaca Göre Farklı Dolgu Seçenekleri Kullanıyoruz.” Yüzdeki anatomik yapıların ihtiyacına uygun olarak dolgu uygulandığını söyleyen Uzm. Dr. Serap Maden, uygulama öncesi dolguların farklı yoğunluk ve kalıcılık süresi özelliklerinin de göz önünde bulundurulduğunu belirttiği açıklamalarına şöyle devam etti; “Dolgunun hyaluronik asitten yoğunluk miktarı, kıvam ve kalıcılık süresini etkiler. Yüzde elmacık kemikleri, kaş kenarları ve çene hattı gibi bölgelere, daha derine uygulanan ve uzun süreli etki gösteren dolgular kullanılır ve dolgu ile bu bölgelerdeki kemik yapıları desteklenir. Orta yüz bölgesi ve burun dudak çevresi çizgilenmeleri için orta düzey yoğunluktaki dolgular, gözaltı gibi ince derili alanlar ve yüzeyde ince kırışıklar için ise ince yapılı dolgular tercih edilir. Yine burun bölgesindeki şekil bozuklukların düzeltilmesi için de dolgulardan yararlanılabilir.” Yüz Dolgusu Nerelere Uygulanır? Dolgu işleminin uygulanabileceği bölgeler ve tedavi etkilerinden de bahseden Uzm. Dr. Serap Maden, göz çevresindeki kırışıklıklar ve gözaltı çukurlarının düzeltilmesinde, burun kenarından aşağıya inen çizgilerin giderilmesinde, dudakların dolgunlaştırılmasında, alındaki çizgilerin giderilmesinde, yanak ve elmacık kemiğini belirginleştirmede, çene ucuna şekil verme veya çene köşesi belirginleştirmede, ameliyatsız burun estetiğinde, burun düzeltilmesinde, akne izlerinin giderilmesinde ve kaza veya travma sonucu oluşan deformelerde dolgu işlemlerinden faydalanıldığını bildirdi. Uzm. Dr. Serap Maden: “Spor Yapanlarda ve Sigara İçenlerde Dolgu Daha Hızlı Eriyor.” Hyaluronik asit dolgularının ortalama altı ile on iki ay arasında bir sürede vücut tarafından eritildiğini söyleyen Uzm. Dr. Serap Maden, çoğunlukla ilk uygulamadan altı veya dokuz ay sonra tekrar değerlendirme yapılması gerektiğini ve ihtiyaç halinde ilave uygulamaların gerçekleştirilebildiğini belirtti. “Dolguların vücutta erime süresi, dolgunun hyaluronik asit içerik miktarına, yoğunluğuna, uygulama bölgesine ve hastanın hayat tarzına göre değişkenlik gösterebilir. Hareketsiz bölgelerde dolgu kolay kolay erimezken, ağız çevresi gibi mimiklerin sık kullanıldığı dinamik bölgelerde dolgu daha hızlı erir.” diyen Uzm. Dr. Serap Maden, yine fazla spor yapanlarda ve sigara içenlerde dolgunun erimesinin daha hızlı olduğunu kaydetti. Uzm. Dr. Serap Maden; “Dolgu İşlemi Dermatolog veya Plastik Cerrahi Uzmanları Tarafından Uygulanmalı.” Dolgu işleminin eğitim almış olan tecrübeli dermatolog ve plastik cerrahi hekimleri tarafından klinik ortamda uygulanması gerektiğini söyleyen Uzm. Dr. Serap Maden, dolgu maddesine karşı bilinen alerjisi olanlarda, gebelerde, emziren annelerde, pıhtılaşma bozukluğu olanlarda, bağ dokusu hastalığı olanlarda ve otoimmün hastalıklarının aktif döneminde, dolgu uygulamasının yapılmaması gerektiğine dikkat çekti.

Yakın Doğu Üniversitesi Bilim Ödüllerine Başvuru Süreci Başladı

Bilim Ödülleri Kategorileri ve Şartları Yayın Ödülü 1 Ocak 2019 – 31 Aralık 2019 tarihleri arasında “Web of Science” veya “Scopus” ‘ta taranan dergilerde yayımlanmış makalelerin (orjinal çalışma, derleme, olgu sunumu) kümülatif puanı** 2’in üzerinde olan öğretim üyelerine (Yard. Doç. Dr., Doç. Dr., Prof. Dr. ) “Yayın Ödülü” verilecektir. Yayın Onur Ödülü 1 Ocak 2019 – 31 Aralık 2019 tarihleri arasında “Web of Science” ta taranan SCI, SSCI, SCIE ve AHCI dergilerde yayımlanan makalelerin (orjinal çalışma, derleme) Toplam Puanı* (Kümülatif Yayın Puanı (KYP)** x Toplam Etki Faktörü***) en yüksek olan bir öğretim üyesine (Yard. Doç. Dr., Doç. Dr., Prof. Dr. ) “Yayın Onur Ödülü” verilecektir. Genç Araştırmacı Ödülü 1 Ocak 2019 – 31 Aralık 2019 tarihleri arasında “Web of Science” veya “Scopus”ta taranan dergilerde yayımlanmış en az 2 makalesi ( orjinal çalışma, derleme, olgu sunumu) veya KYP’si 1 olan ve aynı zamanda en az 2 bildiri sunmuş veya tamamlanmış bir projede ( AB, DTP, TUBİTAK ve BAP) görev almış öğretim elemanlarına (Yüksek Lisans/Doktora öğrencisi, Uzman Hekim, Dr.) “ Genç Araştırmacı Ödülü” verilecektir. Genç Araştırmacı Özendirme Ödülü 1 Ocak 2019 – 31 Aralık 2019 tarihleri arasında “Web of Science” veya “Scopus”ta taranan dergilerde yayımlanan makalelerin (orjinal çalışma, derleme, olgu sunumu)  Toplam Puanı* (Kümülatif Yayın Puanı (KYP)** x Toplam Etki Faktörü***) en yüksek olan bir öğretim elemanına (Yüksek Lisans/Doktora Öğrencisi, Uzman Hekim, Dr.)  “Genç Araştırmacı Özendirme Ödülü” verilecektir. Genç Araştırmacı Özendirme Ödülü Sağlık, Fen, Sosyal ve Eğitim Bilimleri olmak üzere 4 alanda verilecektir. Başvuru Koşulları Başvurular 02 Mart – 06 Mart 2020 tarihleri arasında kabul edilecektir. Başvurular Rektör Yardımcılığı Sekreterliğine bir dilekçe ve dosya ekleriyle birlikte şahsen yapılmalıdır. Dilekçede başvurulan ödül, kümülatif puan ve toplam puan belirtilmelidir. Yayımlanmamış makaleler ve araştırmacı sayısı 25’in üzerinde olan makaleler değerlendirmeye alınmayacaktır. Adaylar, yayımlanmış makalelerin bir kopyasını ve Web of Science/Scopus’ta tarandığına dair belgeleri başvuru dosyasına koymalıdır. Yayın Onur Ödülüne başvuran adaylar makalelerinin SCI, SSCI, SCIE ve AHCI dergilerde tarandığına dair belgeleri ve toplam puan hesaplarını başvuru dosyasına koymalıdırlar. Genç Araştırmacı Ödülüne başvuran adaylar, sundukları bildirilerin kongre/sempozyum kitapçığındaki bir örneğini veya görev aldıkları tamamlanmış projelerin kesin raporunu başvuru dosyasına koymalıdırlar. Genç Araştırmacı Özendirme Ödülüne başvuran adaylar yayınlarının WOS veya Scopus’ta tarandığına dair belgeleri ve toplam puan hesaplarını başvuru dosyasına koymalıdırlar. Yayın Onur Ödülü ve Genç Araştırmacı Özendirme Ödülü başvurularında etki faktörü 2’nin üzerinde olan dergilerin özel sayılarında yayımlanan makaleler değerlendirmeye alınacaktır. * Toplam Puan = Kümülatif yayın puanı x dergi etki faktörü toplamı ** Kümülatif yayın puanı hesaplama tablosu aşağıda belirtilmiştir. *** Dergi etki faktörü toplamı: Makalelerin yayımlandığı dergilerin etki faktörlerinin toplamı Kümülatif Yayın Puanı Hesaplama Tablosu (Yakın Doğulu Yazar Sayısına Göre) Makale 1 2 3 4 4+ 1. Yazar Eşit 0.7 0.8 0.9 1 2. – 4. Yazar Eşit 0.5 0.6 0.7 0.8 5. – 10. Yazar Eşit 0.4 0.5 0.6 0.7 10+ Yazar Eşit Eşit 0.1 0.1 0.1 Son Yazar Eşit 0.6 0.7 0.8 0.9 Başvuru: Ayten Angın (Rektör Yardımcısı Asistanı) İletişim: Hastane İdari Kat / Tel: 6751000-1396

Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Tokat Şubesi Heyetini Kabul Etti…

Yakın Doğu Üniversitesi’nin davetlisi olarak Kıbrıs’a gelen Türkiye Muharip Gaziler Derneği Tokat Şubesinden bir heyet, Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel’i ziyaret etti. Yakın Doğu Üniversitesi Basın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü’nden verilen bilgiye göre ziyarette, Türkiye Muharip Gaziler Derneği Tokat Şubesi Başkanı Bilal Özerem başkanlığındaki heyetin yanı sıra, Yakın Doğu Üniversitesi Rektör Yardımcısı Doç. Dr. Murat Tüzünkan da hazır bulundu. Heyetin onuruna Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel tarafından Dorona Otel’de öğle yemeği de verildi. Dr. Suat İrfan Günsel; “Siz Burada ki Soydaşlarınızın Zor Döneminde Canınızdan Can Vererek Devlet Sahibi Yaptınız…” Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rekörü Dr. Suat İ. Günsel yemekte yaptığı konuşmada, Mutlu Barış harekatına katılan gazilerimizin ne kadar güzel bir iş yaptıklarını göstermek amacıyla, her yıl Türkiye’nin değişik bölgelerinden gazilerimizi, ülkemizde Yakın Doğu Üniversitesi olarak ağırladıklarını ve bundan büyük onur duyduklarını belirtti. Bu yıl da Türkiye Muharip Gaziler Derneği Tokat Şubesine bağlı gazileri ağırlamaktan büyük mutluluk duyduklarını belirten Dr. Suat İrfan Günsel, “Ülkemize, vatanınıza hoş geldiniz, sefa getirdiniz” dedi. Dr. Suat İrfan Günsel “Siz Kıbrıs’ta soydaşlarınızın zor döneminde canınızdan can vererek soydaşlarınızı devlet sahibi yaptınız. Bize düşen sizin bu candan can verişinizi buraya yakışır bir şekilde Türkiye’miz ile Kıbrıs’ımızın bütünlüğünü sağlayabilmektir. Bu nedenle 1974 mutlu barış harekatından sonra biz bu bütünlüğü nasıl sağlayabiliriz diye düşündüğümde, bütünlüğü sağlayabilmenin en iyi enstrümanın bir üniversite olduğuna karar vererek, Yakın Doğu Üniversitesinin temellerini attık. Tüm enerjimizi, tüm vaktimizi her zaman sizlere layık olmak için çok çalışarak, üreterek ve kazandığımız her kuruşu yine ülkemize yatırım yaparak geçirdik. Her zaman söylediğim benim için çok önemli 2 kelime var. Biri bütün olmak diğeri de kadirşinas olmak. Bu iki kelimenin derinliğini bilen ve öyle davranan toplumlar hep vardır. Kıbrıs ve Türkiye bir bütündür. Bizim için de önemli olan Türkiyemizle bütün olabilmektir. Türkiye Kıbrıs’sız olabilir. Ancak, buradan baktığınızda Türkiye yoksa biz yokuz. Kıbrıs’ımız sizlere minnettardır” diye konuştu. Bilal Özmen; “Bizler Kıbrıs’ta Şehit Olduk, Gazi Olduk. Kıbrıs Bizim Kanımız Canımızdır..” Yakın Doğu Üniversitesi Kurucu Rektörü Dr. Suat İrfan Günsel’in gazilerin Kıbrıs’ı tekrar görmeleri için düzenlenen gezi programına aldıkları davetten dolayı çok minnettar olduklarını belirten Türkiye Muharip Gaziler Derneği Tokat Şube Başkanı Bilal Özmen, davetten ve yeniden Kıbrıs’ta olmakta büyük bir onur duyduklarını söyledi. Bilal Özmen de, “Bizler Kıbrıs’ta şehit olduk, gazi olduk. Ülke genelinde 498 şehit verdik. Yedi Tokatlı şehit verdik, helal olsun. Bayraklarımız Kıbrıs’ta sonsuza kadar dalgalanacak. Gerekirse yine gelir savaşırız. Kıbrıs bizim kanımız canımızdır. Türkiye neyse Kıbrıs odur, Kıbrıs neyse Türkiye odur. Biz ayrılmaz bir parçayız. Bunu her fırsatta söylüyoruz. Suat hocamızın yapmış olduğu devasa yatırımlarla ülkesine ne kadar büyük hizmetler yaptığını ve bizlerin vermiş olduğu mücadeleyi nasıl taçlandırdığını Yakın Doğu Üniversitesini ziyaret ettikten ve orada gördüklerimizden sonra çok daha iyi anlıyoruz. Bu da bizi ayrıca mutlu etmektedir” dedi. Ziyaret, karşılıklı hediye takdiminin ardıdnan anı fotoğrafının çekilmesi ile son buldu.
tercih robotu